3. Bölüm ''Utanç''

31.1K 872 191
                                    

''Bir yere mi gidiyordun zümrüt gözlüm?'' Arkamı dönüp en şirin yüz ifademle '' Bahçede ki çiçeklere bakıyordum. Su ihtiyacı varsa falan diye'' İnanmadığı bariz ortadaydı. Salak değildi. Tabi ki anlayacaktı.

''Seni de iki dakika yalnız bırakmaya gelmiyor.''

''Bahçeye inmekte mi suç oldu yani?''

''Bahçeye inecek olsaydın kapıdan gelirdin''

''Kapıdan geldim zaten''

Dudağının kenarı yukarı kıvrılınca beni gördüğünü anladım ve daha fazla zorlamadım. Ne yapayım yani? Evet kaçmaya çalıştım. Kolumdan tutup beni eve sürükledi. Odama girdim ve her zaman ki gibi yatağıma oturdum. Pis kalas. Beni burada esir tutamayacaktı. Birden kalkıp onun odasına girdim.

Simsiyahtı. Ve içeri girdiğinde yüzüne çarpan koku net bir şekilde bu odanın bir erkeğe ait olduğunu belli ediyordu. Yavaşça ilerledim. Duvarda asılı olan fotoğraflara baktım. Tahminimce bu adam babasıydı. Çünkü birbirlerine gerçekten çok benziyorlardı. Banyo kapısının açılmasıyla kapıya döndüm. Karşımda onu belinde havluyla bulmayı beklemiyordum tabi ki.

''Ş-şey ben''

''Bir şey mi istedin güzelim'' Pis sapık nasılda sırıtıyor.

''Ya sen psikopat mısın! ne diye böyle dolaşıyorsun!''

''Kusura bakma da odama benden habersiz giren sensin.'' Haklıydı. Ama ne yapayım böyle görmeyi beklemiyordum işte. Tamam biraz dikkatli bakmış olabilirim. Mesela baklavaları,adonisleri tabi V kasını unutmamak lazım. Ne diyorum ben ya? Adam beni kaçırmış ben ne derdindeyim. Sakin ol Hira.

''Ben çıkıyorum!'' deyip kapıyı çarpıp çıktım. Arkamdan kahkahalarını duyuyordum. Komik mi? komik mi Aras?

Salona indim ve televizyon izlemeye başladım. O da yanıma gelip oturdu.

''Cumartesi akşamı yengemlere gideceğiz'' ben öksürük krizine girince tepkisizce beni izledi.

''Neden ya?''

''Çünkü ben öyle istiyorum''

''Sağol ya çok açıklayıcı oldu''

''Senin dilin fazla uzadı''

''Ben gelmiyorum sen gideceksen git''

''Kızım sana gidiyoruz dedim nesini anlamadın!''

Hödük diye boşuna demiyorum ben. Ben zaten onu kaç gündür tanıyorum ki yengesiyle tanışayım.

''İyi tamam''

''Zaten başka seçeneğin yok Hira''





_______________________________________,


Dolaba bakındım. Bildiğiniz gibi bir sürü elbisem vardı ama yine de giyecek bir şeyim yoktu. Sonunda bordo kalın askılı hafif mini bir elbisede karar kıldım. Elbiseyi giydim altına da fazla topuğu olmayan siyah stilettolarımı geçirdim. Saçlarıma maşayla hafif ve iri dalgalar verdikten sonra elimle dağıtıp doğal bir görünüm kazandırdım. Rimel eyeliner ve bordo ruj üçlüsünü uyguladıktan sonra artık hazırdım. Elime siyah portföy çantamı alıp odadan çıktım. Odalarımız karşılıklı olduğu için karşılaşmıştık. Nefesimi kesmişti. Siyah takımı onda jilet gibi durmuştu. Siyah kravatı ve siyah gömleği ile tüm zarafetiyle karşımda duruyordu.

''G-güzel olmuşsun.'' Kekelemişti. Adamı ne hale çevirdin aferin kız Hira.

''Teşekkürler sende öyle.''

''Neyse geç kalmayalım''


Arabaya geçtiğimizde oturduğum için eteğim biraz yukarı çıkmıştı. Eteği çekiştirip çantamla bacaklarımı örttüm. Yan gözle ona baktığımda o da bana bakıyordu ve gözleri tam olarak bacaklarımdaydı.

''Hey o gözlerini bacaklarımdan çek!''

''Bacaklarına bakmıyorum.''

''Eminim öyledir''

''Biz ne bacaklar gördük kızım''

Gerizekalı! git onlara o zaman. Ne bacaklar görmüş. burada işin ne lan o zaman! Diyemedim tabi.

''Git onlara o zaman''

''Ben halimden memnunum'' beni kızdırmak için yapıyordu. Ve başarıyordu da.

''Bir de olmasaydın''

Elini elime atmasıyla hormonlarım tekrar harekete geçti.

''Sen benim zümrüt gözlümsün. Sen benim kadınımsın''

Etkilenmek yok. Hayır etkilenmedim tabi ki. YALAN.

Gözlerimi kaçırdım ve camdan dışarıyı izlemeye başladım.

Sonunda eve vardığımızda kapıya ilerledik. Elimi tutunca itiraz etmedim. Çünkü yengesine beni sevgilisi olarak tanıtmıştı. Kapıyı orta boylu kızıl saçlı tatlı bir kadın açtı.

''Aras oğlum hoşgeldiniz'' dedi ve Aras'a içtenlikle sarıldı. Aynı davranışı banada göstermişti. İyi birine benziyordu. İçeri geçtiğimizde amcası olduğunu tahmin ettiğim adam ayağa kalkarak bizi selamladı. Yukarıdan genç bir çocuk indi. Büyük ihtimalle Aras la aynı yaştaydı.

''Hoşgeldiniz. Ben Rüzgar'' uzattığı elini sıktığımda Aras'ın gerildiğini gördüm. Birden lafa atlayıp ellerimizi ayırdı.

''Sofraya geçelim mi artık'' Bu hareketini anlamsız bulmuştum.

Yemeklerimizi yerken yengesinin açtığı konuyla boğulmama ramak kalmıştı.

''Ee düğün ne zaman'' Amcası lafa atlayıp.

''Dur daha Reyhan hanım ne düğünü''

''Öyle demesene Ömer yaşları geçmeden evlensinler işte'' Aras bana sırıtarak bakıyordu. Hatta kahkaha atmamak için kendini zor tutuyordu.

Yengesinin söylediği son cümle hala kulaklarımda yankılanıyordu.

''Siz şimdiden başlayın çocuk çalışmalarına''

Herkes kahkaha atarken ben sandalyeme sinmiş ve resmen kendi tükürüğümde boğulmuştum. Bu gece ne zaman bitecek böyle?

ZİFİRİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin