Bugün büyük gündü.Arthur'un içinde birazda olsa bir heyecan vardı.Evet belkide arenada kazanılan yarışlarda yarışmayı kazanmaya yetmiyordu ama yinede bu arenada dövüşmek ve en önemlisi kazanmak herkeze Arthur Volkov'un kim olduğunu gösterecekti.O Arthur Volkovdu yapabilirdi...Dövüşlerin başlamasına hemen hemen üç saat kadar vakit vardı.Son hazırlıklar tamamlanıyordu.Kimin kim ile dövüşeceği belli oluyordu.Arthur Lukas'ın en yakın arkadaşı Andrey ile dövüşecekti.Andreyi daha önce Lukas yanınada görmüştü ama önemsememişti.Andrey'in babası Hansson krallığının en yetkili kişisi denilebilirdi.Kral Andrey'in babasına çok güveniyordu.Kuzeyin Lordu zamanlarında krallığa ihanet etmemiş.Krallık yeniden toparlandığında da bu davranışlarından sebep ödüllendirilmişti.Lukas'ın bütün sırlarını ve yapacaklarını bilen tek kişi Andrey'di.O yüzden Arthur'un bu düelloyu kazanması şarttı...
-Ne düşünüyorsun Volkov? Yoksa korkuyor musun?
-Bence korkması gereken kişi sensin.Bu düelloyu kazanamassan hem Elis hem de Ares senin hakkında hiç iyi şeyler düşünmeyecekler ....
-Ben kendime güveniyorum beni merak etme.
-Bende kendime güveniyorum.
-Sorun yok o zaman.
-Evet sorun yok.
Birden içeriye çok sinirli olduğu belli olan Rose geldi.Rose;Wilhelm'e doğru korkarak yaklaştı.Wilhelm bile bu duruma çok şaşırmıştı...Arthur gerçekten ne olacağını çok merak ediyordu.
-Rose..
-Sokolov krallığının kralı Wilhelm Sokolov seni görmek istiyor.
-Ne Wilhelm Sokolov mu? Neden seni gönderdi buraya peki?
-Aslında benim konuyla hiç bir alakam yok.Ama Elis,Ares ve Profesör Garb şu anda Wilhelm Sokolovu sakinleştirmeye çalışıyor.Elis bana Wilhelm'in çağırırmısın dedi....
-Ne oldu? Ne demek oluyor bu?
-Sakin ol Wilhelm.Bak ben sana bunu demek istemezdim ama galiba arenaya çıkamayacaksın.
-Ne ne ne....Bu olamaz....
-Wilhelm dur bir dakika...
Wilhelm oradan koşar adımlarla uzaklaştı.Rose hemen peşinden gitti.Arthur ne olduğunu anlamamıştı.Ama biraz sonra herşeyi öğrenecektiler.Bu durum resmen Maximiliaan'ın dövüşleri kaybetmesi demekti ve bunun kimin yaptırdığı çok belliydi...Bu sefer Lukas Hansson çizmeyi aşmıştı.Onlar gittikten bir kaç dakika sonra içeriye bir öğrenci geldi.Arthur ne olduğunu anlayamamıştı.
-Arthur profesör Garb kristal salona gelmeni istiyor.
Arthur:Neden?
-Bilmiyorum ama arenada dövüş ile ilgili sanırım.Çabuk ol....
Arthur hızlı adımlarla kristal salona doğru gitti.İçeride büyük bir kargaşa olduğu kesindi.Salona yaklaştıkça içeriden gelen seslerin şiddeti artıyordu.Bir an girip girmemekle şüphe etti.Ama içerisi girilecek gibi değidi.Arthur biraz olayların sakinleşmesini bekliyordu.İçeriden Elis ve Wilhelm'in bağırışmaları geliyordu.
-Sakin ol Wilhelm böyle birşey olamaz tamam mı....Hem burada dedem var babamda gelecek sakin ol lütfen...
-Sakin olmuş...Nasıl sakin olabilirim.Hektor Sokolov son golünüde böyle attı işte...
-Sen benim ilk torunumsun.Ben seni asla ne babana ne de başkasına ezdirmem.Hemen gereği yapılsın profesör Garb.
-Sanırım bu konu hakkında yapabileceğimiz hiç birşey yok.Bu en önemli kurallı delmek demek..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Maximiliaan:Başlangıç
FantasyBazı insanlar için para, güç , şöhret çok önemlidir. Bazıları ise tüm bunları önemsemez ....Bizim dünyamızda çok eskiden tüm bunları yani sonsuz güçü isteyen birileri vardı...Peki ona ne mi oldu?İşte o kısmı hiç kimse bilmiyor.Belki gelecekte birile...