Selam Arkadaşlar.
Nasılsınız? Kaç zamandır buralara giremiyorum. Tüm dengem alt üst oldu. Her gün yeni bölüm attığım günleri de ne özledim, ne özledim. Ama anlayışınızı bekliyorum. Hepimiz hayatımızda yoğun dönemler yaşarız. En basitinden sınav haftaalrı bile bir öğrenci için en yoğun haftalardır. Bu gibi nedenler insanın dört bir tarafını sarınca bölüm atmak istese de geçip başına oturamıyor. Bunları neden yazıyorum, neredesin ya sen diyen, beni merak eden, ya da bölümün geç gelmesinden yakınanlar neler olduğunu, gerekçem olduğunu bilsin diye. Neyse uzatmayayım.
Umarım 2016 yılı size aşkı, mutluluğu, sağlığı, başarıyı, huzuru, sevgiyi kısaca tüm güzel şeyleri beraberinde getirir. Her şeyi gönlünüzce yapar. <3
Keyifli Okumalar! :)
°Zeynep°
Kızlarla biraz daha oturduktan sonra, yanlarından ayrılmış sonunda eve gelebilmiştim. Yağmur eve dönmem konusunda ısrarcı olsa da inat olduğumu bildiği için sonunda vazgeçmişti. Ayrılırken Rüzgâr'a söylememesi için Berra'yı uyarmayı da unutmamıştım tabii. Böyle bir haberi kendim vermek isterdim. Zaten kızlar ilk önce Can'ın haberinin olmasına kızmışlardı. Özellikle de Yağmur! Biz miyiz senin arkadaşın o mu, diye kudurmuştu.
Kapıyı açıp, anahtarı kenara bıraktım. Çantamı ve kabanımı da üzerimden çarçabuk attım. Acilen duş alıp, yemek yemek-evet yine- ve uyumak istiyordum.
"Sonunda gelebildiniz Zeynep Hanım."
Sesle birlikte, koltukta yatmış telefonundan bir şey bakan Kerem'e döndüm.
"Kerem. Ayaklarım ağrıdı ya."
"Hadi ya? Neredeydin bu saate kadar?"
Kaşlarımı çattım. Bu tavırlar neydi böyle?
"Hayırdır? Ne bu sorgu sual?"
"Sen artık hamilesin Zeynep. Öyle uzun saatler dışarıda kalmamalısın."
"Ne alaka Kerem? Yatalak değilim ya, tövbe tövbe. Daha ilk aydayız hem?"
Yerinden kalkıp bana yaklaştı. Kafamı hafif kaldırıp ona baktım. Sözlerim sitemliydi.
"Nasıl da düşünüyorsun sen bebeğini öyle!"
"Tabii düşüneceğim."
"Zaten hep onu düşün!"
Kollarımı göğsümde birleştirdim. Anlam veremez gibi gözlerime baktı. Onunla salak saçma konularda tartışmaya girmek istemiyordum ama içimden bir ses-ki bu muhtemelen mini minnacık bebeğim- hesap sor diyordu.
"Alınganlık yapmayacaksın değil mi Zeynep?"
"Yapacağım Kerem. Önceden de beni pek düşünür gibi davranmıyordun ama bu bebek haberinden sonra kökten unuttun beni."
"Saçmalama istersen. Nasıl düşünmem seni ya?"
"Beni bir seks objesi olarak görüyorsun resmen Kerem. Bugün birlikte olamadık diye surat astın, şimdi de nefes dahi almadan bu haldeyiz."
"Zeynep haddini aşma. Benim ne düşündüğümü sen nereden bileceksin acaba?"
"Öyle hissediyorum."
"Hissetmekle olmaz o işler."
"Hadi ya?"
"Evet."
"Öyle olsun!"
"Bu dediğin çok çirkindi Zeynep. Sen kendine nasıl yakıştırırsın bunu, söyler misin?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Dengesiz [ZeyKer]
Fiksi PenggemarArabanın kaputuna yaslanmak için adımımı attığımda karanlık ve boş sokakta yankılanan sesleri duydum. "Sen kimsin lan? Ha kimsin söyle! Ne hakla bana böyle şeyler dersin?" Yönümü değiştirip kapının kolunu tuttum ama açmadım. İçimdeki dürtü beni...