Arabamın yolcu koltuğunda otururken bakışlarım ile ciara'yı öldürmeye çalışıyordum. Ancak o gayet rahat bir tavırla beni görmezden gelirken bir yandan da radyo da çalan şarkıya eşlik ediyordu. Evine varmamıza çok kalmamıştı ve tekrar ellerimi bağladığı şalı çözmeye çalışıyordum. Tanrım ! bu kadar iyi düğüm atmayı nereden öğrenmişti bu?!
Şu anda ağzımda bir bez ve ellerim sırtımda bağlanmış şekilde oturuyor olmam oldukça trajkomik bir hikayeydi benim için. ciara ve DYAN lara gitmeyi kabul ettiğimi anladığımda kaçmaya çalıştım hatta yoldaki o aptal taş olmasaydı %99.99 bunu başarırdım. Ancak her zamanki gibi şans benden yana değildi ve koca tertemiz park yerinde tek taşa takılıp düştüm. Yanmış bacaklarımın ve karnımın üzerinden doğrulmaya çalıştığım sırada ciara kamuflajını çıkarıp şalını ellerimi bağlamak için kullanmıştı. Ağzıma bu bez parçasını neden tıkmıştı hiçbir fikrim yoktu. Çünkü hey? Alt tarafı tüm otoparkı inletmiş ve karşı kaldırımdaki yaşlı kadına neredeyse kalp krizi geçirtmiştim. Belki polisi de aramak üzereydi. Gerçi bu fikri ona, çöplerin arkasında yatan evsiz adam ciara'ya sesimi kısmasını söylediğinde vermiş de olabilirdi.
Birkaç saniyelik şok içinde o da benimle bağırdıktan sonra ağzıma bu bezi tıkıp beni arabaya sürükledi. Ne yani gerçekten mi? Evsiz adam kurbana yardım etmek yerine kaçıran kişiye yardım mı ediyordu?! Ama ciara'nın işini mümkün mertebe zorlaştırmam beni tessa anderson yapan şeydi. Ciara yarım saat boyunca beni arabaya binmem için ikna ederken evsiz adamı pataklamak için çöp kutularının yanına koştum ve ciara beni mecburen takip etmek zorunda kaldı. Cafe den bir garson gelip ciara'ya beni götürmesinde yardım etmeye başlayınca durum iyice komik bir hal aldı. Bu sefer gerçekten bir insan başka birini kaçırmada neden yardımcı oluyordu merak etmeye başladım?! Yapılması gerekenin tamamen tersi bir şey bu!
Yaptığım spordan alışık olduğum için bir iki saat daha böylece koşturabilirdim ancak üst bacaklarım buna engel oluyordu. Pantolonumdan kurtulup en yakın soğuk suya atlamak daha iyi bir fikir olurdu. Ancak sıyrık tarafım kontrolü ele geçiremeden beni kaçıranları destekleyen aptal garson beni belimden yakaladığı gibi arabaya götürüp oturttuğu gibi kemerimi de bağladı. Ağzımda bez olmasaydı onu çocuk gibi ısırırdım ancak bu durumda olamayan büyü yeteneklerimi kullanıp kırk yıl boyunca onu lanetledim! Muhahahaa! Benimle uğraşırsan sonuçlarına katlanırsın!
Belki gerçekten hastaneye gitmeliyiz. Beynini kontrol ettirirdik.
Hadi oradan! Ben gayet normalim. Sadece arada sırada beynimin içinde sinir bozucu bir ses ile konuşuyorum ve.. bekle gerçekten beynimi kontrol ettirmeliyiz! Belki de ciara beni doktora götürür gerçi geldik. Çakıl taşlı yolda ilerlerken kocaman villa görüş alanımıza girdiğinde sırtımdan bir ürperti geçti. Ağzımdaki bez ile homurdanıp tekrar öldürücü bakışlarımı ciara'ya çevirdim. Park ettikten sonra bana ilk defa tepki gösterdi. Çekingen bir tavırla yüzünden bir saç tutamını çektikten sonra yüzüme birkaç saniyeden fazla bakamadı.
''bakma öyle kötü kötü! Bunu başına kendin getirdin! Benimle gelseydin bu kadar tantanaya gerek kalmazdı:'' tek kaşımı kaldırıp ona baktım.bir kaç çekingen bakış attıktan sonra kendi kendini temiz çıkarma çabalarını sürdürdü.'' Ayrıca sadece senin iyiliğin için.''
Birden sustu ve kaşlarını çatıp kollarını göğsünde birleştirdi. ''ne var biliyor musun?! Kendimi temiz çıkarmayacağım ! bunu senin iyiliğin için yapıyorum ve nokta ! hadi koca kıçını kaldır ve eve gir! Hemen !'' ani karalı tavrı ve emir dolu sesinden dolayı tamamen şaşırırken villa'ya doğru neredeyse koşarak gittim. Zavallı ciara'dan ziyade kendine güvenen ciara daha çok işime yarardı. Ciara'nın güçlü bir yanı olduğunu söylediğimde tam on ikiden vurmuştum. Kapıda onu beklemeye başladım. Kapı kilitli olmasa bile bağlı ellerle açmam biraz zor olurdu. Ciara çenesi havada bana doğru gelirken göz devirmeden edemedim. Bu kadar da özgüvene ne gerek vardı. Neyse insanları olduğu gibi kabul etmek gerekiyor. Normalde hoşuma gitmeyen birini döverdim yani bunu düşünmemeliydim.
Ciara kapıyı açıp öylece içeri girdi. Bu demek oluyordu ki kapı kapanmadan içeri girmeliydim ve tanrım ! ağır tahta kapıyı bacağımla durdurmak çok acıyordu! Kapıyı tutarken bir yandan deli gibi küfür ediyordum. O kadar sesi ediyordum ki bez'e rağmen birkaç kelime anlaşılıyordu.
''...seni piç!.. benimle dalga mı geçiyorsun..sana yemin ederim..seni öldüreceğim.''
Ciara bana dönüp özür dilercesine yüzünü buruşturdu. ''ups..'' daha fazlasını işitemedim çünkü sesi merdivenlerin başındaki sesten bastırıldı. Bana bu kadar acı çektireceksen neden yaşıyorum kader?!
''her şey yolunda mı ciara?''
Sinirle derin bir nefes verip az sonra ineceği merdivenlere baktım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
behind the screen (türkçe çeviri)
RomanceTessa'nın hayatı tam anlamıyla bir kâbus.Babası içiyor ve onu dövüyor ve üvey annesi ona kötü davranıyor.Buna rağmen dışarıya her zaman mükemmel bir profil çiziyor.Ama bir gün okulun kötü çocuğu ,dyan'ın, kız kardeşine yardım ediyor ve ona göre artı...