Tanıtım

9.1K 226 103
                                    

Yolun tenha köşesindeki Wesley Bar'ın önünde durdu Joseph. Biraz etrafına bakındıktan sonra eldivenlerini takıp arabadan indi. Kendinden emin adımlarla içeriye girerken eliyle saçlarını düzeltti. Girer girmez burnuna Amerikan birasıyla karışık ter kokusu gelmişti, mide bulandırıcıydı. Takım elbisesi, saati ve evrak çantası ile tam bir iş adamı gibi görünü-yordu. Barmene "İki tekila" diyerek beklemeye başladı, arada sırada saatine bakıp gözünü deviriyordu. Barın escort kızlarından Suzy gömleğinin düğmesini göğüslerini belli edecek kadar açıp Joseph'in yanına oturdu. "Birini bekliyor olmalısın." dedi, cevabını bildiği bir soru gibi. "Öyle," kızın mini eteğinden görünen iç çamaşırına bakarak "Ama sanırım ekildim, neden bana katılmıyorsun?"
Birkaç içkiden ve hoş sohbetten sonra Joseph "Hadi tatlım bütün bunlara evde devam edelim." dedi gözlerinde ışık parlamıştı, liseli bir çocuğun heyecanını yaşıyordu. "Buradan çıkmamıza izin vermiyorlar, eğer istiyorsan yukarıda odalar var."
"Şu çantayı görüyor musun?" diyerek kızın yüzünü avuçları arasına aldı, saçlarını okşayarak konuşmaya devam etti "İçinde senin 1 yılda anca kazanabileceğin kadar çok para var. Bir gecede hepsini kazanmak istemez misin yoksa?"
"Tamam, gidelim."
"İşte beklediğim cevap."
Joseph eski model Chevrolet arabaya doğru ilerleyince Suzy biraz şaşırdı, kendi arabası bakımda olmalı diye düşündü. Herhalde bu yedektir diye içinden geçirip arabaya bindi. Durmadan konuşuyor, sorular soruyordu. Joseph ise dinliyor gibi yapıyordu. "Bu kadar parayı niye bana veriyorsun?" diye bir soru yönelttiğindeyse derin bir nefes aldı. İç sesi nedenini bilseydin asla kabul etmezdin sürtük diyordu, fakat dıştan sadece "Hakkını vereceğine eminim." diyebildi. Yarım saatlik yolun sonunda ormanlık bir alana gelmişlerdi, etrafta küçük bir kulübeden başka hiçbir şey yoktu. Joseph elleriyle başını ova-layarak. "İn arabadan." dedi. "Ne? Burada mı yani?" biraz aşağılayıcı bir yaklaşımdı.
"Başımı şişiriyorsun sürtük," koltuğun altından bir silah çıkartıp Suzy'e doğrulttu "Sana hemen araba-dan in dedim!" kadın silahı görünce göz yaşlarına engel olamadı. Telaştan elleri titriyordu. Dediğini yaptı ve arabadan indi. Joseph inerken "Sakın ka-çabileceğini düşünme." dedi yarım bir gülümsemeyle. Bu onun hoşuna gidiyordu, tatmin ediciydi. Kalbi zevkle atıyordu. Bazı insanlar bu duyguyu seksle yaşardı fakat Joseph için işler öyle değildi. "Şimdi kıyafetlerini çıkar." Suzy ağlamayla karışık yalvar-maya başladı. Büyük bir kahkaha atarak "Gerçekten, ağlıyor musun?" dedi Joseph "Her gün yaptığını yapıp kıyafetlerini birde benim için çıkar."
Suzy yavaş yavaş soyunmaya başladı, terden vücuduna yapışmış gömleğinin düğmelerini açarken "Lütfen, ne istersen yaparım." gibi cümleler kuruyordu. Joseph'in umurunda değildi. Zaten istediği buydu. Tamamen soyunduğunda kadını şöyle bir inceledi. Göğüsleri fazlasıyla iriydi, kadına yaklaşıp göğüslerine dokundu. "Silikon mu?" dedi okşayarak. Suzy sadece başını hayır anlamında sallamakla yetindi. Yüzü ağlamaktan kıpkırmızı olmuştu. "Kendim göreceğim silikon mu değil mi, eve doğru ilerle." silahın beline değmesiyle irkildi Suzy. Her ne kadar yavaş ve dikkatli adımlar atmaya çalışsa da o telaşla ayağı takıldı. Düşmenin etkisiyle daha çok ağlamaya başlamıştı, Joseph sabrının sınırındaydı, kadını saçlarından tutup sürükleyerek evin içine fırlattı.
Evin içi korkunçtu. Duvarda asılı bıçaklar, tavandan sarkan ipler, kırbaçlar, kancalar. Normal olan tek şey, buzdolabıydı. Joseph iplerle kadının ellerini ve ayaklarını bağladıktan sonra onu tahtanın üstüne yatırdı. Tahtanın üstüne kelepçeler eklemişti, bu sayede boynundan ve ayak bileklerinden kadını tahtaya sabitledi. Dolabını açıp bıçaklarını çıkardı, hepside gözbebeğiydi. Büyük olanı seçip kadının yanına gitti. Suzy bıçağı görür görmez var gücüyle çığlık attı, yerinde duramıyordu tekme atmaya çalışmıştı fakat hareket edemiyordu. Kalbi patlayacak gibiydi. Joseph kadının ağzını açıp dilini tuttu "Burada seni kimse duyamaz," deyip tek bıçak darbesiyle dilini kesti "Yinede beni rahatsız ediyorsun."
Çektiği acı ile Suzy'nin kulakları çınlamaya başladı, vücudu buna dayanamıyordu. Ağzı kan dolmuştu, Joseph'in yüzüne bütün kanı tükürdü. "Takım elbisemi kirletiyorsun tatlım."
"Hadi biraz şu göğüslerinle ilgilenelim." Bıçakla göğüsünün altında derin bir kesik açtı. Elini kestiği yerden içeri sokmasıyla Suzy'nin acıdan bayılması bir oldu. "Bak burada ne varmış." diyerek silikon protezi çıkarttı. Normal insanlar için ürkütücü olan her şey Joseph için ilginçti, küçük bir dondurma kaşığıyla kadının gözlerini çıkartıp incelemeye başladı. Stres toplarına benziyordu yumuşak kıvamdaydı, buzdolabını açıp diğerlerinin yanına koydu. Buzdolabı da o kadar normal sayılmazdı. Kurbanlarından parçalar biriktiriyordu. Küçük hatırlar; kalpleri, belki serçe parmağı, cinsel organı. Neyi isterse alıyordu. Bazense etlerini pişiriyordu. Orta çağda insan etinin bir kere olsun tadına bakan hayvanları öldürdükleri söyleyen bir yazı okumuştu Joseph, çünkü insan eti normalin üzerinde şekerli yumuşak ve tatlıydı. Bir kere tadına baktıklarında vazgeçilmez oluyordu. Slow bir müzik açıp kitabını çıkardı, bugünün eğlencesinin sonuna gelmişti.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Aug 12, 2016 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Tennessee KatiliHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin