Çaresizliğin verdiği iğrenç his, iç organlarıma kadar yayılmıştı. Hayatım, özgürlüğümüz ile takas edilmişti. Fakat ben, bu şekilde yaşayamazdım. Ölümlerin en kötüsü bile özgürlüğün alındığı bir yaşamdan daha iyiydi. "Demeter'e anlatırım, bana inanacak birileri elbet çıkar."dediğimde alaycı bir kahkaha attı."Herkes, Hades'ten nefret ediyor. İnansalar bile onu kurtarmak için asla uğraşmazlar."dedi, kibirli bir gülümsemeyle. Gülümsemesinin ortasına yumruğumu yapıştırmak istiyordum.
"Seni öldüreceğim Jamie ve bunu yaparken, bana yalvarmanı izleyeceğim."
Bir an bakışları sertleşti, afalladı. Fakat sonrasında kendini toparladı. Bu bile tatmin olmam için yeterliydi. "Hiçbir şey yapamayacaksın, emirlerime uymak dışında."dedi ve hızlı adımlarla odadan çıkıp, sert bir şekilde kapıyı kapattı. Kapıyı açmaya çalıştığımda bir elektrik akımı vücuduma yayıldı. Burayı korunmasız bıraktığına inanmak istesem de elektrik akımı ve enerjisini hissedebildiğim görünmez bariyer, burada kaldığımın kanıtıydı. Odamda ki pencere bile sökülmüştü, havasızlıktan ölecektim.
Çaresiz olmaktan nefret ediyordum. Hâlâ nefes alıyorsam, savaşmam gerekiyordu. Fakat aldığım nefesler bile bir odaya hapsedilmişken, nasıl savaşacaktım? Beni sevdiklerini sandığım insanlar tarafından hapsedilmiştim. Bu, benim kaderimde olmalıydı. Fakat Hades, bana bu kadar kötü davranmamıştı. Bir esir gibi muamele yapmamıştı, Jamie'nin aksine. Annemin, bu olanları durdurması gerekirken o da Jamie'ye destek veriyordu. Yastığımın yanında bulduğum kâğıt parçasıyla da bunu kanıtlamış oldu. Hades'ten o kadar nefret ediyordu ki gerçek düşmanı göremiyordu. Jamie ile evlenene kadar kimseyle görüşmemem gerektiğini, böylelikle Hades'ten korunmuş olacağımı yazmıştı. Bir de beni sevdiğini.
Annem ve Jamie, özgürlüğüme düşkün olduğumu en iyi bilenlerdi. Sadece bedenimi değil, ruhumu da buraya hapsetmişlerdi. Önümde iki seçeneğim vardı. Dirim çıkmazsa ölüm çıkar mantığıyla kendimi öldürecektim ya da onları öldürmenin bir yolunu bulacaktım. Savaşarak ölmek, en onurlu ölümdü benim için. Herkes inandığı şeyler uğruna mücadelesini vermeliydi. Aksi hâlde inançlar, sadece kavramlardan ibaret olurdu.
Düşündükçe daha da sinirleniyordum. Odamda ne var ne yoksa duvarlara fırlattım, geriye kırık parçalar kalana kadar. İçimde ki yıkım, dışa vurmuştu. Kırık parçalarımı, tenime takmanın zamanıydı. Artık kırgınlıklarımı biriktirmeyecek, beni kırmaya çalışanın derisine saplayacaktım. Fakat önce bu kâbusun bitmesi lazımdı. En kötü rüya bile yaşadığım hayattan daha güzeldi, bu yüzden uyumaya karar verdim. Başka türlü katlanamıyordum bu esirliğe.
❄️
Onu gördüm.
Katran siyahı bir gökyüzünün altında parlayan efsunlu mavilikteki gözlerini. Kirpikleri titriyordu, hüzün denizine batırılmıştı gözlerinin rengi. Ruhu, bedeninden ayrılmış kişiler gibiydi. Yanına doğru ilerledim. Beni gördüğünde, gözleri aydınlandı. Yıldızların ışıkları hücum etti gözlerine, ışıksız kaldı gökyüzü. Sadece onun ışığı aydınlatıyordu, koca evreni. Üzerimize doğru esen sıcak rüzgarlar, tenimin ısısını daha da yükseltiyordu. Üzerinde hiçbir şey yoktu, altında ki kadife siyah pantolonun aksine. Teni kusursuz tanımının bile yanında sönük kalacağı mükemmelliğe sahipti. "Nerede kaldın, Persephone?"dedi, gülümseyerek.
Parmaklarımı, gamzelerinin üzerinde dolaştırdım. Teni titredi, acı bir nefes verdi. "Özür dilerim, benim yüzümden yaşadıkların için. Jamie, beni bir odada tutuyor ve evlenmemiz için tehdit ediyor. Şu hâlime bak, kendi kendime yarattığım bir Hades'le konuşuyorum."
Hades alnını, alnıma dayadı. Parmaklarımı, kaslı göğsünün üzerinde gezdirdim. Kollarının arasında kaybolmayı diledim, aradığım evren oydu. "Persephone, yanımda alacağın her bir nefese muhtacım. Sana, bunun rüya olduğunu düşündüren ne?"
"S..sen, gerçekten burada mısın? Ama nasıl?"
"Biraz zor oldu ama buradayım. Seni bırakabileceğimi mi düşünüyorsun, binlerce asırlık arayışım, sende sona ermişken."
"Nasıl yapacağız, seni etkisiz hâle getirmek istiyorlar."
"Biliyorum, Jamie'nin tek derdi benden üstün olduğunu kanıtlamak. Öyle bir şey olmadığını bildiği için senin yolunla, bunu denemeye çalışıyor. Sonunda seninle olacağımı, yok olmayacağımı bilsem şu an yanında olurdum. Fakat işin sonunda sadece benim ölümüm var ve sen yoksun, bunun için uğraşıyorum."
Hades'e sıkıca sarıldım ve gözyaşlarımın, göğsünü ıslatmasına izin verdim. "Şşt, ağlaman
konusunda ki düşüncelerimi biliyorsun. Biraz daha ağlarsan Jamie'nin kafasını, Tartarus'un girişine asarım. ""Sonra da Poseidon, sana savaş açar. Zeus ve diğerleri de ona eşlik eder."
"Biliyorum, umurumda değil. Ağlamanı istemiyorum,"
Gözyaşlarımı, huzur dolu dokunuşlarla sildi ve yaşların ıslattığı yanağıma küçük bir öpücük kondurdu. O öptü, güneş doğdu karanlığın ortasına, çiçekler hayat buldu ölmüş topraklarda. "Onunla olmak istemiyorum."
Hades, dediğimi sorgularcasına baktı. "Eğer benimle olmayı istiyorsan Persephone, sana yemin ederim ki önümüze çıkan kimseyi yaşatmam. Sen istedikten sonra değil Jamie, Zeus bile engel olamaz bana. Biliyorsun, istediğimi alırım."
"Peki ya benden sonra? İstediğin bir şey olacak mı?"dedim, tek kaşımı kaldırarak. İçimde ki kıskançlık dürtüleri harekete geçmişti.
"Her şeyiyle istediğim bir tek sensin, savaş esnasında ölüm anındayken yaşamayı bile seni istediğim kadar istememiştim. Sadece beni istediğini söyle Persephone,"
Tüm yaşanmışların canı cehennemeydi. Onu istiyordum, bana dair her şeyle. Sözcükler, kalbimden, dudaklarıma deprem etkisiyle ulaştı. "Seni istiyorum,"
Hades, dudaklarıma duygu dolu bir öpücük kondurdu. "Savaşmak için bir nedenim var, kimse bizi durduramayacak. İntikamımızı alacağız,"
"Alacağız,"diye tekrarladım onu.
"Olimpos'a geleceğim, Ares aracılığıyla sana olacakları ve yapman gerekenleri anlatacağım. Zamanımız kısalıyor, büyü bozuluyor."dedi, görüntüsü silikleşirken.
"Neden Ares,Zeus'la değil mi?"
"Hayır, oldukça nefret ediyor. Ayrıca bana borcu var,"
"Gitmeni istemiyorum,"dedim güçlükle. Gözlerimin içine çaresizliğin verdiği öfkeyle baktı.
"Yeraltının kraliçesi olacağın günü düşün çünkü buradan gittiğim an bende, onu düşünmeye başlayacağım."
Hades, kollarımın arasında kaybolurken tek düşündüğüm onunla olacağım günlerdi. Yapılanların intikamının alınışını, yeraltında ki tahtımdan izleyecektim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Buzdan Cehennem
FantasíaMoiralar, Persephone doğmadan önce Demeter'i uyardılar. Ölülerin Tanrısı,Persephone'yi almak için gelecekti. Demeter, yıllar boyunca Persephone'yi insanların dünyasında sakladı fakat kehanet değiştirilemezdi, yaşanılması gereken şeylerin önüne geçi...