"Günce yeter artık bir aydır şu haline bak. Odadan dışarı çıkmadın. Anlıyorum canın acıyor ama böyle olmaz. Emin ol bebeğin seni böyle görmek istemezdi. Sen ne badireler atlattın. Ufuk şerefsizinden tut, Güven pisliğine kadar. Nerede o herkese kafa tutan Günce? Göremiyorum. Kendisi bir aydır kendisinin acısını artırmak, kendini harap etmek ile meşgul. Farkında değilsin Günce ama böyle yaparak ruh sağlığından da olacaksın. Hadi hazırlan benimle şirkete geliyorsun. Yarım saatin var. Ben aşağıda kahvaltı yapacağım. Sonra sende yersin. Hadi!" dedi Atakan. Evet bir gün Atakan'ın da patlayacağını biliyordum. Haklıydı. Odadan çıkmasını bekleyip aylardır bakmadığım aynaya baktım. Aynadaki yansımaya baktığımda enkaz bir kadın gördüm. Hızlıca banyoya girdim. Siyah bir elbise, ten rengi ayakkabı ve saçlarımı sıkı bir şekilde topladım. Makyaj ise o kadar kolay değildi. Çökmüş gözlerimi hiç bir kapatıcı veya fondöten kapatamaz. Bir şekilde yüzüme canlı görünüm verip hazırlandım. Aşağı hızlıca inip Atakan'ın olduğu masaya baktım. "Aslı yok mu?" "Alışverişe çıkmış. Bu arada çok güzel olmuşsun." dedi. Yapmacık bir gülümseme ile karşılık verdim. "Atakan bu çok saçma." "Saçma olan ne Günce?" "Söyleyeyim hemen. Sen hep kameraların karşısındaydın. Bende senin o şekilde asistanındım şimdi sen aslında hiç ilgin olmadığın bir işte. Ben ıse hayatımda yapmadığım bir şeydeyim." "Hayatta saçma değil midir Günce? Bırak sadece bu saçma olsun. Örneğin bana seninle evleneceksin sonra kan kardeşine düşman, şirketin başına geçeceksin, çapkınlık yapmayı bırakacaksın deseler inanmaz ve bir tarafım ile gülerdim. Ama hayat bu hadi artık çıkalım. Toplantıya geç kalacağız. "
" Nasıl yok gelmedi Asya! Tercüman olmazsa biz adamlar ile nasıl anlasacagiz? Başka birini bulun! "dedi öfkeyle Atakan." Atakan ingilizce ile anlaşın? " " Olmaz ki. Adamlar İtalyan. "dedi. " Tamam ben halledeceğim. Hani hatırlarsın belki önceden seninle çalışırken her salı ve çarşamba günleri ortadan kaybolurdum. " " Yani Günce? " " İşte İtalyanca kursuna gidiyordum. Biraz var İtalyanca. "dedim. " Sen harikasın. " " Biliyorum. "dedim.
" Ne diyor adam Günce? " " Diyor ki sizin şirkete ortak olmak istiyor. " " Olmaz! Asla olmaz. Aile yadigarı şirket de. " dedi Atakan. Hafif güldüm. Onun çevirisini yaptım. İtalyan genç adam " Bence bunu akşam yemeğinde başbaşa konuşalım? " deyince minik çaplı bir şok geçirdim. " Maalesef. "dedim. Tabi ki italyanca. " Bence akşama sizin gibi genç bir bayanın işi olmaz. "dedi. Mübarek iş görüşmesi değil izdivaç programı. Hayır anlamıyorum ulan yabancı herif ne diye çapkınlık yapıyorsun. "Ben evliyim. Akşama eşim ile programımız var. Bence iş konuşalım artık." dedim Atakan'ın elini tutarak. "Ne oldu Günce?" "Hiç. İtalyan misafir beni yemeğe davet etti başbaşa bende kibarca reddedip evli olduğumu gösterdim." dedim. "Toplantıyı bitirdiğini ve onların firması ile çalışmayacak olduğumuzu şöyle Günce." "Saçmalama Atakan Zorbey." "Günce Zorbey istersen ben kibar bir şekilde söyleyeyim." dedi gömleğinin kolunu kıvırarak. Hızlıca adama çeviriyi yapıp Atakan'ı toplantı odasından çıkardım. Onun odasına girdiğimizde konuşmaya başladım. "Ne yapıyorsun sen? Gereksiz kıskanmalar falan. Atakan Zorbey kendine gel. Evet bende soy ismi Zorbey olan biri olabilirim. Ama bu beni kıskanma hakkını vermez." "Evet Günce Zorbey. Benim soyadımı taşıyan herkese karışabilirim. Seni kıskandım. Çünkü şuan psikolojik olarak savunmasızsın. Etrafa yapmacık gülücükler saçıp içinde fırtınalar koparıyorsun ama farkında değilsin. Bebeğini kaybettin. Sana nasıl davranmam gerek onu bilmiyorum. "dedi. Ne yani tüm savunma bu muydu? "Bilmediğin şeyler var. Bak Günce açık konuşacağım. Bebeğini kaybettin gün haber basına sızınca Güven aradı. Galiba yine şu senin sevmediğin ablası doldurmuştu. Seninle görüşmek istediğini, bebek hakkında olduğunu falan söyledi. Tabi sen o sıralar bizim ile iletişimi koparıp odana hapis olduğun için bilmezsin. Bende benim ile konuşmasını söyledim. "dedi. Kalp ritimlerim hızlanmaya başladı. "Anlat hadi dinliyorum ben." dedim. "Bebeğin kendisinden olduğuna eminmiş bey efendi. Neymiş bebeğin mezarını açtırıp DNA testi yaptıracakmış. Sonra gerisini tahmin ediyorsundur. Mahkemeler ile uzayacaktı. Tabi ben de ona cevabım sert oldu. Minik bir bebeğin mezarını açtırmak onun küçük el değmemiş bedenini acıtmaktan girdim burnundan çıktım. Kısacası bu aralar bunlar ile tedirginim. Aldığım habere göre İstanbul'a geliyormuş. Biraz da gerginim. Yaptığım konuşma etkili olup olmadığını konusunda. Sonuç olarak Günce böyle bir olay varken seni kıskanıp kıskanmamam normal." dedi. "Teşekkür ederim. Her şey için. Güveni ara. Ben konuşmak istemiyorum. Akşam yemeğine çağır. Ceren de olsun. Sonra senin şu kardeşini ara. Adı neydi Doğukan. Onu da yemeğe çağır. Başka bir düşmanımız varsa onu da yemeğe çağır ve hepsinden topluca kurtulalım. Artık bende bebeğimin acısını rahat rahat yaşayım. "dedim. " Ha şu kardeşin ile aynı gün olmasın şu yemek. "dedim." Başın sağolsun Günce. " " Teşekkür ederim Güven, sana da teşekkür ederim Ceren "dedim. Ortamdaki kaos havasını görmezden gelmeye çalışarak oturma odasına geçtim. Hepimiz birbirimizin yüzüne bakıp kısa süreli bir sessizlik oluştu. Nitekim fırtına öncesi sessizlikti. " Güven ben birşey duydum. Sen mi konuşmak istersin. Yoksa ben mi başlayayım." dedim. Güven'e tiksinti ile bakarak. "Doğru duymuşsun. Mezarı açtıracağız . Ve DNA testi yaptıracağım." dedi. "Açtıracağız derken?" "Ceren ve ben karar verdik." dedi. "Bende seninle açık konuşayım. Sen nasıl bu bebekten bu kadar eminsin? Bak Güven. Belki beni biraz tanımışsındır. Bu bebek senin değil. O Atakan ve benim bebeğim. O bebek bizim bebeğimizdi." "Tamam. Ama benim içimde şüphe var. Ve o mezar açılacak Günce." "Açılmayacak efendim. Sen hangi cüret ile basit bir mezar gibi konuşursun. Sen her mezar dediğinde ben ölüyorum. Ona öyle mezarın içindeki basit bir şey gibi bahsedemezsin. Orada yatan benim çocuğum. Cinsiyetini bilmediğim, yüzünü bir kere bile görmediğim bebeğim. Ben onu öldükten sonra bir kere bile görmemisken sen onu küçük mezarından çıkarıp ona iğneler batırıp DNA testi diyorsun. Ben onun cinsiyetini bile öğrenmeye kıyamazken sen ne yapıyorsun? Bak Güven. Ben adımın Günce olduğundan ne kadar eminsen o çocuğun Atakan ve benim olduğundan eminim. Bir de ben onun bir kere mezarına gidemezken sen? "dedim. Dolan gözümü sildim. "Eğer bir daha böyle bir konu açılırsa karşında bambaşka Günce görürsün." dedim. Ceren araya maydanoz olmaya çalışırken onu bir bakışım ile susturdum. "Yanılmışım. Özür dilerim Günce. Bir anlık düşünce ile haraket ettim." dedi. "O zaman yemekler soğumasın değil mi?" dedim masayı işaret edip. Ee boşuna oyuncu değildik değil mi? Ben bile inandım kendime bebeğin Atakan'dan olduğuna. Bari onu hayatta koruyamadım bari toprak iken huzurda olsun.
"Ee işler nasıl Atakan?" "Gayet iyi Güven. Sizin?" dedi. Sofrada da savaş havası hakimdi. "Gayet iyi. Ekranlara dönme niyetiniz var mı?" diyen Ceren'e baktım. "Hayat sürprizler ile dolu. Belli olmaz." "Aynen Günce de seni oynatacak bir dizi film falan kalmış mıdır orası meçhul. Bir iki sene ara verdin ya?" "Doğru. Hiç olmazda hayatımı konu alan bir senaryo yazarım. Hm. Merak etme seni de başrol yaparım. Gişe rekorları kıran bir film çekerim ne dersin? Merak etme tekrar emin ol karakterinden daha iyi bir şekilde yazarım seni. Sonuçta o kadar kötü karakter olursan ki ben onu yumşatmaz isem emin ol linç edilebilrsin. "dedim. " Ahh. Canım sen kim senaryo yazıp film çekmek kim? Ama doğru bir konu buldum sana. Yine şanslısın. Sahte bir evlilik. Bebeğini kaybetmiş acemi yani çaylak bir kadın. Belki o karakter sana uzak gelmemiştir. İhanetler üzerine kurulu aşklar ve sahte evlilikler "dedi pişkince sırıtıp. " Ceren bak bu senaryoyu sevdim. Bence hemen bir senarist ile konuş. " " Neden sen yazmayacak mıydın senaryoyu? Yoksa küçük narin eski annemiz kendisi yazamaz mı? " dedi. "Filmimde gala gecesine en önden bilet yollayacağım. Emin olabilirsin." dedim. "Bu arada mankenlik sektörünü bırakıp benim çekeceğim filme yardımcı aktör olarak alabilirim seni." dedim.
Ben Günce Zorbey isem bana bu hayatta zorluk çıkaranların hepsini pişman edeceğim. O filmi çekeceğim. Tabi ki konusu farklı olacak. Ceren'i pişman edeceğim. Sonra Güveni.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Oyuncu Asistan
Teen FictionHayatıma Atakan Zorbey girdikten sonra aksiyon birgün eksik olmadı. Atakan Zorbey kim mi ? Kendisi benim patronum olur ben onun asistanıyım. En azından şuan. Kendisi televizyon ve Sinema aleminin bir numaralı başrol oyuncusu. Ben okuduğunuz gibi A...