Maximiliaan:Başlangıç

ORTAK DÜŞMAN

Üç gün sonra........... 

Arthur için şu son günler cok sıkıcı geçiyordu.Şu an belkide olması gereken son yer Maximiliaan diye düşündü.Belkide gelecek tehlikenin farkında değildi...

-Şu iki gün nasıl geçti bilmiyorum gerçekten.

-Bide benim açımdan düşün Leo.

-Hansson seninle konuşamak istiyormuş.

-O kaide alınacak biri değil inan bana.

Leo birden Arthur'a doğru dönerek ,Arthur'un hiçte sevinmeyeceği bir şey söyledi...

-İnanmayacaksın ama galiba buraya doğru geliyor.

-Kim?

-Lukas Hansson tabiki.

Kolidorundun sonundan ağır adımlarla yanlarına doğru Lukas Hansson onlara doğru geliyordu.

-Seninle bir konuda konuşmak istiyorum Volkov.

-Ben konuşmak istemiyorum ama.

-Tamam...Lütfen desem Volkov.

-Lütfen ...Tamam burada konuşabilirsin Leo yabancı değil.

Lukas yüzündeki alaycı ifadeyle Arthur'a baktı ve artık karşısındakinin sıradan biri olmadığını farketti...

-İlk gün ki kadar ....

-SAF değilim değil mi?

-Evet bu okuldakiler seni de kendilerine benzetmiş.

-Tamam öyle olsun.Ne söyleyeceksin peki...Dur ben tahmin edeyim Ares bizim ortak düşmanımız diyeceksin değil mi?

-Evet ama inan bana sen bana bu konu hakkında yardım edemezsin.

-Sen benden ne istiyorsun peki?

-Sadece iki dakika konuşmak .

-Tamam sadece iki dakika...

Arthur ve Lukas büyük salonun balkonuna doğru gittiler.Büyük Salon bomboştu ama nedense Arthur bu okulda hiç birşeyin gizli kalmayacağını biliyordu.Bu yüzden kendini hiçte güvende hissetmiyordu...Lukas'a doğru bakınca ;Lukas'ın aklında sadece intikam vardı bunu çok fazla belli ediyordu.

-Ben sadece yardım etmek istiyorum Volkov.

-Benim senin yardımına ihtiyacım yok Hansson.

-Ben seninle aynı taraftayım.Senin aileni öldürüp krallığını dağıtanlarla,benim annemi öldüren ve krallığımızı dağıtanlar aynı kişiler.Ve o kişilerin çocukları senin burnunun dibinde ama sen benimle aynı tarafta bile değilsin.

-Farkındaysan Elis'te o kişilerin çocuklarından biri bunu sende biliyorsun.

-Evet... Bunun farkındayım..

-İnan bana onlardan daha tehlikelisin en azından onların ne yapabileceğini tahmin edebiliyorum ama sen gerçekten tehlikelisin.

-Buna sevinmeli miyim?

-Senin hiç birşey bilmediğini iyi biliyorum.

-Belkide haklısın ama bu ilerisi için elimde bir koz olmayacağı anlamına gelmez.

-Hiç şaşırmadım doğrusu.

İçeriden sesler geliyordu.Birden Arthur ve Lukas'ın yanına Ares ve Wilhelm geldi.

-Ooo bakın burada kimler varmış.

-Arthur Volkov...Nedense hiç şaşırmadım ama seni daha düzgün bir çocuk olduğunu düşünmüştüm.

-Sen benimle Lukas ne konuştuğunu nereden biliyorsun Wilhelm...

-Tamam o sadece benimle ortak bir işe giremeyeceğini hatta benden nefret ettiğni söyledi.Nedense ona yardım edeceğimi anlamıyor.

-Ben Arthur Volkovum ve inan bana senin yardımına ihtiyacım yok.

-Tamam Ares buradan gidelim.

-Bir dakika Wilhelm yarınki dövüşte sana şans dilerim.Çünkü şansa ihtiyacın olacak birde tabi dışarıdan izliyecekler var ne yazık.

-Sakın Ares sakın...

-Sen benim sahip olacağım hiç bir şeye sahip olamayacaksın.En önemliside geleceğime...

-Gelecek ne tuhaf değil mi? Sen babanın tek çocuğu olarak servetin üzerine oturacaksın,Louis Sokolovun dağmadı olacaksın ve sonsuza kadar mutlu yaşayacaksınız değil mi?Ama ben sana söyleyeyim mi ne olacağını sen bunları yaşamadan geberip gideceksin Korhonen ben bunun içim elimden gelen herşeyi yapacağım.

-Sen mi elinden geleni yapacaksın?

Birden kapının yavaça açıldığını farkettiler ve gelen beklenen kişiydi.

-Elis!!!!!.

-Sana söyleyeyim mi ne olacağını ....

-Hayır....Yani değil mi sonuçta sen Elis Sokolovsun.Ne bekliyordum ama.Sen aptalsın Elis aptalsın....

-Sende aptalsın Hansson hayatı boyunca hiç sevilmemiş zavallının tekisin.

-Bana bunları söyleyene bak.Sen aynaya hiç bakmıyorsun galiba Sokolov.

-Seni öldürürüm....

-Tamam artık çok ileri gittin Hansson...

-Hadi gidelim gidelim dedim Wilhelm.Sende Ares Korhonen.

-Korhonen....

-Evet KORHONEN...Neden rahatsız mı oldun Handsson?

-Bazen işler istediğimiz gibi gitmez Elis Sokolov.Yarın arenada görüşürüz Wilhelm...

-Görüşeceğiz Hansson görüşeceğiz....

Elis,Ares ve Wilhelm; Arthur ve Lukas'ı orada bırakıp uzaklaştılar.Lukas gerçektende tehlikeli biriydi çok tehlikeli....Ama Arthur diğerlerine karşıda her an tetikte olmalıydı.Buna mecburdu...