-

26 0 0
                                    




Sabah üşüyerek uyandım battaniyeye iyice sarılmıştım, bugün abim gelecekti içimdeki mutluluğun sebebi buydu. Ayaz'ı öperek ''hadi uyan artık'' dedim. Ayaz ise gözlerini açtı ve tekrar kapattı. ''Eve gitmem gerekiyor hayatım hadi'' arkasını dönerek ''bebeğim 5 dakika daha'' diye diretiyordu. Sinirlenmeye başlamıştım, kalkıp üstümü giydim. Ayaz'ın uyanmasını bekledim, sonunda uyanmıştı ''üstünü ne zaman giydin?'' ''sen uyurken'' Ayaz ise bana bakarak ''o güzel vücudunu yine izleyemedim yani'' dedi ve yan gülüş attı. Demesiyle yüzüne yastık yemesi bir oldu utandırmıştı beni.

Sonunda evden çıkıp arabaya bindik, elimi tuttu öptü ''seninle güne başlamayı seviyorum'' gülerek baktım ''ben seninle olan her şeyi seviyorum'' tek kaşını kaldırarak bana baktı ve arabayı çalıştırdı. ''Öykü akşam seni alayım biraz oturalım bir şeyler konuşuruz'' ''kötü bir şey mi?'' kafasını hayır anlamında salladı, içim rahatlamıştı. Beni eve bıraktığında hemen İrem'i aradım ve gelmesini söyledim. Sitem ederek tamam demişti, haklıydı ihmal etmiştim onu da Berk'i de o yüzden Berk'e de gelmesini söyledim. Biraz zaman geçince ikisi de zile bastı, kapıyı açar açmaz sert bakışlarına maruz kaldım ''biliyorum, biliyorum bana kızgınsınız haklısınız ihmal ettim özür dilerim ama lütfen tribinizi sonra atın şimdi ben yemek yapıcam abime yardımınıza ihtiyacım var'' Berk ise ''anlaştık hadi bakalım içeri girelim ve yemek yapmanızı izleyeyim'' İrem ayakkabılarını çıkartırken ''sen yapmıcaksın yani'' dedi ters ters bakarak, Berk ise ''düşünmüyorum'' ben ise Berk'e uzanarak kolumu attım ve ''ama ben düşünüyorum'' dedim.

Abimin en sevdiği yemekleri yapacaktım, Fırında tavuk, pilav ve patates püresi. Ben Fırında tavuk için hazırlıklar yaparken İrem' de patates haşlıyordu. Berk'e de tatlı vermiştim onu çırpıyordu. Berk birden ''ablam da gelecek bugün eve kız atamayacağım'' ayağımla poposuna vurdum ''pislik.''

Her şey hazırdı, patates püresi fırında tavuk ve pilav ekstra olarak kek, poğaca ve tatlı da vardı. Sofrayı kurarken, içim içime sığmıyordu çok özlemiştim abimi ona anlatacak bir sürü şeyim vardı. Sofra tamamen hazırdı, Ayaz'ı ihmal etmiştim, telefondan hemen Ayaz'ın numarasını çevirdim, ilk çalışta açtı ''bebeğim'' dedi. Ses tonu o kadar güzeldi ki hayatımda ki en güzel ses gibiydi. ''Napıyorsun'' ''Yiğitle maç yapıyoruz, sikerim yapma şöyle'' ''anlamadım'' ''Sana demiyorum Öyküm ne yaptınız hazırlıklar bitti mi geldi mi abin?'' ''Hayır bekliyoruz, gelirler herhalde birazdan uçaktalardı en son.'' ''Tamam bebeğim dikkatli ol, konuşuruz sonra'' telefonu kapattıktan sonra kendimi Berk ve İrem'in yanına attım. ''Bugün burda kalırsınız değil mi?'' İrem bana bakarak ''bana uyar'' dedi Berk ise bilmiyorum dercesine baktı ''ne bunda ki havalar'' ''Ay bilmiyorum valla kızdan ayrıldıktan sonra böyle bir çapkın ol bir yüzüne nur indi tü maşallah'' diyerek tükürdü. ''Evet evet bir yakışıklı olmuş'' dedim gülerek. Kahkalarımız evin içinde yankılanırken kapı çaldı ''oley be hayatımın adamı geldi geliyorum aşkım abiiiim'' diyerek bağırarak kapıyı açtım. Açtığımda bir kaç polis vardı karşımda anlamsız gözlerle onlara baktım ve ''buyrun'' dedim. Berk koltuktan atlayarak yanıma geldi, ''buyrun bir şey mi oldu'' Polis bana bakarak ''Öykü Türk siz misiniz?'' ''evet'' diyerek bir adım ileri attım. Ne olmuştu merak ediyordum. '' Özgür Türk abiniz mi?'' gözlerim doluyordu, iş yüzünden hapise girmiş olması beni korkutuyordu. Konuşamamıştım İrem geldiğinde ''evet abisi, ne oldu'' ''Çevreyoluna girdiğinde hızlı gelen bir araba abinizin içinde bulunduğu araca çarptı, yanında bir bayan vardı'' Berk lafını keserek ''ablam o benim, benim ablam'' Polis Berk'e bakarak ''ablanız şuanda Gazi hastanesinde'' ''abim'' diyebilmiştim sadece, Polis ise bana bakarak ''sizleri hastaneye götürsek iyi olur.'' Olduğum yere çökmüştüm ''bir şey oldu değil mi bir şey oldu'' İrem bana destek verircesine yanıma gelip sarıldı ''bir şey olmadı'' bağırmaya başlamıştım ''oldu yoksa neden durumunu söylemiyorlar.'' Gözyaşlarım sel gibi akıyordu, kendime gelemiyordum. İçimdeki korku tarifsizdi, ona bir şey olursa yaşayamazdım. Arabaya bindiğimizde Berk hala susuyordu, kimse konuşmuyordu ben ağlamıyordum sadece dışarıyı izliyordum. Abimle olan güzel anılarımız aklıma geliyordu, küçükken beni koruması babamın eksikliğini yaşatmaması, annem gibi bırakıp gitmemesi. Gözlerim doluyordu, abime bir şey olmayacaktı beni bırakamazdı. Beni bu koskoca şehirde yalnız bırakamazdı yapamazdı.

Hastaneye geldiğimizde koşturarak hemşirelerin yanına gittim. ''Özgür Türk'' anlamsız bakışlarla bana baktı ''Özgür Türk'' hangi katta. Hemşirenin gösterdiği yöne doğru gittim koşturarak merdivenleri çıkıyordum. Arkamdan İrem'in sesleri geliyordu ''Ayaz çabuk gel'' diyordu. Hemşirenin tarif ettiği yere geldiğimde abimi camdan gördüm, makinelere bağlıydı. Öylece yatıyordu benim kahramanım orada cama elimi yaslayarak ''abi ben geldim'' diye fısıldadım. Her yerinden hortum geçmişti, yanımdan doktorlar geçerken ''iç kanama başlamış, hemen ameliyathaneyi hazırlayıp, hastayı alalım'' gözlerim büyümüştü. Doktorun yanına koşarak ''abimin durumu ne neden ameliyathaneye alıyorsunuz'' Doktor bana bir şey söylemeden, hızlıca gitti. Cama doğru gittim abimi hazırlıyorlardı. İrem ''bir şey olmayacak'' diyordu. ''İrem abim gidiyor, götürüyorlar'' Ayaz'ın koşturarak geldiğini görünce bende ona yöneldim ve hemen sarıldı ''bir şey olmayacak'' kafamı kaldırdığımda abimi sedyeyle götürdüklerini gördüm hemen koşarak yanına gittim abimin elini tutarak ''abi ben burdayım lütfen beni bırakma yalvarırım abi'' hemşire ''lütfen çekilin hemen götürmemiz gerek'' diyerek hızlıca uzaklaştırdı. Abim gidiyordu, benim canım gidiyordu.

Berk yanımıza geldiğimde ''ablan nasıl'' dedim konuşmaya mecalim olmadığı halde. ''Durumu iyi, Özgür abiyi ne zaman aldılar?'' ''Çok oldu'' dedim. Saatler geçmişti, hala kimse bir şey demiyordu. Korkuyordum, gözyaşlarım istemsizce akıyordu gözlerimden, kalbim sıkışıyor nefes alamıyor gibi oluyordum ağlamamak için dudaklarımı sıkıyordum. Ayaz ise o da darmaduman olmuştu elimi tutuyordu ama o da korkuyordu. Herkes sürekli ''bir şey olmayacak'' diyordu. Doktorlar çıktığında ''Özgür Türk'ün yakınları'' hemen ayağa kalktım. Ayakta duracak halim yoktu. Doktor beni görünce ''neyisiniz annesi babası yok mu?'' ''hayır sadece ben varım, kardeşiyim lütfen söyleyin artık'' Doktorun gözleri dolmuştu bu bile yeterliydi benim için ''Sus'' dedim. ''Üzgünüm'' diyebildi doktor. ''Sus konuşma'' diyerek bağırdım. ''Abim beni bırakır mı ne saçmalıyorsunuz, size şaka yapalım dedi değil mi? Onu ihmal ettiğim için beni böyle cezalandıracak. Hadi yeter bu kadar lütfen doğruyu söyleyin.'' Ayaz yanıma gelmişti, ağlayarak konuşuyordum, doktora baktım ''lütfen söyleyin nolur yalvarırım'' ''elimizden gelen her şeyi yaptık, geldiğinde durumu kritikti, hastayı kaybettik.'' dedi ve yürümeye başladı. Olduğum yere çökmüştüm gözyaşlarım sel gibi akıyordu. ''Abi hadi çık abi ne olur ya 22 yaşındaki biri ölür mü'' diyerek bağırıyordum '' ya beni nasıl bırakırsın.'' diyerek feryad ediyordum. Berk ağlamaya başlamıştı, İrem ise bana sarılarak ağlıyordu. Ayaz tepkisizdi ama gözünden yaş aktığını görmüştüm kendini sıkıyordu.

Abimi çıkarttıklarında üstündeki beyaz çarşafı açtım, abim öylece yatıyordu. ''Beni nasıl bıraktın, ben şimdi ne yapacağım. Sensiz ben nasıl yaşarım ki abi hadi kalk hadi kalk hadi bekliyorum bak ben burdayım ne olur kalk'' sesim ağlamaktan çıkmıyordu abimin alnından öptüm. Ayaz belimden tutarak çekti beni. ''Ayaz götürüyorlar, Ayaz bir şey yapsana'' diye bağırıyordum. Berk'lere dönüp ''tutsanıza abimi ya bir şeyler yapın ne bekliyorsunuz burda'' ağlamam şiddetlenmişti. Hemşireler gelip sakinleştirici yapmak istedi ''defol git'' ''hanımefendi yapmak zorundayım'' ''ya iyiyim ben abimi görmek istiyorum'' Ayaz elimi tutuyordu, elimi çekerek ''götür beni ne olur abimi göreyim'' Ayaz elimden tekrar tutarak beni morga indirdi. Orada ki görevliyle konuştu ve içeri girdim çok soğuktu. Abimi buzdolabı gibi bir yerden çıkardı. ''Abiciiim, özür dilerim çok özür dilerim seni çok ihmal ettim. Ama yemin ederim hep aklımdaydın, beni bırakıp gittiğine hala inanmıyorum sen benim her şekilde yanımda olurdun, her zor anımda sen vardın. Şimdi kimsem yok benim ben ne yapacağım bu koskoca hayatta. Beni de alsaydın yanına beraber gitseydik abi ben yapamam hadi kalk'' görevli gelip uyardığında son kez sarıldım ve kulağına fısıldadım ''en yakın zaman da geleceğim''

Bensiz YapamazsınHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin