Saklanacağı eve göz gezdirdi. Evin içi dışarıdan daha serindi. Kendisi soğuk havayı daha çok seviyordu. Sıcak hava onu bunaltmıştı. Eline tutuşturulan mühürlü zarfa baktı. Patronunun gönderdiği zarfı yırtıp içindekileri okumaya başladı. İlk başta gideceği yer polis karakolunun bodrum katıydı. delirmiş olmalı diye düşündü patronu için. En önemli elemanını polis karakoluna mı gönderecekti ?
Valizini açtı. Eşyalarını yatağa döktükten sonra valizin gizli bölümündeki fermuarı açtı. Silahını beline yerleştirdi. Küçük evi gezmeye başladı. Turuncuya boyanmış duvarlar güneş görmekten solmuştu. Lavaboya girdi. Yeşil renge boyanmış duvarlara baktı. Bir insanın sığamayacağı kadar küçüktü. Ellerini yıkadıktan sonra salona girdi. Eski koltukların bir tanesine oturdu. Evde teknolojik alet denilen hiç bir şey yoktu. Boş zamanındaki gibi televizyon izleyemeyecekti. Perdeyi aralayıp dışarıya baktı. Akşam güneşi kendini göstermeye başlamıştı. Bu evi bulabilmek için bayağı çaba sarf etmişti. Bu şehir Brezilyadaki dar ve sıkışık sokaklara benziyordu. Sıfır kol siyah sporcu atleti ile yara bere içinde duran kollarına baktı. Bacaklarının da kollarından bir farkı yoktu.
Çalan zil sesi ile evin dış kapısına doğru ilerledi. Yaverinin geldiğini kapı deliğinden gördüğünde tahta kapıyı araladı. "Araba dışarıda" diyen yaverini kapıyı kapatıp takip etti. Bir kaç dakika dar sokaklardan geçince arabaya ulaştılar.
×××
Polis karakolunu bodrum katına kendi örgütlerinden olan bilgisayar uzmanın işini halletmesini bekliyordu. Sistemi çökertip kimin onları ihbar ettiklerini bulacaktı. Ölüm meleği ise herhangi bir sebepten dolayı bu bilgisayar manyağı yakalanırsa onu koruyacaktı. "İşte bu" diye ses çıkartan bilgisayar manyağına döndü."Sistemi çökerttim" Ölüm meleği ne yaptığına bakmak için bilgisayarı inceledi. Sayılarda oluşan sistem ilgisini çekmemişti. "İşini hızlı hallet birazdan burada olurlar." dedi.
Arabayı süren ölüm meleği elinde bilgisayarı ile uğraşmayı bitiremeyen bilgisayar manyağına baktı. Bir şeyler yükledikten sonra manyak karakolda işinin bittiğini söylemişti. Gerisini evinde halletmek istediğini belirtmeyi de unutmamıştı. Bilgisayar manyağını evine bırakıp saklandığı eve doğru yol almaya başladı.
Evin kapısını sessizce ittirdi. Evde birisin olduğunu açık olan kapıdan anlamıştı. Hafifçe bir iki adım attı. Salonun lambası yanık duruyordu.
Salona doğru ilerleyince koltukta oturan yaverine baktı. Ölüm meleği duvara omzunu yasladı. Yaveri yeşil gözlerini ölüm meleğinin üzerinde gezdirdi. Kalbi normal atış hızından biraz daha hızlanmıştı.
"Burada ne arıyorsun ?" dedi soğukça yaverine. Yaveri elindeki ölüm meleğinin tokasıyla oynamayı bırakıp koltuğa yaslandı. "Seni görmeye geldim." deyince ölüm meleği yavaş yavaş sinirlenmeye başladı.Eğer ölüm meleğine bir şey olursa patronun onun yerine bu yaveri koyacağını biliyordu. Ölüm meleği kadar acımasız ve sertti. "Beni görmene gerek yok. Artık gidebilirsin."dedi sertçe.
Yaveri yeşil gözlerini yeniden ölüm meleğine çevirdi. "Hemen sinirlenme. Ah... ama bir dakika" yaveri sırttı. "Sen sinirlerini kontrol edemeyen bir psikopatsın değil mi ? Kurbanlarını silah yerine döve döve öldüren bir psikopat. Seni bu yüzden patron Ölüm meleği yapmıştı. " deyip oturduğu yerden kalktı.
Ölüm meleği çok sinirlenmişti. Eğer kendi grubundan olmasaydı yaveri hemen şimdi öldürebilirdi. Fakat bunu yapamıyordu. Yaverinin onu sinir etmesi ölüm meleği istemese de hoşuna gidiyordu. Bunu nasıl başarıyor ? diye geçirdi ölüm meleği içinden.
Yaveri onun yanına doğru ilerledi. Ölüm meleğinin yanına yaklaştı. Kulağına eğildi " Gitmemi mi istiyorsun ? " dedi sessizce. Yaverin nefesi ölüm meleğinin tenine çarpıyordu. Duvardan doğrulan ölüm meleği ile yaverin arasında çok az bir mesafe kalmıştı. "Sence ?" dedi ölüm meleği. Artık aralarında mesafe kalmamıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ölüm Meleği
Fiksi RemajaEğer sorgularsam, hiç tanık olmadığım şeylere tanık olacaktım. Ben sorgulamak istemiyordum. ** Ceset gibiydi. Ölüm gibiydi. Ölüm.