-Yalnızlığım çığlıktı benim,
Hepiniz mi sağırdınız..?-------------------------------------------------
Kalbim hızlı hızlı çarpıyordu. Göğüs kafesimi sıkıştırıyor ve nefes alış verişimi olduğundan hızlı almamı sağlıyordu.
Derin bir nefes aldıktan sonra telefonu açtım ve
"Efendim" dedim. Onu tanımamış ve unutmuş gibi davranacaktım. Öyle de yapıyordum.
"Merhaba" dedi. "Merhaba Linda Warner"
Adımı unutmamıştı. Hatta telefon numaramı bile silmemişti. Bu , bu inanılmazdı.Ama ona bunu hissettirmeyecektim. Bu yüzden soğuk davranmalıydım.
"Kiminle görüşüyorum?" dedim. Sesim titriyordu.
"Hadi ama Linda Warner. Biliyorum beni tanıdığını."
Ne yapmalıydım bilmiyorum ama soğuk davranmayı tercih ettim.
"Hayır. Gerçekten siz kimsiniz bilmiyorum ama biraz daha beni oyalarsanız.."
Sözümü tamamlamama izin vermedi ve konuşmamın arasına girerek
"Sen bana kıyamazsın ki." dedi.
Evet. Bu doğruydu. Ona kıyamazdım. İçimden ona, onu unutmadığımı ve hala sevdiğimi söylemek geliyordu. Ama soğuk davranmalıydım. İçimden sürekli soğuk davranmam gerektiğini tekrarlıyordum.
"Ben , ben sadece bir kişiye kıyamam. O da.."
Yine sözümü yarıda kesti
"O benim Linda. Lanet olsun! Ben Dylan. Dylan Ross. Hatırlandı mı şimdi?"
"Ouvv. Pardon Dylan. Bilmediğim bir numara olunca şüphelendim. Gerçekten. Beni de anlamalısın."
"Tamam Linda daha fazla uzatmayacağım. Sadece sana yarın görüşmek istediğimi söyleyecektim."
"Mmm. Yarın.."
"Peki yarın seni Patrick Cafe'de bekliyor olacağım. Görüşürüz Linda Warner."
Yine cümlemi tamamlamama izin vermedi ve daha cevap vermeden telefonu kapattı. Beni yarın Patrick Cafe'de bekliyor olacaktı. Bunları Alondra'ya anlatmam gerekiyordu. Bu yüzden odamdan çıkıp ona seslendim:
"Alondra!"
Dylan'dan :
Onsuz yapamıyordum. Ayrılmıştık ama aklımdan bir türlü çıkaramıyordum. Benim ilk aşkı tatdığım kişi oydu. Ondan vazgeçemezdim.
Dayanamadım ve aramaya karar verdim. Beni unutmadığını biliyordum. Aradığımda beni tanımıyormuş gibi yapmasına da şaşırmamıştım. Ona fazla söz hakkı vermeyecektim. Çünkü sürekli bahaneler üreteceğinin farkındaydım. Ona yarın görüşmek istediğimi söyleyince heyecanlandığını hissetmiştim ve görüşmemek için bahane aradığını fark ettim.
Beni kırmayacağını biliyordum. Bu yüzden direkt görüşmek istediğim yerin ismini söyleyip telefonu kapattım.
Bende heyecanlıydım. Onu iki sene sonra tekrar görmek.. Hayal olmalıydı.
Ayrılmamızın sebebi birbirimizi sevmememiz değildi zaten. Sadece bizim şehir dışına çıkmak zorunda olduğumuzdu. Şehir dışına çıkarken bana gitmememi söylemişti. Ben gitmek zorunda olduğumu ama yinede ondan ayrılmayacağımı söylediğimde bunu kabul etmişti. Her gün konuşuyorduk. Ta ki Linda'ya gelen bir telefondan sonra. Beni seven bir kız ona bakmadığım için Linda'nın telefon numarasını alıp ona kendisinin benim sevgilim olduğunu söylemişti. Linda'yı her ne kadar ikna etmeye çalışsamda bana inanmadı.
O sadece bana tutunmuştu. Ben de onu bırakmıyacaktım. Kendime söz vermiştim.
İşte aramamın sebebi de buydu. Ona sırılsıklam aşık olmam ve kendime söz vermem.
Yarın gelmesi benim için çok önemliydi.
Linda'dan:
Alondra'nın odasına girdiğimde ilk yaptığım şey gözlerimi kapatıp küfür etmem oldu. Alondra Carl'la öpüşüyordu. Tabi ya! Bugün onların ilk tanıştıkları gündü. Hemen özür dileyip odadan geri çıktım.
Saate baktığımda geç olduğunu gördüm ve yatmaya karar verdim.
Yarın gidip gitmeme konusunda kararsızdım. Kulağıma kulaklığı taktım ve şarkı dinlemeye başladım.
Hala kararsızdım ve düşünüyordum. Gitmeli miydim?
Bölüm şarkısı:
~Good For You- Selena Gomez
Media: Sean O Donnel -Dylan-
~Votelerinizi eksik etmeyinn ❤❤
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Loneliness
РізнеCanı sıkılmıştı o gün.. Yürüyordu sadece.. Sıkılmasının nedeni o gün değildi aslında.. Sadece o güne kadar yaşadıklarıydı. Belki de yaşayamadıkları.. Tutunmaya çalışıyordu hayata.. Ne yapabilirdi ki bundan kurtulmak için..? Ya da kim hayata bağlayar...