Yarım saatlik bir uykudan sonra gözlerimi araladım. Aynaya baktığımda solgun yüzümü fark etmiştim. Yüzüm, yaşadığım hayatın resmi gibiydi. Hayat, kısa bir süreliğine yüzümü ve kalbimi kağıt parçasıymış gibi kullanmıştı. Kalbim.. Bir kağıt gibi zayıf ve güçsüzdü artık. Yüzüme su serptikten sonra bulunduğum odadan çıktım. Yine aynı sahne.. Angelica hastane görevlisi ile konuşuyordu.
-Merhaba, Angelica. Ne güzel bir süpriz böyle! Ne oldu? Görevliyi Louis'i öldürsün diye tembih mi ediyorsun? Oh, tabi az kalsın unutuyordum sen onun annesisin! Aslında sen insan bile olamazsın.
-Ne güzel bir karşılama Arthur. Karşılama nasılmış öğreniyorsun böyle devam et.
-Şimdi de, sana nasıl arkaya bakmadan yürümeyi öğreteceğim.
Angelica'nın kolundan sıkıca tuttum ve kendi odama çektim. İçeri girer girmez kapıyı hızlıca kapattım ve yatağımın yakınında bulunan ameliyat makasını alıp Angelica'nın boynuna dayadım. Sinirden gözüm hiç bir şey görmeyecek haldeydim. Tıpkı gözünü nefretle kapatmış aptal insanlar gibi.
-Şimdi, seni öldürebilirim. Ama yapmayacağım. Neden, biliyor musun? Hayır, bilemezsin. Çünkü ben hayatımı, mutluluğumu senin gibi bir değersiz varlık için çürütemem. Hayır, hayıır.
-Ne o? Korktun, değil mi? Korkudan hiç bir şey yapamaz haldesin, sokak kedisi gibi sadece tırmalıyorsun, miyavlıyorsun.
-Hayır, Angelica. Bunu bana yapma lütfen. Tüm o filmlerde ki kötü karekterlerin sıradan gaza getirme yöntemleri bende işe yaramaz. Bu konuda kendini geliştirmen gerek. Bu yüzden, şimdi gidiyorsun ve derslerini çalışıyorsun. Yoksa öğretmen ne yapar??
Bunu söylerken makası iyice dayamıştım. Gözlerinde ki kini, nefreti görebiliyordum.-Dediğimi hatırla, rakibini asla küçük görme. Şimdi, seni odamdan kovuyoruum!
Makası titreyerek masaya geri koydum, Angelica tam çıkıyordu ki yere tükürdü. Bir şey diyemedende gitmişti..
Bir kaç dakika sonra tekrar odamdan çıktığımda yine Angelica görevli ile konuşuyordu. Fakat bu uzun sürmemişti çünkü bir doktorun odasına gitmişti. Onun konuştuğu görevliyi çağırdığımda hemen yanıma gelmişti.
-O kadın sana ne dedi?
-H-hiç bir şey.
-Onu korumaya kalkma. Seni korkuttuğu belli. Onu koruman işinden olmana sebep olur. Şimdi, söyle.
-DNA testi yaptırmış.. Doktoru bana sordu. Çok gizli kalması gereken bir DNA testiymiş bu dediğine göre.
-Peki kim için yaptırmış?
-Bilmiyorum, adını söylemedi. Ama Arthur ismi duydum doktor odasına girince.
-Arthur mu? Emin misin?
-Evet..
-Pekala, bu olay ikimizin arasında. Birbirimizi tanımıyoruz. Şimdi, gidebilirsin.
Bu kadın neyin peşindeydi yine.. Neden benim DNA testimi yaptırsın ki..
Yine been. Önce ki bölümün kısa olduğunu fark ettim ve devamı olması gerektiğini düşündüm. Yorum ve votelerinizi bekliyorum. Kendinize iyi bakıın.