BİRİ DE BENİ SEVSİN

174 7 0
                                    

"Yavrum şu parayı uzatirmisin"? Sesiyle arkamı döndüm.60 yaşlarının ortasında olan teyzenin burusuk elinden parayı alıp şoföre uzattım. Artık ne kadar bu durumlara bağlı kalicağimi düşünürken şoförün"6 kişi vermedi ayıp degil mi!Ekmek parası buda vermeyen versin".demesiyle irkildim .Gözlerimi devirip oflamamak için kendimi zor tutuyordum.Monoton günümü aklımdan geçirmeye başladım. Tipik şoför nutuklarindan biriyle ayakta okula gitmeye çalışan bi ben.Arabanın ani fren yapmasiyla striptizci havasıyla direkte ayakta kalmaya calişiyorum.

Kapının açılmasıyla 18 yaşlarından olan bereli bir genç girdi.Sonunda biraz eğlenicegimi düşünüp.Yüzümdeki gülümsemeyi silmeye çalışıp.Gence bakmaya başladım.Uzun boyunu daha uzun gösterecek şekilde giyinmişti.Siyah kot üstünde siyah bir montuyla siyah beresini çekiştirip. Bana yakın bir yere geçip aynı direği tutmaya başladı. Acaba bu bi ima miydi.İçimdeki yalniza gülüp yinede umut etmeden duramadim.Burnuma portakal ve odunsu kokular dolmaya başladı.Sevimli şey seni.Yine neden yanımda aceba diye düşündüm, yani bir sürü direk vardı neden bu direk. İçimdeki kutuda biriktirdigim umut kutusunu açıp düşünmeye başladım.Minibüsün içine bakınca öbür direklerinin dolu olduğunu gördüm. Yinede moralimi bozmadan gence bakmaya başladım.

Kahverengi gözlerini aniden bana döndürdü.Baykuş edasıyla kafamı döndürdüm.Rezil oldum diye içimden hayiflanirken. Çocuk hala bana bakıyordu. Bu güzel anda ödevini almadığım aklıma geldi.Güzel bilinç altım tüm mutlu anlarını bozmaya progranmisti sanki.Bugünde götürmezsem edebiyat öğretmeni beni okula almicağini söylemişti.Gözlerini belirtip 2 ay tam 2 aydır ödevin yok.26 yıllık öğretmenlik hayatımda böylesini görmedim demesi aklıma geldi.Abarmasi onu korkunç değil küçük düşürmüştu.İçimden sessizce dua ederken.Bi umut çantami açtım. Tam içini karıştıracaken şoförün ani freniyle çantam elimden kayıp yerde düşüp dağıldı.Birazdan içimdeki 45 yaşındaki teyzeyi çıkartıp,yavaş olsa na insan bi haber verir deyip çirkinleşmeden gözlerimi yerdeki eşyalarımda gezdirdim.

Yerde kalemim ödevim cüzdanim ve pedim vardı. Bir saniye pedim tam gencin önüne düştü.İçimden dünyanın bana yaklaşımını anlamaya çalışıp.Donan ellerimle kalemimi aldım. Ayaklarımdan başlayan kızarmayla çabucak toplamaya başladım. Gence baktiğimdaysa bi bana bide pede bakıyordu. Allahim tam sırasi vur simşeği buraya yanına al beni diye düşünürken. Etraftaki insanlar eşyalarımı toplamaya başladı. Gözlerimdeki birazdan depresyona giriceğimin habercisi göz yaşlarını itip pedimi yerden alip çantama attım.

Önümde bi kitap belirince çocuğun utanmış bi halde kitabı bana uzadığını gördüm çekingen bi şekilde kitabı alıdım.Artık bir dakkika bile bu minibüste kalamazdim. Yüksek sesle "durdurun arabayı inicem" dedim.Gereksiz bu düğün olamaz repliğimle minibüs yavaşladı. Kenarda durdu. Hemen inip koşmaya başlicakken kızım paranı vermedin sesiyle minibüse baktım. İnsanların ayiplar şekilde baktığını görünce özür dilerim deyip cüzdanımi bulup parayı içeri uzatıp çok pardon ben unutmuşum dedim. Arkadan tabi hep öyle derler sesini duymamaya çalışıp üstü kalsın dedim. Adam 25 krş yerine koyup güldü.Sanki 200€ bahşiş veriyordum.Artık nefes almam bile utanç kaynağıydı.Nasıl olup. Heryerde kendimi küçük düşürebiliyordum.Kimsenin yüzüne bakmadan koşarcasina minibusten inip kayıplara karışma dilegimle koşmaya başladım.

Kesin bana büyü yaptılar. Yıldızlarımi düşürdüler birisinin ahi tuttu diye düşünüp 10 dakkikalik okul yolunu 5 dakkikada gelmiştim. Okul bahçesinde kimse yoktu. Tüm sabah boyunca olan tek güzel şey buydu sanırım.Sınıf 4 katta olduğu için bir seferlik asansörle gitsem bişey olmaz diye düşündüm. Asansörü sadece idare ve öğretmenler kullanıyordu. Müdüründe dediği gibi bizde geleceğin öğretmenleriyiz deyip asansörün düğmesine bastım. Dint sesiyle içeriye giricekken karşımda okul müdürümüzü görmem bir oldu.Şans oranına en yaratıcı küfürleri savururken gözüm müdüre takıldı. 45 yaşında kel kısa ve göbekli müdürümüz gözlerimin içine şaşkınca bakıyordu. Saniyeler geçerken facebook da okuduğum bi yazı aklıma geldi bi insan 9 saniye gözünüze bakiyorsa ya sizi öldürmek istiyordur. Yada sizinle sevişmek istiyordur. Umarım beni öldürmek istiyordur diye düşünüp.

Şey hocam şey ben gelebilirmiyim dedim.Sesimdeki 7 çocukla sokakta kaldık beyim kalcak yerimiz yok yardım et tonunu iyice yansitdigimi düşündüm müdüre baktım.Ayıplar bi şekilde gel dedi içeri girip.Teşekkür ederim hocam dedim. Hoca camide kızım öğretmeninin ben senin müdürünün deyip olası bi nutuga başladı. Kızım bilmiyor musun bu asansör öğretmenler için. Hem bu saat ne ne kadar geç kalmişsin okula.Erken uyanın biraz. Hava soğuk ince çorap giymissin bide sonra hastayım deyip rapor aliyorsunu dikkat edin dedi.Adam resmen tüm öğrencilerin günahını benden çıkarıyordu.Bu kadar azar bana fazlaydı. Kafamı yukarı kaldırıp allahım ölmüş dedemin kefen parasını kariyla kızla yemişim gibi davraniyosun ama dedim. Müdürümüzin "ne dedim kızım duyamadim " sözüyle "haklisiniz hocam Allah benim gerçekten belami versin" dedim. Tam ağzını açıp yeni bi azara baslicakken asansör sarsimaya başladı tutunucagim tek mudurumuzun kel kafasi olunca ona tutundum.

Boyumun 1.78 olmasi bu sefer işe yaramadı.Yasadigim gereksiz adrenalinle ne yapcağimi şaşırmış bi şekilde kaldım.2 gün önce allahım ne olur 12/B murat la aynı asansörde kalalım duam aklıma geldi. Allahım sen çok yalnış anlamışsın ya diye düşünürken aniden ışıklar gitti attığım ciğlikla "hocam nerdesiniz" deyip ellerimi kafasından çekip koluna tutunmaya calistim. Asansör sallanıp yine çalışmaya başladı. Kontrolümü kaybedip. Müdürün üstüne düştüm. Normalde böyle bi durumda altımda biskolata reklamindan firlamis kaslı uzun yeşil gözlü bir ıtalyan olması gerekirken. 1.60 boyunda göbeğinden asansörün tavanına deyicegim bıyıklı müdürümüz vardı. 4 kata geldiğimizi bildiren sesle kapılar açıldı. Dolgu topuk ayakkabıları görmekle kafamı yukarı kaldırdım.Müdürü eşi ayşe hoca bana dik dik bakıyordu arkasında saskinda bakan öbür müdür yardımcılarını görmem bir oldu. Saskinca bakarken hemen müdürün üstünden kalkıp hocam şey ben aciklayanilirim dedim. Biz bişey yapmiyorduk dedim. Arkama baktığımda müdürün sinirden kızarmış yüzünü gördüm. Sen ne sakarsin öyle çabuk sınıfına gözüm görmesin seni dedi. Daha fazla kendimi rezil etmeden götüme vura vura sınıfın kapısını açtım. Tüm yüzler bana dönünce biyoloji öğretmeni kapısız yerden mi çıktın bu ne saygısızlık. Hem geç geliyor hemde kapıyı çalmadan açıyor git çalde gel terbiyesiz dedi. Reziligin dibini sıyırken Hocanın egosunu tatmin etmek amacıyla kapıyı tekrar çalıp içeriye geçtim. Kimseye bakmadan sırama oturdum. Hoca onaylamaz bi ses çıkarıp. Derse devam ettiğinde yanıma baktığımda buğranin gülmemek için dudağını isirdigini gördüm. Sakin dedim.Gülersen ölürsün öyle şeyler yaparimki. 7 ay boyunca psikolojik destek alırsın dedim. Ciddi olduğumu anlayınca kendini toparlayıp. Heryerde kendini belli etme duru dedi. Sanki ben bilerek yapıyordum. Sırtımın düşmanca cimciklenmesiyle berile döndüm. Duru hep geç mi kalacaksın sınıfta kalicaksin o olucak dedi. Kaderde varsa düzümek neye yarar üzülmek dedim. Sessizce gülmeye başladık. Hocanın arkadaki o 4luyu dağiticam demesiyle sesimizi kestik. Kader sınava 69 gün 5 saat 3 dakkika var siz hala gülüyorsunuz dedi. Kader çantamı alıp yüzünü dagitmamam için tek neden söyle dedim.Umutsuz vakaymisim gibi bakıp testine döndü. Tüm gün rezilliklerimi düşünüp kendimi öldürme planı kurarken çıkış ziliyle harekete geçtim. Cennet gibi ya bu ses. Garip şekilde rezil olmadan minibüsten inip eve doğru yürüdüm sanırım bugün rezil olma kotami doldurmustum.Yürürken aklıma geldi. Buğranin sevdiği bir kız vardi.Beril 4 yıldır bir sevgilisi vardı. İnek kader bile karşı sınıfın inegiyle konuşuyordu.Ben hep platonik otobüste bakıp aşık ol durakta insin acı çek. Cafede karşına otursun 2 saat bakış sonra gitsin.Biri de beni sevsin ya.Güzel biriydim uzun boyluydum bi kere.Kahverengi hafif çekik gözlerim vardı güzeldım işte. Beni beğeneni ben beğenmiyordum.En iyisi beni sevmesini istediğim kişiyi ben bulmaliydim.Eve varmıştım zile bastım. Kapıyı annem açtı."Güzeller güzeli meleğimde gelmiş" dedi.Annemde olmasa kim beni sevicekti aceba."Merhaba annelerin annesi nasılsın".İyiyim kuzum geç içeri.Anne yemek yemicem.Odamdan çıkmıcam. Kimseyi görmek istemiyorum dedim.Odama girip kapıyı kapattım.Hemen leptobumu açıp kendime eli yüzü düzgün bi sevgili aramaya başladım. Güney KORKMAZ pazar gecesi holdinginin 5 yil dönümü için bir kokteyl düzenlenecek.Manken sevgilisi Asu MURATLARla kokteyle katılıp katilmicagi merak konusu diye başlayan habere tikladim.Kimmiş bu Güney bi bakalım deyip.Haberin detaylarını okumaya başladım.

BİRİ DE BENİ SEVSİNHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin