Bölüm 1 umarım beğenirsiniz :)

15 0 0
                                    


                                                        Yanınızdakilerin kıymetini bilin...

Babamı kaybedeli tam 3 ay olmuştu. Sokaklarda ne zaman baba-kız görsem içim sızlar, oturduğum yerde hıçkırarak ağlıyordum. Annem yıllar önce beni ve babamı bırakıp gitmişti. Annemi en son hatırladığım kadarıyla sarı saçları, ela gözleri ve bakımına çok düşkün bir kadındı. Annemi, küçükken gelir umuduyla hep kapılarda beklerdim. Annem beni 8 yaşında terk etmişti ve ben şuan 18 yaşında bir genç kızdım. Sarı saçlarım, masmavi gözlerim vardı. Saçlarımı annemden, gözlerimi ise babamdan almıştım. Babamı çok özlemiştim, 18 yaşında bir kız olsamda insanın babası olmadan ayaklarının üstünde durulmuyordu. Annem ise 10 yıldır yoktu, hep aradım polise bile gitmiştim halbuki öğrendiğim kadarıyla Dubai'ye taşınmış. Ben konuşmayı hiç sevmeyenlerdenim. Biri benle iletişim kurmak istese ya giderim yada bağırırdım. Okulun başlamasına 2 gün kalmıştı. Bu sene lise 3 'e gidecektim ama 18 yaşındaydım. Annem bizi terkedince derslerime hiç ağırlık vermedim ve sınıfta kaldım. Bu sene ise babam ölmüştü fakat o benim her ne olursa olsun çok çalışkan olmamı isterdi, eğer hayatta olsaydı ''hiçbir şeyin seni üzmesine izin verme benim güzel kızım'' derdi. Bu düşünceleri kafamda canlandırırken kapının çaldığını duydum ve hayal dünyamdan çıktım. Kapıyı açmak için gittiğimde Damla'nın geldiğini düşündüm. Kapıyı açınca düşüncelerimde haklıydım Damla gelmişti. Bana bağırarak ''Yağmurrr.!!! Kaç dakikadır kapıdayım farkındamısın, telefonunu da tam 11 kez aradım neden açmıyorsun? '' diye bağırdı. Telefonuma baktığımda cidden 11 kere aradığını gördüm. ''Duymamışım'' diye geçiştirdim. Damla'yı içeriye davet ettim, birer kahve yapmak için mutfağa gitmek için ayağı kalktığımda kolumdan tuttu. ''Dur bakalım güzellik, 2 gün sonra okul başlıyor yeni okulunu görmeye gittinmi'' dedi. 



İÇ SESİMWhere stories live. Discover now