İşe gitmek için kalktığım yataktan sùrùne sürüne dolaba gittim. Kaç haftadır işler iyi gitmiyordu ve neredeyse giyecek hicbir şeyim kalmamisti. Tek başìma yasiyordum ve bu yuzden bana destek cikabilecek bir ailem yoktu.
Tek çare işlerin dùzelmesiydi. Geçen hafta imzaladìğìm kağìtla şirketi satmaya ve yatırım yapmaya karar verdim. Hayatımın geri kalanìnı emir altında çalışarak ve paramı kenara atarak gecirecektim.
Dolabı tekrar açtım. Kot pantolon ve beyaz bir t-shirt giydim. Telefonumu kurcalamaya başladım. Kilidi açtìğımda bir mesaj geldi. Kimden olduguna bakmadan hemen icerigine baktım.
"İstersen biraz daha hızlı ol şirketi satacağımız. Kişi gelmek üzere "
-KorayBu mesajı aldıktan sonra Ebru olmak istemediğime karar verdim. 23 yasìma kadar hayatim sadece calisarak gecti ve ben erkenden iflas ettim. Calısmak hayatin onemli bir parcasi olsada insanın bir sure sonra icinde hicbirsey kalmiyor.
-
Şirkete girerken son birkez daha kırmızı duvarlara ve gümüş ile işlenmiş aynalara göz attım. Bunca emekten sonra satacakmiydım yani doğruyu sòylemek gerekirse imzalamamak için deli taklidi bile yapabilirdim. Ama toplantı salonuna yaklastikca otoriterligimi takındım.
Herkes oradaydı ve sadece imza atmak için beni bekliyordular. Şirketi satın alacak kişi kısa bir konusma yaptì ve daha fazla uzatmadan imzayı attìrdı. Çıldırmak ùzereydim. Önceden cebimde duran terapist kartvizine baktım. Ve adrese aynen yürùdüm.
-
Tanınan bir kimliğim olduğu için beni hemen içeri aldılar. Adı Meryem olan terapist 32 dişi ile gülümseyerek yanıma geldi. Yüzümü inceledi. Ve elindeki kağìda bir şeyler yazdı.
" Haftaya tekrar gelin. " dedi, kadının daha hiç konuşmadan beni geri yollaması sinirimi bozmuştu.
Cebimden telefonumu cıkardım ve sinirle bir numara tusladim. Birini arayıp onunla dalga gecicektim cunku artık eski "otoriter Ebru " yoktu. Aslında bu sayede hayatın tadını cikarmayì anladım. Önceden adıma leke gelecek diye yapmazdim. Ama artık dert yok tasa yok. Sadece hayatìm biraz daha mantìksız devam edecek o kadar.
-