Uçurumdalardı, bütün Ankara ayaklarının altındaydı. Aşağıda milyarlarca duygu, milyonlarca ışık ve insan, binlerce ev ve dükkan, yüzlerce araba ve sokak vardı. Her şey ayarlandığı gibiydi, dolunay gecesi uçurumun kenarındalardı. Ellerinde bira ve sigaralar, üzerlerinde istedikleri şeyler vardı. Onlar kendileriydi işte. Biri Luna, diğeri ise Nyks. Onların ki rastlantıydı, bir anda olmuştu her şey. Uçurum kenarına oturmuşlardı. Bacakları sallanıyordu ikisinin de, arkada çalan müzikler sürekli değişiyordu, müzik değiştikçe ritim değişiyor, yudum sayıları hızla artıyor, sigaralar bitiyordu. Hafiften yalpalıyorlardı. Gece derinleşiyordu. Ay daha bir belirginleşmişti. O gece dolunay vardı. O gece Luna, Nyks'a sığınmıştı. Tamamlıyorlardı birbirlerini, gece ve ay. Hep bir sokak seçip tahmin ediyorlardı orda yaşanılanları, kim bilir kaçı doğruydu. Bana kalsa hepsi yanlıştı ama kime ne. Tepede iki tane dağılmış kadının silueti vardı, kadınlar yalpaladıkça siluetler bir o tarafa bir bu tarafa özgürlüğünü ilan edermişcesine yalpalanıyordu. İçkiler ve sigaralar kana, kanlar bedene, bedenler ruha, ruhlar ise geceye karışıyordu. O gece, iki kadın geceye karışıp yok oluyordu. Aşağı indiler, hiç bilmedikleri sokaklarda kayboluyorlardı. Işığı açık olan evlerin zillerine basıp kaçıyorlardı. Yüksek ses gelen evlerin zillerini adeta alacaklı gibi çalıyorlardı. Maksat neydi ? Kavgalar dursun, göz yaşları silinsin, sevişmeler daha bi tutkulu olsun. Ara sokaklarda zil zurna sarhoş iki 'kız çocuğu' dolaşıyordu. Barlara girip milletin içkisini içip çıkıyorlardı. Arkalarından sesler yükseliyor, küfürler artıyordu. Sigara yaktı Luna, o keskin ay ışığında tenha bir sokakta sigara yakıp bir dalda Nyks'a sigara uzattı. Luna sigarasını yakıp kaldırımın köşesine kıvrılıverdi. Nyks'ta elinde sigarasıyla miskin miskin karşı kaldırımın köşesine kıvrıldı. Sokak eski, duvarları çökmüş binalarla doluydu. Gecekondu tipi evler vardı. Köşede ki sarı ışık ve keskin ay ışığı gölgeliyordu evlerin yıkık dökük çatılarını. Sokakta birkaç tane kedi ve köpek evlerin eşiklerine sokulmuş, uyuyordu. Bir yan sokaktan ise bavul sesi geliyordu, anlaşılan biri ya birinden gidiyor yada birine geliyordu. Luna ve Nyks gülmeye başladı. Onları gören çıldırdığını düşünüyor olmalıydı. Ama hayır onlar özgür oluyordu, dibe vuruyorlardı.
