Acar Dedektif Eda Aramızda I1. BölümI

664 17 9
                                    

   Sıkıcı bir pazartesi sabahıydı. Saat dokuzu on dört geçiyordu. Dışarıda bardaktan boşalırcasına yağmur yağıyordu. Öğretmenim yoklama yapıyor ben de Atatürk Ortaokulundaki sıramda oturuyordum.

   Öğretmenimin adı Tülay'dı. Gülümseyen bir yüzü vardı ama bu sabah pek gülümseyecek gibi görünmüyordu. Mutsuzluğu, can sıkıntısı yüzünden okunuyordu. Buna şaşmamak gerek. Bizim sınıfta bir hafta daha geçirmek zorundaysanız eğer mutlu olmanız çok zordur.

   Öğretmenimin neler hissettiğini anlayabiliyorum. Günler son zamanlarda çok sıkıcı geçiyordu. O kadar sıkıcıydı ki ben bile adımın okunmasını dört gözle bekliyordum.  "Günün en heyecanlı anı budur." diye düşünüyordum.

   Tam aklımdan bunları geçirirken sırtıma sert bir şeyin battığını hissettim. 

   Eveet, zehir hafiye, diye bir ses kulağıma tısladı. Artık elimdesin.

   İçimi çektim. Hayat, benim gibi bir dahi dedektif kız için bile çekilmez olabiliyordu. Özellikle baş düşmanınızın hemen arkanızdaki sıraya oturmasına izin verilmişse...

   Beni korkutamazsın Gıcık Metin, dedim fısıldar gibi.

   Övünmek gibi olmasın ama oldukça serinkanlı davranmıştım. O cetvelde kurşun olmadığını biliyorum.

   Tam o sırada, 

-Eda Türker, diye adımı okudu öğretmenim.

-Buradayım öğretmenim, diye yüksek sesle bağırdım.

   Gıcık Metin yine arkamdan dürttü. Bu sefer pis ve küt parmaklarını kullanmıştı.

-Son günlerde ortaya çıkardığın bir suç var mı küçük bayan dedektif, diye fısıldadı alaycı bir ses tonuyla.

   Kıkırdamaya başladı, onun çevresinde oturan tayfası da aynı şekilde kıkırdadı. Bunlar, birbirlerinden hiç ayrılmazlar, grup olarak dolaşırlar ve kendilerini gereğinden fazla ciddiye alırlardı. Onları görmeye bile tahammül edemiyordum.Yaptıkları her şey bende gıcık yapıyordu. Bu yüzden onlara bir ad takmıştım:

          GICIK BEŞLER!!!

   Üstelik çokta sıkıcıydılar. Bana kalırsa sınıfta en gereksiz ilk beş şey onlardı.

   Beni dürtüklemeye başlamadan önce Metin'in istediği harika(!) bisiklet hakkında, o sonu gelmek bilmeyen gevezeliğini dinlemek zorunda kalmıştım. Ona göre bisikletin en önemli özelliği ço pahalı olmasıydı.

   Oysa bu konu hiç ilgimi çekmiyordu. Az sonra bana zor anlar yaşatacağını biliyordum ama susması için katlanabilirdim.

   Sorusuna cevap vermeliydim çünkü saldırısını geri püskürtmesini de bilirdim.

-O kadar çok ki, diye fısıldadım. Fakat işlenmiş öyle büyük bir suç var ki hiçbir zaman çözemeyeceğim. Annenle babanın seni dünyaya getirirken işledikleri suç. Neden böyle bir şey yaptılar? Çıldırmış olmalılar.

   Metin bir çok yönden dinozorlara benzer. İri kıyım olup yavaş hareket etmesi, kocaman kafasının içindeki minicik beyniyle anlama hızının yavaş olması gibi... Bu yüzden, yaptığım espiriyi anlamakta zorlanmasına, gecikmesine hiç şaşırmadım. Bir yandan espiriyi anlamasını beklerken diğer yandan da Mtin'i dinozorlardan ayıran şeyin ne olduğunu düşünüyordum. Bunun için çok vaktim vardı ama bulmam çok sürmedi:

   Dinozorların nesli tükenmişti ne yazık ki...

   Tülay Öğretmen, yoklamayı bitirdiği zaman Metin yeniden saçma sapan konuşmaya, beni cetveliyle dürtmeye başlamıştı.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jan 08, 2016 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Acar Dedektif EdaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin