TRAVEL THE DREAMS

218 14 1
                                    


...Bugün çok heyecanlıydım biraz da endişeli çünkü yıllardır yurtdışında okuma hayalim bugün gerçekleşiyordu.Bavullarım hazırdı.Annem ve babam benden ayrılacağı için üzgün ama bi o kadar da gururluydu.


Uçak biletimi almış havaalanında bekliyordum. Anons sesini duyduğum anda ürpermemle birlikte bir hışımla yerimden sıçradım.


'KORE UÇAĞI KALKIŞ SAATİ...'


Evet yanlış duymadınız Kore'ye gidecektim çünkü benim dedem koreliydi; yıllar önce Türkiye'ye taşınmış ve babaannemle evlenmişti.Yıllardır bana Kore'yi anlatırdı benimde küçüklükten beri hayallerimi süsleyen yerdi orası.Ayrıca dedem sayesinde koreceyi iyi bilyordum yani sıkıntı çekmeyecektim. Türkiye'yi gerçekten çok seviyodum ve memleketimden ayrılmak zor olacaktı ama hayallerime gidiyordum.ÇOK MUTLUYDUM.....


Son kez ailemle vedalaştıktan sonra küçük adımlarla uçak pistine ilerledim. Uçağa bindiğimde derin bir nefes aldım. Herşey hazırdı ve kendime şu soruyu sordum:


*YENİ HAYATINA HAZIR MISIN?*


Hostesin sesiyle kendime geldim ve kemerimi bağladım. Uçak kalktığında göz bebeklerim heyecanla açıldı,gördüğüm şey alışılmışın dışındaydı. Bembeyaz bulutlar gökyüzünün mavimsi tonuyla uyum yakalamıştı. Kulaklığımı takarak *WİZZ KHALIFA SEE YOU AGAIN* dinlemeye başladım. İçimdeki heyecan yerini huzura bıraktı. Kendi kendime oraya gidince ilk yapmam gereken şeyi düşündüm. Önce okula kaydımı yaptıracak daha sonra telefon aracılığıyla kaydolduğum yurda yerleşicektim. Ve bütün bunlar aklımı kurcalarken uyuyakalmıştım.


***

Uzun süre sonra kulaklarımda büyük bir uğultuyla uykumdan sıçradım. Anladım ki uçak iniş yapmıştı. Büyük bir heyecanla valizimi kaptığım gibi merdivenden aşağı indim. Yüzüme çarpan sert rüzgarla kumral rengi saçlarım adeta rüzgarla aheng içinde dans etti...

...Aceleci bir tavırla havalimanından çıkış yaptım. Şaşkın tavırlarla etrafa bakarken yüzümde belirsiz bir tebessüm oluştu.Heyecanımı bastırmamla titrek adımlarla ilerleyerek bir taksi durdurdum. Taksici turist olduğumu anlamıştı ki birkaç İngilizce kelime mırıldandı fakat ben korece ile karşılık vererek adamı şaşkına uğrattım.Daha sonra ağzımdan fısıltıyla 'Seoul Meydanı'na lütfen' diye kelimeler döküldü. Adam tamam anlamında başını salladı.

***

...Yolda giderken göktelen tarzı binaları ve alışık olmadığım büyük dev ekranlara hayranlıkla baktım. Bu arada çoktan Seoul meydanındaydım. Derin bir nefes aldıktan sonra taksiden inerek bir süre etrafa göz attım. Sonra elimdeki karışık haritayı çıkararak gideceğim yerleri işaretledim.

Önce *HONG DAE* üniversitesine kayıt yaptıracak ve sonra da yurda yerlişecektim. En eğlenceli kısmı da sonrasın da Seol'u gezecek olmamdı.

Bir anda oturduğum bankta düşüncelere dalarken karnımdan gelen gurultuyla acıktığımı farkettim. Bunun üzerine sağ cebimden cüzdanımı çıkararak ara sokaklarda bir market aramaya başladım...

...Bir kaç dakika sonra sevinç aynı zamanda bitkin bir biçimde karşımda duran markete girdim. Hemen bir ramen alarak cam bölümün önünde yemeye başladım. Fakat chopstıck kullanmayı bilmiyordum.

Bu sırada yanımdan gelen sesle ilkildim......





MY DREAM HIGHS JUNGKOOKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin