Balkonun kapısını açtım ve hırkamı iyice sardıktan sonra korkuluklara yöneldim. Cebimdeki paketten bi sigara çıkardım ve dudaklarımın arasına yerleştirdim. Çakmağı hızlı bi şekilde çıkarıp sigaramı yaktım. Derin bir nefes... Asrın icadı, evet kesinlikle. Sigara sağlığa zararlı diyenler halt etmiş?! Sigarada olmasada bu hayatı çekmeye ne yardımcı olurki?
Saat gelmişti. Tam 00:00 korkuluklardan tutunup soğuk mermere oturdum ve aralıklardan karşıdaki barı izlemeye başladım. Bir kere bile adımımı atmamıştım oraya, insanların arasına karışmayı sevmiyordum ama bu eve taşındığımdan beri her daim bu saatlerde balkona çıkar ve gelen müzik seslerini dinler dışarı çıkan insanları izlerdim.
Kavga edenler, bi kenarda öpüşenler, sarhoş olup bebek gibi ağlayanlar. Her günün vazgeçilmezleri bunlar. Pek sakin duran olmazdı açıkçası herkes anormal. Hepsi bi pisliğin içinden geçmişti belli.
Yavaş yavaş müşteriler dökülmeye başlarken ikinci sigaramı yaktım. Ağzımda bilmediğim bir melodiyi fısıldıyor ve izliyordum. Sonra birisi dikkatimi çekti. Daha önce gördüğüme emindim ama çıkaramıyordum. Barın kapısına kadar geldi, etrafı bi süzdükten sonra karasız bir şekilde içeri girdi. Buralardan iyi anlayan bir gözlemci olarak benim fikrim; ilk kez bir bara geliyordu.
Gelen giden azalınca mutfağa doğru yavaşça ilerledim. Dolaptan bir bira çıkarıp tezgahtaki cips paketinide alıp tekrar balkondaki yerime döndüm. Barın kapısının önünde bir çift kavga ediyordu. Kız elindeki şişeyi ağzına götürmekten vakit buldukça ağlayarak adama küfrediyordu. Net duyduğum şey sadece şuydu; "Allah belanı versin! Seni sevmiştim Araf!". Gülümsedim. Aşka inanan ve kendi kendilerinin canlarını yakan aptal insanlar... Sıra çocuktaydı, belliki kızın canını yakacak birşey yapmıştı her zamanki klasik zavallı erkeklerin yaptığı affettirme yöntemlerinden hangisini yapacaktı kim bilir? Kafamı duvara yasladım biramdan bir yudum aldım ve dinlemeye devam ettim.
-Asya? Salak mısın kızım sen? Sevmiyorum dedim ya bi siktirip gitsene! Ne olay çıkartıyorsun, rezil olmaya ne meraklı mahluklarsınız siz kızlar be? Bide içip içip iyice mala dönmüşsün. Bak kızım ben herşeyim. Peki ya sen nesin? Bu dünyadaki hiç bi kız beni hakedecek kadar mükemmel değil. Sokun şunu kafanıza! Bi daha sakın, sakın ola yakınımda görmiyeyim seni yoksa incinirsin. Defol git şimdi burdan! Bi dahaki sefere seni barlardan toplamam ona buna meze olursun ona göre...
Kız yediği onca azardan sonra burnunu koluna sildi ve ilk geçen taksiyi durdurdu. Arkasına bile bakmadan gitti. Bense beni yanıltan bu adamı alkışlamaktan başka yapacak bişey bulamadım. Alkış sesini duyunca arkasını dönen genç adamın yüzünü görünce bir kez daha şaşırdım. Biraz evvel bara kararsızca giren, özgüven fakiri diye düşündüğüm çocuktu bu. Meğer bizim bebe, egodan yapılmışta haberimiz yokmuş...
-Ne alkışlıyorsun be? Balkonda oturup milleti mi dinliyorsun sen?
-Sanane.
-Niye alkışladın?
-Sanane.
-Psikolojik sorunların mı var?
-San...O kadar çok mu belli oluyor yahu?
Saçma bi kahkaha attı.
-Manyakları severim...
-İnsanları sevmem.
Kısacık bir giriş bölümü olsun istedim. İş ve psikolojik açıdan olan yorgunluklarımı dindirme amaçlı bişeyler yazmaya karar verdim. Uzun zamandır aklımda olan bir senaryoydu umarım beğenilir. Eğer okuyan olursa şimdiden teşekkür ederim :)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HİÇ
Teen Fiction"Herşey olmaktan bıkmadın mı? Benimle gel ve hiç olalım." Hayatı bazen umursamadan yaşamak gerek. Eğer insan ölümlüyse bu dünyada hiç bir hayal bırakmamalı arkasında. Sadece anılar kalmalı. Umursama ve yaşa! Bugün herşey olma. Hiç ol, görünmez...