20. Bölüm~Seni İstiyorum

1.3K 74 9
                                    

Meraba arkadaşlar. Biliyorum artık çok sık paylaşamıyorum. Ama sınavlarım başladı ve benim onlara çok çalışmam gerek. Bu arada birkaç bölümü şu an hazır olan yeni bir hikaye yazıyorum. Adı "Sadece Sen Varsın" okursanız beğeneceğinize eminim. Sonucunda çok güzel şeyler ortaya çıkacak emin olun.

Zeynep ve Selin , Kerem ve Ali'yi gördükleri an gülümseyerek onların yanına ilerlediler. Onların yanına ulaşmadan konuşmaya başladılar.

-Zeynep sen bu çocuktan hoşlanmıyorsun değil mi?

-Yok canım ne hoşlanıcam o kas hayvanından.

-Bakışların öyle demiyor ama.

-Selin biraz daha susmazsan geçiricem ağzının üstüne. Bak yanlarına yaklaşıyoruz duyucaklar.

-Ooo yani var öyle bişey.
Derken gülüyordu Selin.

-Seliin!

Selin belkide önce Zeynep'in aşık olup olmadığından emin olup kendi aşkını anlatmayı düşünüyordu. İçinde tutmak ağırdı onun için. İlk defa bu kadar aşık olmuştu.

Yanlarına ulaştıklarında selamlaşıp yola koyuldular. Selin Ali'nin arabasına, Zeynep de Kerem'in arabasına bindi. Bir an ilk zamanlar canlandı akıllarında. İstemeye istemeye biniyorlardı arabaya. Birde şimdiki hallerine bak!

Ali oldukça telaşlı gözüküyordu. Çok çaktırmamaya çalışsa da olmuyordu. Aslında duygularını gizlemede çok iyiydi. Fakat sadece telaşlandığında mutlaka bir sakarlık yaşardı. Tuhaf evet ama Ali Mertoğlu'nun da vardı böyle huyları. Selin günden güne daha da güzelleşiyordu gözünde. Yüzüne her kaçamak bakışlar attığı zaman içinden geçirdiği tek cümle "Bu kız gerçekten çok güzel.."
Aslında tek Ali'nin değil, hepsinin içinde bir heyecan vardı. Selin Ali'nin kendisine kaçamak bakışlar attığını farkediyor, göz göze geldiklerinde  kalbi çarpıyor gözlerini kaçırıyordu. Selin'e ne olmuştu böyle? Hiç böyle bir duyguyu tatmamıştı daha önce. İçinin kıpır kıpır olması gerçekten tarif edilemeyecek kadar güzel bir duyguymuş...

Manolya kafeye ulaştıkları zaman Zeynep beklentisinin altında bir yere getirildiği için pek de mutlu olamadı. Kafe çok güzeldi evet. Ama farklı birşeyler beklemişti Kerem'den. İç sesi sürekli birşeyler diyordu, susmuyordu.

"Demekki beni sevme gibi bir durumu yok. Sevseydi daha romantik bir yere götürürdü. Off ne diyosun Zeynep ya. Sevse zaten başbaşa kalmamız çabalar. Hem bu Kerem Sayer. Hiç zannetmiyorum aşık olacağını."

Zeynep üzgündü. Selinse tam tersine fazlasıyla mutlu. Yalnız kalsalardı daha mutlu olacaktı tabii. Ama o Mavişinin yanında, onunla vakit geçirebiliyor ya o bile yeterdi.

Kafede bir masaya oturdular.

Kerem,
-Ee gençler ne alırsınız?
Dedi nefesini verirken.

Ali ve Selin aynı anda "Şeftali Smoothie" dediler. Sonra birbirlerine bakıp güldüler. Biribirlerine bakarken akıllarından geçen cümle
"O da mı Smoothie seviyormuş? Hemde şeftali!"

-Zeynep sen ne alırsın?

-Ben portakal suyu alırım.

Kerem bir el işaretiyle garsonu çağırdı.

-Birader biz iki şeftali smoothie iki de portalal suyu alalım.

Zeynep gözlerini ayırıp "NE Portakal suyu dedi. Ben istiyorum diye mi dedi yoksa? Yok canım canı çekmiştir ben diyince.."
Diye geçirdi içinden.

...

İçeceklerini yudumlarken koyu bir sohbete dalmışlardı. Ali ve Kerem çocukken birlikte ne haylazlıklar yaptıklarını, Selin ve Zeynepse İzmir 'deki çocukluk anılarını anlatıyordu. O sırada Ali birşeyi farketti. Hemen karşı masadaki bir grup erkek Selin ve Zeynep'e bakıyordu. 4-5 kişi varlardı. Ali bir süre gözlemledi; yanlış anlaşılma olmasın diye. Ama öyle bişey yoktu! Baya adamlar Selin'le Zeynep'i izleyip sırıtıyor, aralarında konuşuyorlardı.

Nefret Aşkı (ZeyKer&AlSel)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin