Nina ve Mandy ile parti için alışverişe çıktmıştık. Ne alacağıma bir türlü karar veremiyordum. Nina kırmızı askılı bir elbise almıştı. Elbisenin boyu kısaydı ve vücuduna harika oturmuştu. David'in dikkatini çekeceğine emindim.
Mandy de koyu pembe askısız bir elbise almıştı. O elbisenim boyu da kısaydı. Elbise onda harika duruyordu. James'in gözünü ondan alamayacağına adım gibi emindim.
Ve ben..
Ben daha hiçbir şey almamıştım. Çünkü elbise beğenememiştim. Birkaç mağaza daha gezdik. Kızlar da kendi işleri bittiğinden bana elbise aramaya başlamışlardı. Sonunda başka bir mağazaya girdik. Sıkılmaya başlamıştım. Ama..
Bu elbise tek kelimeyle muhteşemdi.
Simsiyah bir elbiseydi. Aşırı derecede göz kamaştırıcıydı. Askısızdı ve kısaydı. Ayrıca parlak bir siyahtı. Çok dikkat çekiyordu ama çok süslü de değildi. Sade ama harika bir elbiseydi. Kızlar da bayıldılar. Hemen elbiseyi denedim. Göğüs dekoltesi vardı ve üzerimde de çok dikkat çekici ve güzel duruyordu. Ama ben dekolteli şeyler giymeye alışkın değilim. O yüzden biraz rahatsız olmuştum.
"Dekoltesi fazla mı ne?" dedim.
"Hayır tabiki! Harika duruyor. Kesinlikle bunu almalısın." dediler. Gerçekten çok güzel duruyordu. Sonunda aradığım elbiseyi bulmuştum. Elbiseyi aldık ve mağazadan çıktık. Monica'ya hediye bakmaya başladık. Ben büyük ve kaliteli bir makyaj takımı aldım. Acaba yarın neler olacaktı? İlk defa böyle büyük bir partiye katılacaktım. O yüzden çok heyecanlıydım.
---
Sonunda gün gelmişti. Elbisemi giyindim ve saçlarımı dalgalandırarak açtım. Gerçekten çok güzel olmuştu. Sarı saçlarım göğüs hizamdaydı. Makyajım da gerçekten çok güzeldi. Kırmızı dudak parlatıcımı sürmüştüm. Siyah eyeliner ve maskara ile de makyajı tamamlamıştım. Gülümsedim ve hemen beliren gamzelerime baktım.
"Harika görünüyorsun." Bu annemdi.
"Teşekkür ederim."
"Bir sevgilin olsaydı o kişi çok şanslı olurdu." dedi göz kırparak.
"Şey.. Anne benim zaten bir sevgilim var." dedim. Gözleri kocaman açıldı ve hemen yanıma geldi.
"Ne?! Ne zaman oldu? Kim bu? İyi birisi mi? Neden bana söylemedin?" diye merakla soruyordu.
"Anne sakin ol." dedim gelerek. O da gülümsedi.
"Adı Da- pardon Michael. Çok iyi biri. İşle meşguldünüz o yüzden diyemedim." dedim. Tanrım! Az kalsın David diyecektim. Neden böyle bir şey olmuştu ki? Yine kendimi kötü hissetmeye başlamıştım.
"Seni almaya o mu gelecek." dedi.
"Evet." dedim. Gülümsedi ve tekrardan göz kırptı. O sırada zil çaldı. Ben nedense telaşlandım. Annem kahkaha atmaya başladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gizemli Kasaba
VampireJenna Collins Gizemli Kasaba'ya taşındığında olacaklardan habersizdir. Birçok yeni insan tanıyacaktır. Peki ya tanıdığını sandığı insanlar gerçekte öyle değilse? NOT: HİKAYENİN KİTAP OLMASI SÖZ KONUSU DEĞİLDİR/ OLAMAZ. Başlarda acemi olduğumu biliyo...