Organ nakli, ilim ehlinin üzerinde çokça tartıştığı çözülmesi gereken günümüz meselelerinden birisidir. Bizim burada bu tartışmalar dalmamız ve bütün görüşleri ve delilleri zikretmemiz yersizdir. Bundan dolayı ben burada fakihlerin üzerinde ittifak ve ihtilaf etmiş oldukları hükümleri zikretmekle yetineceğim ve cüzi meselelere değinmeyeceğim. Ayrıca bu konudaki racih görüşü hızlı bir şekilde işaret edeceğim.
CEVAP:
Hamd âlemlerin rabbi olan Allah'a, salât ve selam efendimiz Rasûlullah'a, ehli beytine, ashabına ve yolunu takip eden mü'minlere olsun.
İlim ehlinin üzerinde ittifak etmiş oldukları konular;
-Canlı olsun, ölü olsun âdemoğlunun organlarından birini satması haramdır. Çünkü bu insanoğlunun kerameti(değeri/saygınlığı)terstir.
-Yenilenen organların bağışlanması caizdir. Kan, deri, kemik iliği vb... şeyler.
-Canlı bir kimseden olsun veya ölü bir kimseden olsun nesillerin, neseplerin karışmasına sebep olabilecek azaların bağışlanması caiz değildir. Tenasül uzvu, rahim, sperm, yumurta vb. şeyler.
-Canlı olsun, ölü olsun Müslüman bir kimsenin, kanı masum olmayan kâfir bir kimseye organ bağışında bulunması haramdır.
-Organın bağışlanması halinde kişinin ölümünün gerçekleşeceği organların nakilleri haramdır. Çünkü bu bir intihardır. Ciğer, kalp vb. şeyler.
-Küçük yaştaki bir çocuğun yaşamında organının bağışlaması haramdır. Kendisi veya velisi izin vermiş olsa dahi bu çocuğun organ bağışında bulunması haramdır.
Muasır âlimler ölü bir kimseden canlı bir kimseye organ bağışlamasının hükmü konusunda ihtilaf ettiler. Bazı âlimler böyle yapmakla kişinin kendisini tehlikeye attığını ve Allah yarattığını değiştirmek olduğunu söyleyerek bunu men etmişlerdir. Dolayısıyla peygamber efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem) bir kadının başka bir kadının saçından faydalanmasını ve kendi saçına eklemesini yasaklamıştır.
Öyleyse organ nakli, bir kadının başka bir kadının saçını kullanmasının haram olmasından daha öncelikli haramdır. Çünkü organ naklinde bir canın öldürülmesi veya zarar verilmesi vardır. Nitekim peygamber efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem)müsle (düşmanın burnunu, kulağını vs... yerleri kesme) yapmayı yasaklamış ve ölü bir kimsenin kemiğinin kırılmasını aynı canlı bir kimsenin kemiğinin kırılması gibi günah olduğunu söylemiştir.
Ayrıca organ nakli, insanoğlunun saygınlığını ve değerini yok etmektedir.
Bunlarla birlikte bir diğer mesele ise; bağışta bulunacak kimsenin bağışta bulunacağı şeyin sahibi/maliki olması şartıdır. Hâlbuki insan, organlarının ve cesedinin sahibi değildir. Dolayısıyla kişinin sahip olmadığı bir şeyi bağışta bulunması sahih değildir.
Organ naklini caiz görmeyenler yukarıda zikretmiş olduğumuz deliller yanında kıyas ve fıkıh kaidelerinden oluşan birçok delil sunmuşlardır. Mesela; "Satışı caiz olanın, hibe edilmesi de caizdir. Satışı caiz olmayanın hibe edilmesi de caiz değildir."
Ayrıca bu görüşe sahibi olanlar mütekaddim fakihlerin görüşlerini delil getirmişler ve bunlarla delil almışlardır.
Organ naklini haram görünler; Doktor Muhammed Şankıti, Şaravi, Ğammari ve başkaları...
Bekir Ebu Zeyd ise bu konu hakkında hüküm vermede tavakkuf etmiştir.
İlim ehlinin cumhuru ise organ nakli bağışında bulunmanın bazı şartlar dâhilinde caiz olduğunu söylemişlerdir. Bu konuda Malezyada gerçekleştirilen uluslararası İslam konferansının vermiş olduğu bir fetva sadır olmuştur. Ayrıca Mucamma El Fıkhul İslami, Arap yarımadası büyük âlimler heyeti, Kuveyt, Mısır, Ürdün, Cezayir fetva komisyonları bu konuda fetva vermişlerdir.
Ayrıca bu görüş yani bazı şart gözetilen organ naklinin caiz olduğunu söylenen muasır fakihler oldukça çoktur. Şeyh Abdurrahman bin Sa'di, eski Ezher şeyhi Cedul hak, doktor Muhammed Nuaym Yasin (Bu konuda Şankîtinin doktora tezine bakınız).
Organ naklinin bazı şartlarla caiz olduğunu söyleyenler, hakkında haram olduğuna dair naslar bulunan ayetlerden zaruret halinde istisna edilen ayetleri delil getirmişlerdir. Çünkü hasta olan bir insan organ nakli ihtiyaç olduğunda mecbur durumdadır. Zira bu kişinin hayati tehlikesi söz konusudur. Zaruretler, yasakları mubah kılar. Kim bir kimseye hayat verirse sanki bütün insanlığa hayat vermiş gibidir. Organ bağışında bulunan kimse kardeşin kesin bir ölümden kurtarmıştır.
İslam'ın gaye ve amaçlarından biriside insanlara zor gelen şeyleri hafifletmek ve kolaylaştırmaktır. Organ naklinin yasak edilmesi de kulları zor duruma sokacak olan durumlardan birisidir.
"Bir mesele daraldı mı genişler"
"Zarar izale edilir"
Fıkıh kaidesinde; "Meseleler kasıtlara göre değerlendirilir" Nitekim organ nakli bağışında bulunanın katsıda; masum bir kimseyi ölümden kurtarmaktır. Organ naklinden kastı; müsle de bulunma, insanı aşağılama, öldürme, zarar verme değildir.
Aynı şekilde fakihler, insanın sütünü satmasının ve sütannenin kiralanmasının caiz olduğunu söylemişlerdir. Çünkü çocuk için bu gereklidir ve ihtiyaç bunu gerektirmektedir.
İşte organ nakline ihtiyaç duyan kimsenin durumu, bir çocuğun süte ihtiyaç duyması gibidir.
Hakeza fakihler daha önce para veya altın gibi değerli bir şey yutmuş kimsenin öldükten sonra karnından bu değerli şeyi çıkartmak için karnının yarılmasının caiz olduğunu söylemişlerdir.
Hakeza fakihler, hayatta olduğu ümit edilen bir ceninin de kurtarılması için annenin karnının yarılmasını caiz görmüşlerdir.
Ayrıca hayatta olan bir kimsenin, ölü bir kimsenin kemiğini alarak bir birine ekleyerek kaynamasını caiz gören âlimler olmuştur. İşte organ naklide bu kabildendir.
Hakeza bir kimseye otopsi yapmakta aynı organ naklinde bulunmak gibidir. Bunlar birbirlerine kıyas edilir.
Ayrıca bu konuda fakihlerin üzerinde ittifak etmiş oldukları bir kısım hak ve hukukun birbirleriyle çelişmesi halinde maslahatların ve mefsedetlerin gözetilmesiyle delil almışlardır. Bu delillerden biriside "Daha büyük bir zararı def etmek için iki zarardan en zararı olanın işlenmesi" iki maslahattan az maslahat olanın terk edilmesiyle daha fazla maslahat olana yönelinmesi" ve bunların dışında birçok deliller vardır.
Bütün bunlardan benim anladığım ve yanımda tercih edilen görüş, canlı olsun ölü olsun bir insanın organ bağışında bulunmasının caiz olduğudur.
Çünkü her gün hızlı bir şekilde mesafe kat eden tıp bilimi organ naklinin tehlikesiz bir hale getirmiş ve güvenli bir şekilde gerçekleştirir olmuştur.
Bu durumlar tıbbi konularda hüküm vermede en etki eden meselelerdir. Geçmiş zamanlarda organ nakli hem organ bağışında bulunan açısından ve hem de organı alacak açısından büyük tehlikeler arz ediyordu. Tıbbın günümüzde bu derece ilerlemesiyle birlikte fıkhi kaideler ve şeriatın gayeleri de bu gibi konularda genişlemekte ve mubah olmaktadır.
Fakat bu konuda şu şartlara dikkat edilmesi gerekir;
-Zararın def edilmesi veya izale edilmesi herhangi başka tıbbı bir müdahaleyle gerçekleşememesi.
-Organ bağışının bir insana fayda vermesi zarar vermesinden daha fazla olması. Öyle ki organ nakli yapılmasıyla ortaya çıkacak zararın, hastaya organ nakli yapılmadığında ortaya çıkacak olan, zarardan daha daha az olması.
-Organ bağışında bulunan kimsenin akıllı, Raşit ve tasarruflarında ehliyet sahibi bir kimse olması.
-Organ naklinin vefat edenin vasiyeti üzerine yapılması veya zaruret anında masum bir canın kurtarılması için verirse tarafından izin verilerek organ nakli yapılması.
-Organ naklinden doğacak olan maslahat ve mefsedetin ehil ve uzman kimselere bırakılması, insanların istek ve arzularına bırakılmaması.
Allah'a hamd ve Rasûlü Muhammed'e salât ve selam olsun. Davamızın sonu âlemlerin Rabbi olan Allah'a hamd etmektir.