Yine sabah erkenden kalkan will sabah sporunu yapıyordu.Ama değişik olarak aceleci davranıyordu.Normalde yarım saat zaman harcadığı sabah sporunu neredeyse on dakika da yapmıştı.Odasının yarısı spor yapmak icin boştu diğer yarısında ise yatak eşyalarını koydugu birkaç raf ve kitaplar vardı.Kitaplarin çoğu savaş stratejisi,yakın dövüş taktikleri gibi bilgilerin olduğu kitaplardı.Will aşagı indiğinde annesi çoktan kahvaltıyı hazırlamıştı annesi bi seksen boylarında,sarışın,yeşil gözlü,bakımlı,ve güzel yüzüyle oldukça çekici bir bayandi.Aşağı hızla inen çocuğa yine mi erkenden gidip calışıcaksın diye sorunca will agzinda attigi ekmek ve peynirden tam konusamayarak sadece homurdanıp kafasını sallayarak çıktı.will atına atladığı anda kenzie yaydan fırlamış bir ok gibi fırladı sanki o da bu duruma alışmış gibiydi. Talim alanına gelmeleri çok sürmemişti,geldikleri anda will şoka uğradı çünkü karşısında Duke vardı uzun boylu yapılı,2-3 parmak uzunluğunda saçı olan,gözleri simsiyah neredeyse içini delip geçen adam ok talimi yapiyordu ve bunu yapmasi gereken biri olmadığını hiç anlamayan birisi bile rahatlıkla anlayabilir nedeni ise duke'nin attığı oklarin hepsinin on iki veya çok yakın çevresine isabet ettirmis olması ve bunları çok seri ve ustalıkla yapmasıdır.Will Duke'nin antremanının bitmesini bekledikten sonra bittiği anda butun merakı ve şaşkınlığıyla:
-"burada ne işin var,en son seni bu saatte burda gördüğümü hatırlamıyorum bile bisey mi oldu"
-"birşey olduğu yok sadece uyku tutmadı bende sana sürpriz yapmak istedim"
Bunu söylerken kendisinin bile buna inanmadığı apaçık ortadaydi zaten bunu will de anlamıştı ama sesini çıkarmadi.Will"Eeee bugün napacağız" dediğinde Duke ters bir bakış atarak tıslarcasına "hiçbirşey" dediğinde will'in gözleri yerinden fırlıycakcasına açıldı ve tam birşey söyliycekti ki Duke devam ederek "şimdilik yeterince hazırsın ve elimizdeki en iyi adam sensin" dedi bu sırada will hâlâ neler olup bittiğini anlamaya çalışıyordu.Duke will'e onu takip etmesini işaret ederek atına atladı onun atı da tıpkı tüm ormancıların olduğu gibi güçlü iri yari ve tüm bakımdan diğer atlardan üstün en önemlisi de duke ayak uydurabilecek kadar iyi eğitilmiş ve duke'nin aklından geçenleri anlayabilcek kadar duke'yle zaman geçirmiş bir attı,adı da palanov idi.Will ile Duke 1 saatlik bir yolun ardından oldukça yüksek bir dağın neredeyse zirvesine gelmişlerdi burda bilmeyenlerin asla göremeyeceği iste bile bulamayacağı bir mağara ağzı vardı.Duke şifreli şekilde yaklaşık on saniye ıslık çaldıktan hareket edebileceği düşünülmiycek kadae büyük bir kaya hareket etmeye başladı ve en sonunda tamamen açıldığında Duke palanovla birlikte içeri girdiğinde will ve kenzie de hemen arkalarındaydı içeri girdiklerinde hemen sağda atlar için özel hazırlandığı belli olan bir yer vardi oldukça buyuk olanbu yer en az beş bin kişilik atli bir ordunun bütün atlarını ağrılayabilcek büyüklükteydi ancak havasızdı ne kadar gorulmiycek ama çok fazla olan havalandirmalar olsa da.Duke ve will atlarını bıraktıktan sonra geniş ve uzun koridorda yürümeye devam ettiler Duke buraya defalarca gelmişti ancak will en fazla iki üç kere burasi Ormancıların ana karargahı idi ve bu özel savaşçıların herşeyi göz önüne alinarak yapılmış bir yerdi kimsenin aklı böylesine bir yeri görmeden almazdı çünkü burası her ne kadar yaşanılcak bir karargah hâline getirilse de sonuçta bir dağın içiydi.Duke sonunde kapısı oldukça ihtişamlı bir odanın önünde durdu ve kapının kenarinda duran iki korumadan birine birşeyler soyledikten sonra koruma içeri girdi.Korumalar kamuflaj desenli kıyafetlerin yanında sirtlarında bir yay ve oklar ellerinde ise birer balta tutuyorlardi.Zaten bu yüzden onlara ormancılar denmiştir. Bu olağanüstü savaşçılar baltalarını inanilmaz derecede iyi kullanıllar ve iyi bir ormancı sadecebaltasıyla onbes yirmi silahli bir grubu dağıtabilir.Koruma geri dışarı cıktığında kafasıyla Duke'ye selam vererek sizi bekliyor dedi ve eliyle nazik bir şekilde içeriyi gosterdi.Duke içeri girerken will de hemen arkasındaydı.Duke de en az will kadar şaşırmıştı çünkü içeride resmen olağanüstü hal ilan edilmişti bunu Duke de beklemiyordu.Biraz bekledikten sonra sonunda büyük ve uzun bir dikdörtgen masanın etrafındaki hepsi en az birbiri kadar savaş geçirmiş,büyük kahramanlıklar kazanmış ve ün salmış komutanlardan birisi söze girdi söze giren komutan içlerindeki en yetkili olan komutan Halt'dı.Halt hiç uzatmadan konuya girdi ve Duke'ye sen ve yardımcın duyduklarıma göre ormancıların en iyi ikilisiymissiniz dediğinde will sanki dünya da eşi benzeri olmayan bir başarı kazanmış gibi gururlandı ve kelimenin tam anlamıyla şişti.Duke ise bu tür iltifatları sürekli duyduğundan hiç etkilenmemişti, sakin bir tavırla sadece nezaketen "çok teşekkür ederim komutan Halt bu olağanüstü hali neye borçluyuz" dediğinde Halt sesini temizlemek için hafifce öksürdükten sonra "Duke bizi büyük bir savaş bekliyor ve bu savaşı kazanmak için size çok fazla iş düşüyor" bu sırada will'in adeta kalbi yerinden fırlıycakcasına atıyordu ve üstüne vazife olmadığı halde söze girmemesini bildiği halde heyecanına dayanamadı ve hemen atladı(Duke onu durdurmak için hamle yapmıştı ancak will çoktan konuşmaya başlamıştı) "komutan Halt Duke'yi secmenizi anlayabilirim ancak ben eğitimimi daha tamamlamadım bile sadece sonlarına yaklaştım daha resmî olarak ormancı bile değilim" dediğinde komutan Halt önündeki haritalara bakmak için eğdiği kafasını kaldırarak will'e delici bir bakış attı ardından "kararlarımı sorgulamak sana düşmez çaylak şimdi dışarı çık ve Duke'yi bekle" dedi will de bu sirada utançtan kıpkırmızı olmuş bir halde odadakilere selamını vererek kapiya doğru gitti ve dışarı çıktı. Komutan Halt Duke'yi onu daha rahat dinlemesi için takip etmesini işaret ederek büyük odadın köşesindeki karşılıklı duran ve oldukça gösterişli olan iki koltuktan birine oturması için işaret etti Duke'de birine oturdu ve Halt'a dinliyorum anlamında kafasını salladı bunun üzerine Halt "fazla uzatmıycam Duke birçok defa olduğu gibi yine sana işimiz düştü ve üzgünüm ki bu sefer diğerlerinden tehlikeli ve daha büyük bir görev" Duke böyle birşey olduğunu bu odaya girer girmez anlamıştı zaten bu yüzden şaşırmamıştı. Halt'ta bunu farketti ve devam etti "ülkemiz kurulduğundan beri baş düşmanımız olan Galya İmparatorluğu yine birşeylerin peşinde ve oldukça kötü birşeyler." Duke "ne gibi" diye sorduğunda Halt olumsuz anlamda kafasını sallayarak "Dev barbarlarla iş birliği yapiyolar bu da yetmezmis gibi ayni bizim ormancılarımız gibi özel bir savaş birliği eğitiyorlar ancak tek iyi yönü sizin kadar usta olamiyolar en iyileri bizim kötü sayilabilecek askerlerimizle eşdeğer" Halt sadece hafif sırıtarak "peki ben ve will bu konu hakkında napacağız" dediğinde Halt sanki bu soruyu bekliyormuş gibi kafasını sallayarak "Galya'ya gidiceksiniz ve onların savaş stratejilerini öğrenip bize istihbarat sağlıycaksanız ve yapabilirseniz onları yavaşlatıcaksınız hatta elinizden gelirse durdurcaksınız" dediğinde Duke sadece tam ormancı olmayan biriyle sence de bu zor olmaz mi? dedi ve Halt "şuan elimizdeki en iyiler sizlersiniz ve merak etme size destek olarak müttefik ülkemiz olan Ajura İmparatorluğu'nunda en iyi iki savaşçısı sizinle gelecek" Duke bunu duyduğunda bu sefer cidden şok olmuştu çünkü ormancılar en fazla 2 kişilik gruplar halinde çalışırlardı ve birbirlerine inanilmaz derece de güvenirlerdi ancak kendi ülkelerinden bile olmayan iki kişiyle nasıl çalışabilirdi ki? bunu kendisi de bilmiyordu bu yüzden de itiraz etmek için tam ağzını açmıştı ki Halt "itiraz etmenin bir anlamı yok Duke çünkü bu olay onları da ilgilendiriyor ve onlar da kendi istihbaratlarını sağlamak istiyorlar ve haklılar bu yüzden onlarla kötü olmak istemem özellikle de böyle bir durumda." Duke de Halta hak vermişti ve itiraz etmenin bir anlamı olmadığını fark etti bu yüzden sesini çıkarmadı ve "ne zaman başlıyoruz" dedi Halt da "yeni ortaklarınızla 2 gün içinde bir araya geliceksiniz" dedi ve artk çıkması işin Duke'ye işaret verdi.Duke de selamını vererek odadan dışarı çıktı.Will onu düşünceli olduğunu görünce merakla ne olduğunu sordu ancak yanıt alamadı bunun uzerine susması gerektiğini anladı ve sustu.
BINABASA MO ANG
SAVAŞTA AŞK
AdventureWill adında bir gencin ustası Duke ile ülkesini kurtarmak için verdiği savaş sırasında muttefiklerinin onlara ortak olarak yolladığı bir usta ve yaşıtı bir kıza aşık olması ardından hep beraber ülkeyi kurtarmaya çalışmaları sırasında yaşadıkları nef...