Kenan'a ve nişanlısına gereken mesajları attıktan sonra yola çıkmıştı. Uzun bir süre sonra ilk defa böyle keyifli araba kullanıyordu. Kenan'ın mesajlarına kafası takılsada neşesini bozmak istemiyordu. Radyonun sesi her zaman olduğundan biraz daha yüksekti. Zarftaki 500 TL nin yarısıyla yol üzerindeki bir marketten alışveriş yapmıştı. Şimdi ise bir evin önünde duruyordu.
Ne kadar çok benzesede kendi evi değildi. Küçük bir bahçenin içinde, tek katlı eski bir evdi. Duvarları boyasızdı bahçesi ise bakımsız görünüyordu.
Arabadan indi ve alışveriş torbalarını aldı. Demirleri paslanmış bahçe kapısından geçerek zile bastı.
Kapı aralandı. Küçük bir kız Selim'i görünce kapıyı tamamen açtı. Pembeli pijamaları ve dağınık saçlarıyla uykudan yeni uymamış gibi görünüyordu. Elinde küçük bir pelüş ayı vardı.
"Merhaba küçük kız." dedi Selim, kızla aynı hizaya gelmek için çömeldi. "Nasılsın?"
Küçük kız gözlerini ovuşturdu: "Ben iyiyim."
"Buna sevindim, annen nerede?"
"O, banyoda."
"Anlaşıldı küçük hanım, annene uğradığımı söylersin." Kız hiç bir şey söylemedi. Selim poşetleri kapıdan içeriye bıraktı. "Sonra görüşürüz." dedi küçük kızın saçlarını okşayarak.
Bahçe kapısından çıkarken bir kadın sesi duydu: "Hoş geldin Selim."
Selim, kadına baktı. Saçları, yüzünü kapatırcasına önüne gelmişti. Selim, konuşmak için kadına yanaştı: "Hoş bulduk, nasılsın?"
"İyiyim." dedi kadın. Sesi boğuk çıkıyor ve zorlanarak konuşuyordu. "Getirdiklerin için teşekkür ederim."
"Bir şey mi oldu? Sesin kötü geliyor." dedi Selim. Kadın, konuşmadı, hayır anlamında başını salladı. Selim, kadının saçlarını kulağının arkasına doğru attırdı. "Bunu o mu yaptı."
Kadının yüzü kötü görünüyordu. Yanağında yaralar vardı sağ gözü morarmıştı. Yine güçlükle konuştu: "Bak aslında..."
"Nerede o?" dedi Selim, kadının lafını keserek içeriye girmek için çabaladı.
"Dur." Selim'in kolundan tutarak içeriye girmesini engelledi. "Burada değil, dışarı çıktı".
"Bak buna katlanmak zorunda değilsin" dedi Selim, başını iki yana sallayarak. Sesi sinirli çıkıyordu. "Sana ve kızına baka bilirim."
"Nasıl olacak? Kendinize zor bakıyorsunuz. Dükkan kirasını ödedin mi? Evlilik, evlilik için ne kadar paran var? Kendini kandırma Selim."
"Lanet olsun." dedi bağırarak. "Böyle gitmesine izin vermem." bir hışımla arabaya geri döndü.
Sinirlenmişti. Ne yapacağını bilemedi, biraz gittikten sonra arabayı durdurdu. Ablasını daha kaç kere böyle görecekti? Eniştesi olacak lanet adama bunu ödetmek istiyordu. Sabah sabah nereye gitti bu adam diye düşündü. Arabadan indi eniştesinin ne zaman geleceğini bilmeden beklemeye başladı.
Yaklaşık yarım saat sonra orta boylarda kilolu bir adam göründü ama o değildi. Az daha sonra başka bir adam geldi. Orta boylarda orta kilolardaki bıyıklı bu adam eniştesiydi. Adam bahçe kapısına doğru yöneldi.
Selim, adamın arkasından yaklaştı bir anda sol koluyla boynunu sıkarak sarıldı ve dizinin arkasına tekme atarak diz çökmesini sağladı. Adam kalkmaya çalıştıkça Selim bastırıyordu.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
DERİN ABİLER
ActionSelim, her gün olduğu gibi evden çıktı. Ama bugünün diğerlerinden farklı olacağını bilemezdi. Karşılaştığı bütün olayların bir tesadüf olmadığını, en ince ayrıntısına kadar kurgulanmış bir planın parçası olduğunu öğrendiğinde artık çok geçti. Masum...