İçinde ki korkuyu hissedebiliyordu, öfkeyi ve yanında acımasızca büyüyen nefreti, belki hayat burada bitmişti, belki yeniden başlayacaktı ama biliyordu bu yaptığının onu iyi bir sona götürmeyeceğini...
Bekledi, New Orleans sokaklarında, burası bir çöküştü onun için, ve gelmişti umutsuzca ama gelmişti, dediğini yapmıştı korkusunu hisseden bedenini ele geçirmesine izin vermişti sonunda öleceğini bile bile...
"Klaus." diye usulca söylendi, ağzından dökülen kelimeler yankı sayesinde her tarafta duyulmuştu ne yazık, bu küçük havaalanında kimsenin olmaması gibi...
"Seni beklemiyordum ya da siz soylular ne diyorsanız." evet haklıydı Hayley bir soyluydu, ailesini yeni kaybetmiş olan bir soylu...
"Ben de vampir ırkının bu kadar yabanileşmesini beklemiyordum, ama ne yazık ki yeni şeyler olabiliyor hayatta." diye söylendi, eline narin bir öpücük konduran Klaus'un, daha fazla yaklaşmaması için elini hızlıca çekti...
"Üç yüzyıl sonra, yeniden seni buraya hangi rüzgar attı sevgilim ?" o sözcük, sevgilim, eskimemiş miydi, hafif ingiliz aksanıyla istemeden gülümsedi Hayley, Klaus onu tanıyordu, şımartılmayı sevdiğini bildiği gibi...
"Burada konuşmamız güvenli değil." dedikten sonra etrafına bakındı Hayley, hafif bir kahkahadan sonra Klaus "Seni evime davet etmemi mi istiyorsun ?"
"Tabi ki evinde küçük sürtüklerin yoksa." diye ukala bir bakıştan sonra Hayley gülümsedi "Alınmadın değil mi sevgilim ?" diye yeniden ortayı karıştırdı...
"Duygularımı kaybettirdiğin için, hayır." diye söylendi, duygularını kaybettirmek mi, o hafif kalırdı, istemese de hayatını mahvetmişti onun...
Bavulunu yavaşça başıyla Klaus'a gösterdi siyah güzellik, hafif bir gülümseme ardından, üzerinde yüzlerce etiket olan bavulu aldı, bavul yeşildi, Klaus'un yıllar önce en sevdiği renkte yeşildi, ta ki Hayley herşeyini paramparça edene kadar...