CALEB:
Karanlık bir akşamdı.Havadaki kasvet fark edilemeyecek gibi değildi.Çoğu zamanki gibi okuldan çıkmış,evime doğru ilerliyordum.Yağmurun bastırmak üzere olduğunu anlayınca için adımlarımı hızlandırdım.Evime kestirmeden gitmeye karar verdim ve sağdaki ormanlık patikaya yöneldim.Gece iyice bastırmıştı.Göz gözü göremeyecek düzeydeydi neredeyse.Çantamdan böyle durumlar için sakladığım el fenerini çıkardım.Yolu aydınlatmak için açacaktım ki geçen haftaki kamp etkinliğinde pilini bitirdiğimi hatırladım.
"Lanet olsun !''
Annemi 1 ay önce kaybetmiştim.Babam ise muhtemelen işten dönmemişti. Son zamanlarda normalden fazla çalışırdı.Bu yüzden de geç kalırsam evde endişelenecek biri yoktu.Bir yandan kurt ulumaları duyulurken biraz korkmaya başlamıştım.Birden ormanın içinden bir çığlık duyuldu. Tiz bir sesti,kısıktı ama tüylerimi diken diken etmeye yetti de arttı bile. Koşar adımlarla ilerlemeye devam ettim.Birkaç dakika sonra yağmurun başladığını hissetti.Daha çok çiseler gibiydi. Ancak tuhaf olan bir metre ilerisinin kupkuru oluşuydu. Meraklı bir şekilde kafamı kaldırdım.o anki şaşkınlığımı hiçbir şekilde tarif edebileceğimi sanmıyordum. Yukarıda ağaca asılmış olan yüz hatları belirgin,esmer bir kadın kanlar içinde boş gözlerle aşağıya,tam olduğum bölgeye bakıyordu. Tam anlamıyla dehşete düşmüştüm.Ne yapacağımı bilemez halde orada kalakaldım.O an yağmur sandığın şeyin kan olduğunu fark ettim.Orada daha fazla kalamayacağımdan arkama bile bakmadan koştum.Kadının boş bakışlarını bana dikmesi hala aklımdaydı ve çıkarabileceğimi de sanmıyordum.Eve vardığımda doğruca odama gittim ve kapıyı arkamdan kapatıp kitledim,yatağıma girdim.Kafamı dağıtmak için uyumaya çalıştım.Ama bir türlü uyuyamıyordum.Ancak bilmediğim bir şey vardı:
Bu sadece bir başlangıçtı .
---
BU SIRALARDA;
ARİA:
Ayaklarımdaki botlara bakarak sallandım. Neyi yanlış yaptığımı düşündüm.
''ARIA !'' diye seslendi sevgili (!) müdürümüz. Gözlerimi devirerek odasına girdim. Kendimi koltuğa sesli bir şekilde attığımda müdürümüzün ters bakışlarıyla karşı karşıya geldim.
''Öğretmenin Bay Tom sınıfta ona karşı kötü konuştuğunu ve saygısızca davrandığını söyledi. Seni tanırım,böyle bir şey yapmazdın. Senden hiç beklemezdim. Beni hayal kırıklığına uğrattın.'' 'İspici' diye geçirdim içimden. Eğilip 'Ne dedin sen ?' diye sordu. Anlaşılan pek de içimden söyleyememiştim. Hiç bozuntuya vermeden gözlerimi kaçırarak 'Hiç...' diye fısıldadım. Ve birden başımdaki sesler yine güçlendi. Ayağa kalkıp kapıya koştum. Hava almam gerekiyordu. Müdürün öfkeli bağırışlarına aldırmadan çıkış kapısından geçtim. Hava her zamankinden daha da karanlıktı. Aldırmadım. Doğruca ormana girdim ,okuldan uzaklaştım. Ormanda çok ilerleyemeden sesler dayanılmaz bir hal aldı. Dayanamıyordum. Yere çöktüm ve ansızın çığlıklar atmaya başladım. Kendimi durduramıyordum. Kendi sesim kendi kulaklarımı acıtmaya başladığı anda daha da kuvvetli bağırdım. Ve bilincim kapandı...
----------------------