Gökyüzünden Düşerken James Bond

137 3 2
                                    

Saat gece yarısından sonra üç sularındayken Wayne Hood Gümüş Şirketi'nin Şangay şubesinin en üst katında devriye geziyordu.Bir elinde bitmek üzere olan bir Türk sigarasıyla ve elinde feneriyle yürürken birden sağ  omzundan birisi onu dürttü.Böyle bir şeye hazırlıksız yakalanan Hood irkildi ve olduğu yerde sıçradı.Sonra arkasını döndüğünde siyah saçlı uzun bir adam gördü, ama bir şey söylemesine fırsat kalmadan o adam yüzüne yumruğu yapıştırdı.Yere yığılan Hood'un elinden düşen sigarayı ayakkabısının topuğuyla ezerek söndüren James Bond ''Kötü alışkanlık.'' deyip oradan koşarak uzaklaştı.

Koridorun sonundaki odaya girmek için parmak izi gerekiyordu.Dün gece kumarhanede tuttuğu iskambil kartları sayesinde Rafael Bourne'un parmak izini alabilmişti.İzi Q şubesinin verdiği telefon sayesinde izi kapıya okuttu.İçeri girdiğine karanlık odadaki gizli kapıyı açan anahtarın açıkta olduğunu gördü.Birileri hala içerde olmalıydı.Tam anahtara doğru gittiği anda duvarın diğer tarafından yüksek erkek sesleri duydu.Sesler giderek yaklaşıyordu.Hemen saklanacak bir yer aradı.Aklına gelen en hızlı seçenek uzun İtalyan malı perdelerin arkasına saklanmak oldu.

Birkaç saniye sonra erkek sesleri dahada yükseldi, bu sefer odanın içinden geliyorlardı.Bond'un bilmediği ama Portekizce olduğunu tahmin ettiği bir dilde konuşuyorlardı.Bond kafasını perdeden çıkarıp bakmaya yeltendi, fakat tam kafasını çıkardığı anda parmak izine duyarlı kapının kapandığını gördü.Odada kimse kalmadı diye düşünerek perdenin arkasından ayrıldı.Gizli kapıyı açan anahtarın önünde bir kitaplık duruyordu.Bond o kitaplığı az önce anahtarın sağında görmüştü.Duvardaki kapı kitaplığın sağında diye tahmin etti.Az önceki adamlar öyle gürültülü konuşuyorlardıki yaptıkları eylemlere dair hiçbir ses duyamamıştı Bond.Kitaplığı sağa ittirdi ve anahtar ortaya çıktı.Bond anahtarı çevirdi.Yanındaki duvarın yaklaşık bir buçuk metre genişliğinde ve iki metre uzunluğunda bir kısmı aşırı sessiz bir biçimde önce geriye sonrada sola doğru hareket etti.Şimdi Bond'un karşısında bir koridor vardı, ama daha da önemlisi koridorun başında duran soğuk bakışlı ve en az iki metre uzunluğundaki aşırı kaslı görünen adamdı.

Bond'un dikkatini çeken adamdaki asıl özellik ise göz retinasının tamamen gümüş olmasıydı.Bond gözlerine inanamadı bir an, ama sonra bu meslekte gördüğü onca tuhaf insanı hatırladı: Demir dişli Jaws,  Demir elli Doktor No, Kafasında delik olan Chagrin...Bütün bu insanların olduğu gibi bu adamın gözlerininde mantıklı ve büyük ihtimalle suçla uğraşırken oluşmuş bir hikayesi olmalıydı.Ama şu an öncelik bu adamın gözlerinin hikayesi değildi, adam Bond'a her an vurabilecek gibi bakıyordu ve Bond ilk hamleyi yapmaya karar vererek adamın çenesine yumruk atmaya kalktı fakat adam yumruğu havaya yakalayıp Bond'un elini sertçe sıktı.Bond hemen adamı omzundan tutup kasıklarına bir tekme yapıştırdı fakat adam bundan pek etkilenmişe benzemiyordu.Adam Bond'u sol bacağındanda tuttu ve bir metre ileriye attı.Bond silahını çıkardı fakat adam Bond'un eline bir tekme attı ve zaten sıkılmış sağ eli korkunç bir şekilde acıdı.Bond etrafına bakınıp yararlı olacak bir şey aradı.Plaza bir binadaydılar yani bir duvar komple cam kaplıydı.Bond adamı cama ittirip aşağı düşürmeyi düşündü.Bond elinden geldiğince toparlanarak adamın karnına cam duvara doğru bir tekme attı fakat adam Bond'un ayağını yakalayınca onu karşı duvara kadar fırlattı.Adam yeterince eğlenmiş artık işini bitirmeye karar vermişe benziyordu, yüzü iyice ciddileşti ve Bond'a doğru ağır adımlarla yürümeye başladı.Bond harap düşmüş, etrafına bakınarak faydalı olacak bir araç arıyordu.Adam Bond'u yakalarından tutarak kendi boyuna getirene kadar kaldırdı.James Bond bir doksan civarı boydaydı, ama bu adam yaklaşık iki metre yirmi santimetre kadardı.Bond yükselince daha önce fark etmediği bir şey fark etti.Adamın yanındaki dolabın üstünde bir yangın tüpü vardı.Bond hemen tüpü hortumu adamın suratına bakacak şekilde devirerek tüpün pimini çekti ve tetiği sıktı.Adamın yüzüne köpük fışkırmaya başlayınca adam Bond'u bırakıp öksürerek yüzünü silmeye çalıştı.Bond tüpü kaparak adamın karnına sertçe vurdu ve adam inleyerek geriledi.Bir kez daha vuracakken adam kör vaziyette Bond'u karnından yakaladı ve boğuşurlarken ikisi birlikte camı kırıp aşağı düşmeye başladılar.

Gökyüzünden düşerken adam en sonunda gözlerini doğru düzgün temizleyip açabildi.Gümüş retinası biraz paslanmış gibi birazda kızarmış garip bir renk almıştı.Bond yapacak bir şey düşünürken adam onu havada yakaladı ve çenesine sert bi yumruk attı.Sonra Bond'u elleriyle boğmaya başladı.Çok güçlü adamın attığı yumruk Bond'u aşırı derecede sersemletmişti.Bond adamın karın boşluğuna iki yandan vurdu fakat bu onu pek etkilemişe benzemiyordu.Yere inmelerine yirmi metre kala Bond'un aklına hayatını kurtarabilecek bir fikir geldi.Adam Bond'un gırtlağını sıkarken Bond üst tarafta olmak için adamla boğuşmaya başladı.En sonunda üste çıktı fakat hala adam onu boğuyordu ve Bond ölmek üzere olduğunu fark etti.Beyni sersemledi: boğarak öldürdüğü onca insanı düşündü.Şimdi kendisinin sonunda onlar gibi mi olacaktı.Tam gözlerinin kapandığı anda tarif edilemez bir ses duydu.Sersemlemiş ve hava basıncına maruz kalmış olmasaydı bu sesi tarif edebilirdi fakat bu haldeyken edemedi.Gözünü açtığında adamın ona bakan duygusuz gümüş gözlerini gördü.İşe yaramıştı.Adamı kendine paravan etmiş onun sayesinde ölmemişti.Adamın üstünden kalktığında etrafında bi kalabalık toplanmaya başlamıştı bile.Bond adamın açık olan gümüş gözlerini kapatırken insanlarda cesedin gözlerine şaşkınlıkla bakıyorlardı.Aynasızın biri kalabalığı yardı ve ''Aman tanrım!Burda ne oldu?'' dedi.Bond '' Sanırım,'' diyerek ceketinin önünü ilikledi.''Gözü dönmüştü!''

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jun 03, 2020 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Gökyüzünden Düşerken James BondHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin