Yönetim bilgisayarının resetlenmesiyle antikuantum tabakası sistemden iptal edilerek kuantum teknolojisi geliştirilmek üzere bir proje haline getirilmişti. Böylece kuantum enerjisi sayesinde mutantlaşan ırk iş gücünde daha aktif rol oynamaya başlamış ve bilim hak ettiği yeri bulmuştu.
Gezegene ulaşmamızı sağlayan aracın tasarımcıları Bay ve Bayan McDonald evreni kurtarmakta bir yol oldukları için Vanderlope Yönetimi tarafından teknik bölümde çalışma teklifi almıştı.
Öte yandan, verdiği asılsız bilgi sebebiyle Bay Kensley hakkında tutuklanma kararı verilmişti. Artık uzay boşluğundaki küçük bir hava hücresinin içinde kalıyordu ve ihtiyaçları hologram hattı üzerinden gerçekleşiyordu.
Faran Ciccone ise yıllar sonra ilk defa mavi gökyüzünü görmüş ve tüm Metropolis'i dilediği gibi gezmişti, Tyler Hills'le beraber. Kuzenler ona uçuş hakkında bildikleri her şeyi öğreteceğine dair söz vermişti.
Başından beri her şey birbirine bağlıydı, diye düşündüm, bir yandan gecenin karanlığını ve Cosmo'nun etrafa saçtığı renk şölenini seyrederken.
Nasa, Sitan'daki gelişmiş teknoloji sayesinde yapılan uzay araştırmalarından öğrendiğine göre, birçok teorisini doğrulayarak bilimsel gerçeklere dönüştürmüştü. Yıllardır Dünya çevresinde rastlanan "uzay cisimleri" milyonlarca ışık yılı uzaklıktaki bu galaksiden gelmekteydi. Aslında uzaylılar hiç de kurgularda görüldüğü gibi değildi çünkü hepimiz aynı ırkın, insanlığın devamıydık.
Yaptığım ses kayıtlarına gelecek olursak, onlar da Vanderlope Uzay Çalışmaları Kurum'u VSSI tarafından incelenmiş ve eski yaşam gezegenimiz Dünya'dan kalan miraslardan biri olarak, VSSI'nın uzay müzesinde korunmaya alınmıştı.
Sanki evrenin bulmacasını çözmüşüm gibi, zaferle gülümsedim. Oysaki daha keşfedilmemiş pek çok şey vardı.
Güneş'in patlaması, Dünya'nın yok oluşu ve Sitan'a göç etmemiz...
Bilinen bir şey vardıysa, o da insanlığın birbirine yardım etmek için var olduğuydu, birbirini katletmek için değil. Uyarıcının da söylediği gibi, koşulsuz yardım etmeliydik.
Karanlık gökyüzünü izlemeye devam ederken gözüm birkaç ışık yılı ötede parlak bir yıldızın kaydığını fark etti. ''Bak, yıldız kaydı. Bir dilek tut.''
Tam o sırada büyük camın üstünde bir hologram belirdi. Hemen sonra tanıdık sarışın kadının yüzünü gördüm. "Tebrik ederim, Felicia Lynn. Stimülasyon testini başarıyla geçtin."
Gözlerimi kıstım. Bu kadını tanıyordum. Maurice Vanderlope Chaplin. Faran'ın uyarıcı diye söz ettiği kadın, Maurice'in ta kendisiydi. Bu hiç de mantıklı değildi.
Başım ağrımaya başladı. Gözlerime bir ağırlık çöktü ve göz kapaklarım istemsizce kapandı. Gözlerimi açtığımda, başıma bağlı cihazın ısısını hissettim. Metal cihazı başımdan söker sökmez karşımda Faran ve Maurice'i gördüm. İkisi de bana bakarak gülümsedi. "VSSI'ya hoş geldin. Seninle çalışıyor olmak gurur verici, Bayan Lynn. Umuyoruz ki, tabi tutulacağın simülasyon testleri yardımıyla, sayende daha çok şey keşfedeceğiz."
Ben Felicia Lynn, kod adım ile 92149. Bizler Güneş patlamasından kurtulan son Dünyalılarız.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
🌌Yankılıvadi Galaksisi
Ciencia Ficción''Bayan Lynn,'' geri cevap kısa sürede geldi. ''Her şey yolunda, değil mi?'' ''Evet, her şey yolunda,'' camın ardından ufku seyrettim. Çöl yapayalnız kalmış gibiydi. ''Bu koca çölün ortasında terk edilmiş bir uzay üssünün olması oldukça tuhaf,'' diy...