5.Bölüm.

1.3K 75 13
                                    

Ellerim ve ayaklarım titrerken pencere kenarından kalkıp yatağıma geçtim. Sabahtan beri ilk karın yağışını seyre dalmıştım. Fakat üşüdüğümü hissettiğim gibi kalkıp yatağımın üstüne oturmuştum. Bugün okula gitmemiştim. Bu yüzden odamda oturup karın yağışını izledim. Yatağımda oturup dizlerimi kendime çektim. Kollarımı da etrafına sararken Yan Bir şekilde başımı yasladım. Böylelikle daha rahat olmuştum. Düşüncelerim boştu. Düşünecek bir şey yoktu. Sadece bazı hatırlamak istemediklerim vardı ve onlar zehirli bir madde gibi her gün bedenime yayılıyordu. Hangi bedene? Dedi iç sesim. Haklıydı. Hangi bedene? Bana ait olmayan bir beden? Başka bir adamın imzasının olduğu beden mi? Ah hayır! Kalsın. Boğazımda ki yumru kendini gösterirken ne yapacağımı şaşırdım. Başımı kaldırdım ve odanın en köşesine dik dik baktım. Kötü hatıralar gözümün önüne gelince ellerimi sıktım. Hatırlama! Dedi iç sesim. Düşünmeyi kes aptal! Bir kez daha bağırdı İç sesim. Hatırlama, düşünme tekrar acıyacak tekrar öleceksin.! Düşündüm. Hatırladım.

Bir kaç ay öncesi..

Çıplak bedenini kendine çekti. Bacak arasında kurumuş olan kan kirliliğini simgeliyordu. Vücudunun moraran kesimleri canını daha çok acıtıyordu. 15 dakika önce masum olan o şimdi kirliydi ve masum değildi. Sancıyan kasıkları ve ağrıyan karnı ağlamasını şiddetli bir hale getirirken gözyaşları sadece usulca akıyordu. Bulunduğu karanlık ortamdan korkmasına rağmen şuan karanlığa sığınıyordu. Ona en makul gelen şey şuan siyah ve karanlıktı. Siyah saçları önüne düşmüştü. Tıpkı bir gölge misali.. Karanlık sokağın bulunduğu o küçük aydınlık yerinden birinin geçtiğini gördü. Umursamadı. Umursayacak kadar iyi ve kendinde değildi.. Kulağına gelen adım sesleri birinin geldiğini işaret ediyordu. Çıplak bedeninden dolayı biraz utanmıştı. Fakat aldırmadı. Ne de olsa onu göremezdi. Çünkü sokağın en karanlık ve kuytu köşesindeydi. Bir kaç dakika sonra çıplak koluna değen bir nefes hissetti. Korktu.. Titreyen bedeni ve elleri havanın soğuğuna tezat sıcaktı. Dizlerine sardığı ellerinin üstünde bir baskı hissetti. Sesi çıkmadı. Aynı şeyleri tekrar yaşayacak olmanın korkusu ile sadece biraz daha geriye verdi kendini. Korkudan sesi çıkmıyordu. 18 yıllık masumluğunu 15 dakika içinde kaybetmişti. Şimdi ölse bile sessiz kalacaktı.

''Hey! '' dedi ses. Kapalı gözlerini açmadı. ''Hey!? '' dedi bir kez daha ses. Karşısında çıplak bedeni ile oturan kıza baktı. Ağladığını görüyordu fakat genç kız ses vermiyordu. Birinin olduğunu gördüğünde yanıldığını sanmıştı Kaan. Ama merakına yenilip buraya kadar gelmiş ve bu kızı görmüştü. Başta kıza ne olduğunu anlamasa da sonradan bacak arasında ki koyu sıvıyı görmüş ve bu lanet olaya tanıklık etmişti.. Tecavüz...

Şimdi ki zaman..

Gözyaşlarımı silerken dudaklarımı birbirine bastırdım. Hayatımın en kötü anlarını yaşadığım o an ölmek istedim defalarca. Gözümü kapatıp bir daha açmamak için çok dua ettim. Olmadı.. Hala nefes alıyorum. Bana ait olmayan bir beden için hala nefes alıyorum. Kaybettiğim aptal bedenim için hala nefes alıyorum! Ölmek için değil yaşamak için hala nefes alıyorum! Sonunda bir gün öleceğimi bile bile nefes alıyorum..! Ellerimi yatağa bastırıp ayağa kalktım. Hafif başım dönse de kalkmıştım. Cebimde ki telefon varlığını belli etmek adına çalınca irkilip elimi cebime götürdüm ve çıkardım.. Kaan..

''Efendim.? '' dedim sesimin titremesini önlemek için.

''Güzelim.. Neredesin? '' dedi.

''Evdeyim. Sen? ''

''Sana geldim. '' dedi ardından güldü. Bende gülümsedim.

''Balkonun kapısını açsana. '' dedi ardından kapattı. Buraya geleceğini anlamıştım fakat pencereden girecek sanıyordum. Yanılmışım. Odanın içinde bulunan balkona doğru adımlarımı attım ve kapıyı açıp bekledim. Çok geçmeden Kaan gelmişti. Hızla ona sarılırken oda bana sarıldı. Bir ömür ona sarılı durabilir ve ölebilirdim.

''Nasılsın? '' dedi. Sesin de meraklı bir tını vardı.

''Ben iyiyim sen? '' dedim.

''Şimdi daha iyiyim.. '' dedi ve benimle beraber içeri girdi. Beraber yatağa otururken ben onun dizine başımı koydum. Elleri saçlarımda gezerken benim ellerim de onun diz kapakların da dolaşıyordu.

''O gün neden o sokağa geldin? '' dedim. Sessiz kaldı. Bu acıtmıştı. Ondan cevap almamak her daim için acıtırdı beni.

''İç sesime güvendim. '' cevap vermeyeceğini düşündüğüm anda cevap vermişti. Ellerim hareket etmeyi bıraktı ve doğruldum. Ona bakarken ''Utanıyorum. '' dedim. Kaşları çatılırken ''Neden? '' dedi. Bakışlarımı boynuna indirirken ''Temiz değilim. '' dedim. Eli hızla saçlarıma giderken bağırdı. ''Bu yüzden mi aptal kız! Bu yüzden mi utanıyorsun!? '' dedi. Ense kökünde ki saçlarımı tutup yüzümü yüzüne yaklaştırdı. ''Senin suçunun olmadığı bir hata yüzünden mi! '' dedi. Gözyaşlarım akmak için büyük bir mücadele içinde dururken ''Kaan.. '' dedim. Canım acıyordu ve o bunun farkında değildi. ''Canım acıyor.. '' diye fısıldadım. Önce koluma baktı ardından dolu gözlerime. Başımı hızla çekip alnımı öptü. Gözlerimi kapattım ve onun kollarını tuttum. ''Ben.. '' dedim ne diyeceğimi bilmezken. ''Ben.. Kaan.. Özür dilerim. '' dedim. Canım yanıyordu. Bunu kimse görmüyordu. Neden etrafımda ki insanlar kör olmayı tercih etmişti. Neden yaşadıklarımı küçük bir şeymiş gibi görüyorlardı. Neden kimse acımı görmüyordu....

''Bir daha sakın ama sakın böyle aptalca konuşma! '' diye uyardı. Hıçkırıklarımı bastırmak amacı ile dudaklarımı tişörtüne bastırdım. Böylelikle hıçkırıklarım dışarı çıkmak adına tekrar içimde kaldı. Tıpkı diğer şeyler gibi. Ondan ayrıldığım da yüzüne baktım. Zorla gülümsemeye çalışıp ''Benden iğrenmiyorsun değil mi? Yani seninle yatsam bile iğrenir misin? '' dedim. Sinirli bakışlarını yüzümün her zerresinde gezdirirken ani bir hareket ile beni kucağına çekti ve ''Deneyelim hadi. '' dedi. Korku ile geri gitmeye çalıştım fakat beni tutan kolları buna engel oldu. ''Kaan.. '' dedim. Fakat o benden önce konuştu.

''Hayır. Yerinde dur. Bakalım seninle birlikte olsam iğrenir miyim! ''

Benim Gizli Aşkım!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin