Kod Adı: Terörist
Bölüm|5 'Çelişki'
Alıntının sonunda ki duyuruyu es geçmeyin inşAllah.
Geceyi tüm ihtişamıyla aydınlatan yıldızlar geriye çekişmiş ve yerini güneşin cılız ışınlarına bırakmıştı. Sabahın ilk saatlerinden olsa gerek hava ne tam aydınlık, ne tam karanlıktı. Hafif bir lacivert etrafı sarıp sarmalamıştı.
'Aynı bizim gibi' dedi diğer Sümeyye. Ne aydınlık, ne de karanlık.
Ruh halimi fısıldayan hava, sanki yatakla bütünleşmiş bedenimi kaldırmam ve temiz bir hava almam için aydınlanıyordu. Öyle de yaptım. Saatlerdir dönüp durduğum yatağa avuçlarımı dayayarak bedenimi yukarıya çektim, aynı zamanda sırtımı yatağın başlığına yasladım. Başımı yana çevirip Rumeysa'ya kısa bir bakış attığımda rahatsız etmeyen minik bir mırıltıyla derin bir uykuda olduğunu gördüm. Ah, o da uğramıştı abimin gazabına. Yusuf'un Rumeysa'ya da bağırmasını garipsemiştim aslında ancak o an sesimi çıkartamayacak kadar ruhsuzdum.
Dün, devasa bir harabeyi aratmayan ruhum, bugün harabenin ufak yıkımlarını taşıyordu.
Sanki saatlerce yol yürümüş gibi sızlayan bacaklarımı yataktan sarkıtarak ayaklandım, terlikleri ayağıma geçirirken tüm Sümeyye'lerin hepsi bu saatte dışarıya çıkmamam gerektiğini söyleyip duruyorlardı... Tek bir Sümeyye hariç; Yusuf'un tarafını tutan Sümeyye hepimize sırtını dönmüş uyuyordu. Aynı tarafını tuttuğu Yusuf gibi.
Pekala, sabahın ilk saatlerinde dışarıya çıkmam doğru bir hareket olmayacaktı ancak benliğim, kafamın içinde susmayan çığlıkların vaar ettiği parmaklıklar ardında öylesine daralmıştı ki, biraz hava almak için yapmayacağı şey yoktu.
Ayaklarımı süre süre ulaştığım banyonun ilk önce kapısını kilitleyip lavaboya doğru ilerkerken, parmaklarımı saç lastiğime geçirdim ve lastiği çekiştirerek saçlarımın omuzlarımdan aşağıya dökülmesine izin verdim. O an bir şey çarptı gözüme... Dünün bize armağan ettiği lacivert gittikçe siyahlaşırken gözlerimi kısıp bir süre öylece baktım.
Dün olanlara sebep olan feracem ve peçem kirli sepetinin üzerinde gelişi güzel fırlatılmıştı.
Onları geride bırakarak lavaboya döndüğümde, onları oraya Yusuf'un bıraktığına adımın Sümeyye olduğu kadar emindim. Onu Emir'den nasıl aldığını, buraya kimin koyduğunu umursamayarak çeşmeyi açtım ve avuçlarıma doldurduğum suyla yüzümü yıkadım.
Babam bir keresinde bir insanın en acınası hali, umursamayı bıraktığı halidir, demişti. Ve ben umursamayı bırakalı çok olmuştu.
***
Selamun aleykum.
Nasılsınız? Beni sorarsanız elhamdulillah ben idare ediyorum işte. İlk önce fark ettiyseniz wattpad üzerinden bölümleri kaldırdım. Düzenleyip, yeniden ekleyeceğim. Düzenleme yaparken de aynı zamanda yeni bölümü yazmaya başladım. Ve size de küçük bir alıntı getirdim. Umarım beğenirsiniz. Sizi bekletiyorum, affola. Ama düzenlenmiş bölümleri yüklenince telafi edeceğimi umuyorum. Daha fazla uzatmadan Allah'a emanet olun. Vesselam.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Vahyin Varisleri
EspiritualGenç kız, düştüğü asfalttan kalkarak, Bağırdı ona gülen herkesin duyabileceği şekilde: "Bizim başımız kapalı, sizin beyniniz."