Şu anda her şey bitti. Tüm dünya… Bir gizli sığınaktan yazıyorum. Burada sadece 5 kişi kaldık. Sanırım korkmuyorum. Ama tüm olanları bu kitapta anlatacağım ya da nasıl anlatacağımı bilmesem de size elimden geldiği kadarını anlatmaya çalışacağım. Neyse artık başlayalım zamanımız çok az ve anlatacak o kadar çok şey var ki… Her şey bir konserde başlamıştı…
O konserde olmayı hayal bile edemezdim. Ama işte buradaydım. Konserde… Etrafımda insanlar çığlıklar atıyordu. Ritim tutmaya başlamışlardı. Büyük ekrandaki geri sayım tam olarak 59 saniye kaldığını gösteriyordu. Bende heyecanlanmaya başlamıştım. Ama sanki tam olarak açıklayamayacağım bir şey vardı. Bir gariplik... Büyük çığlıklar beni hayallerimden uyandırdı. Geri sayıma baktım.10 saniye kalmıştı. Aman tanrım! Hayatımın en güzel ve heyecanlı anına sadece 10 saniye kalmıştı. Bu arada geri sayım devam etmekteydi. Son 5 saniye beyaz ekranda tükeniyordu.. Aman tanrım! Delirmeye mi başlamıştım yoksa arka planda garip bir şeyler mi vardı?
Arka plan sanki hologramdan yapılmış gibiydi. Elimi uzatsam içinden geçecek gibi hissediyordum. Ve onlar daha önce hiç görmediğim bir garipliğe sahiplerdi. Normalde hep sevinçli olurlardı ama bu sefer heyecanlı şarkıyı düz okuyorlardı. Lütfen ama! Benden başka hiç kimse mi bu durumu fark edemezdi?! Etrafıma göz gezdirince gerçektende hiç kimsenin bunu fark etmediğini gördüm!Neler oluyordu?!
Konserin 2.yarısına başlanınca artık emindim. Kesinlikle bir şeyler oluyordu. Hiç değilse tek bir şey düzelmişti. Grup üyeleri eski haline dönmüştü. Ama onlarda garip davranıyordu. Sanki sanki... Endişelilerdi. Evet, doğru kelime buydu. Bir şeyler için endişelilerdi. Artık yavaş şarkılarına başlamışlardı. Ve her konserlerinde yaptıkları gibi içimizden birini seçip aralarına alacaklardı. Ve şarkılarını söyleyeceklerdi. Aman tanrım! Heyecanlanıyordum… Bu garip kalabalıklardan kimi seçerlerse seçsinler garip olacaktı çünkü hala herkes hipnotize olmuş gibi davranıyordu. Sadece ben tüm olanların farkındaydım galiba. Tüm seyircilerin isimlerinin yazılı olduğu bir kavanozdan bir isim seçmeye başladılar... James sözcüğü okumak üzereydi! Kalbim heyecandan patlamak üzereydi! James sözcüğü tam olarak okurken ben beynimi durdurmuştum. Bu yüzden söylediği ismi tam olarak anlayamadım. Ama şöyle söylediğinden emindim...
“Şanslı hayranımızın ismi Alexi Black. Alexi buraya gel.”
Alexi… Benim adım… Şok olmuştum. Bu gerçek olamazdı! Ben seçilmiştim. Bu hayatımda duyduğum en güzel cümleydi galiba. Kendimi toparlamaya çalıştım… Ve başarısız oldum. Ama yine de sahneye çıktım. O sırada tam kendimde olmadığım için şöyle hatırlıyorum;
“Selam Alexi. İsmin Alexi’ydi değil mi?” demişti ve Carlos ise “Tabi ki ismi Alexi. Logan, saçmalama.” dediğinde Logan özür dilemişti.
Aman tanrım! Her şey çok garipti ve ben trans gibi bir şeye girmiştim...
“Alexi… Beni duyduğundan emin misin? “
James’in sesi beni kendime getirmişti.
“ Evet evet duyuyorum... Üzgünüm. Bunlar gerçektende benim için çok garip.”
“ İnan bana seni tamamen anlıyorum...” diye cevaplamıştı James.
“ Çocuklar! Artık başlasak? “ Sanırım o Kendall'dı. Dediğim gibi tam kendimde değildim.
Carlos neşeyle “ Evet Kendall haklı.” demişti.
Logan’da Carlos’a katılınca ben kendimi şarkıya hazırladım. Ama sanırım onlar başka bir şeyin peşindelerdi. Logan arkasını döndü ve sahnenin üstündeki bir düğmeye bastı. Ve önümüzde kendimizin hologramları belirdi. Derken Kendall bileğini açtı, bileğinde bir tür saat vardı. Ama normal saatlerden değildi. Üstünde anlayamadığım bir dilden yazı yazıyordu. Kendall saatin üstünde bir düğmeye daha bastı ve biz başka bir yere ışınlandık gibi bir şey oldu.