Sonunda Türkiye-

940 28 3
                                    

Selinin ağzından.
Sonunda inmişti uçak, ne yolculuktu ama bitmek bilmedi, uykusuzluk akan gözlerim kalabalığın içinde nazlıyı arıyordu, ben niye burdayım, evet baba bozması adam isviçreye yolladı beni, eğitimi daha iyi gibi sağlam bir bahaneyle, ayak altında durma demiyorda neyse artık burdayım ya önemli olan bu sanırım.
Bana doğru koşan nazlı mı, eğer o nazlıysa yanındaki yakışıklı kim diye düşünürken bi anda nazlının kollarını boynumda buldum "Selinn, canım kardeşim çok özlemişim"
"Bende nazlı bende ama sanırım bu son görüşmemiz olacak çünkü boğuluyorum"
Hafiften güldü ve benden ayrıldı, işin garip yanı yanındaki esmer, uzun boylu hafif psikopat tipli çocukta güldü, sen kimsin edasında bakınca hemen atıldı "ha bu arada ben savaş, nazlının yani ikizinin sevgilisiyim" Klasik nazlı kıpkırmızı oldu ve ardından hıçkırık. Hemen ortaya atıldı "selin ben, ben sana anla- " elimi savaşa doğru uzattım "memnun oldum " dedim, oda kibarlık yaparcasına elimi tuttu "bende, bende memnun oldum" diye cevap verdi.

Evdeki, tamamen samimiyetsiz özledim merasimi bittikten sonra zar zor odama çıktım, sonunda nazlıyla yanlız kalabilmiştik, ama bir sorun vardı ben burdayım ama nazlı mutsuzdu, Acaba neyi vardı diye kendimi yerken sormaya karar verdim.
"Nazlı anlat"
"Ne"
"Anlat hadi neyin var"
"Hiç, hiç birşeyim selin"
"İkiziz biz, anlarım ben "
"Savaş, savaşla biz evlenmek istiyoruz"
"Ama bu cok güzel haber, sorun ne"
"Sorun şu ki, Mertoğlu'lları şirket adına tek bir varis istiyorlar, yani tek bir holdingle ortaklık, hem aile olarak hem hissedarlık olarak"
"Ee tamam işte bizle ortak olucaklar, ben anlamadım gerçekten?"
"Selin, tek varis savaş değil, bir tane daha var"
"Nasıl yani, bi Mertoğlu daha mı?"
"Evet, patronlardan en büyüğünün oğlu -Ali Mertoğlu-"
"Nazlı böyle bişey olamaz, mutlaka bi çaresi vardır"
Dalga gecercesine, dediğinin olağan olmadığını bilerek atıldı
"Tek çare senin aliyle evlenmen ahahaah yani aslında olağan bir çaremiz yok"

Nazlıyı kollarımın arasına alıp teselli etmeye başladım, ama nazlının dalga amaçlı söylediği cümle aklıma takılmıştı " Tek çare evlenmeniz"
Tamam büyük saçmalıktı ama, ikizim o benim nazlı, babam öldükten sonra annemin bu baba bozuntusu adamla evlenince kalan tek ailem benim için neler yapmıştı, nelerden vazgeçmişti, sanırım şimdi bana ihtiyacı vardı.

Eğer gidip Ali'ye benimle evlen desem asla böyle bir şey yapmazdı, belki de küçük bir oyun oynamalıydım, onu kendime aşık edebilirsem, Nazlı ve savaş evlendikten sonra nikah günü kaçabilirdim, tamam bu çok adice ama mevzu bahis nazlı.
Bütün gece düşündüm ve karar verdim sanırım bunu yapıcaktım.

Sabah olduğunda nazlının odasında hala uyuduğunu görünce rahat bir nefes aldım, sessizce telefonundan ali Mertoğlunun numarasını aldım ve ona mesaj attım.

Alinin Ağzından....
•diriring• 1 Yeni Mesaj
Sabahın köründe telefonuma gelen mesajı açtım, numarayı tanımıyordum mesajda " *** kafede seni bekliyo olucam"
Diyordu, sabah sabah ismini bile bilmediğim birinden gelen mesaj beni hayli şaşırttı, hemen cevap verdim
"Kim olduğunu bile bilmiyorum, neden geliyim?"
"Çünkü istanbulun en güzel kahvesini en güzel kızıyla içmen gereken bir konu var"

Verdiği cevap beni şaşırttı, sanırım bu kız özgüven patlaması yaşıyordu, ama oraya gidecektim, böylesine bir kızı hesap sormak için bile olsa görecektim.


BU BENİM İLK BÖLÜMÜM, YORUMLARINIZI VE BEĞENİLERİNİZİ BEKLİYORUM.

GECE' MAVİSİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin