Burası New York taki bir petrol istasyonuydu. Çok insan olmazdı. Kuş uçmaz kervan geçmez derler ya öyle işte. Amanda'nın evi petrol istasyonunun 100 metre ilerisindeydi.
Saat 22.00
Bugün nedense Amanda'nın içinde bi sıkıntı vardı. Sağında duran televizyonu açtı. Stres den kanalları arka arkaya değiştiriyordu. Bi anda gözüne bi haber ilişti. Televizyonun sesini açtı. Evet Meggie'ydi bu. Korkunç bir cinayete kurban gitmişti. İçi ürperdi Amanda'nın. İçinden 'Tanrım sen koru' dedi.
Her zaman ki gibi saat 24.00' a yaklaşmaya başlayınca son kontrolleri yapıp bilgisayarı
nı ve televizyonu kapattı. Tam kapıdan çıkacaktı ki petrol ofisinin telefonu çaldı. Çalan telefonla Amanda irkildi ve açtı- Alo.
- Amanda hanımla mı görüşüyorum.
- Evet buyrun.
- Saçlarını niye bugün topladın, halbuki bıraktığında da bi hayli çekici oluyosun. Ama olsun seni böyle de sevdim.Dedi adam konuşmasına devam ediyordu fakat Amanda cümlesinin devamını getirmeden telefonu suratına kapattı. Çok korkmuştu. Elleri titremeye başladı bi anda, durduramıyordu. Kendini toplamalıydı. Kafasını sağa sola doğru salladı. Önünde duran sudan bi yudum aldı.
Artık evine gidecekti. Ayağa kalktı, üstüne montunu giydi. Ayak sesi mi duymuştu. Yoksa korktuğu için kendine mi öyle geliyordu. Bilmiyordu..
Arkasına dönemiyordu. Çok korkmuştu. Cesaretini toplayıp arkasına dönmeliydi. Bütün cesaretini topladı. Soğuk bi el bi anda ağzını kapattı. Amanda hiç kıpırdamıyordu. Gözlerini bi noktaya odaklandı. Napmalıydı, hiç bilmiyordu. Adam bi eliyle Amanda'nın ağzını kapatıyordu, diğer eliyle de saçında ki tokayı çıkarmaya çalışıyordu. Gözleri dolmuştu. Göz kapaklarını yavaşca kapattı. Yaşlar yavaşca yanağından aşağıya doğru süzülüyordu. Adamın elini ıslattı göz yaşları. Adam farketmişti. Amanda ağlıyordu. Kulağına yaklaştı ve şöyle fısıldadı.
-Korkma, canını yakmıcam.
Amanda bunu duyunca bi fazla korkmaya başladı. Bu adam benden ne istiyor diye düşünüyordu. Kalbi o kadar hızlı atıyordu ki. Neredeyse yerinden çıkıcaktı. Adam kahkaha atmaya başladı. Amanda'nın sinirleri bozulmuştu artık.
Bi anda televizyonda ki haber aklına geldi. Gözleri yerinden çıkacakmış gibi büyüdü. Acaba New York' daki seri katilmiydi. Hayır olamazdı. O değildi. Amanda dayanamadı. Kendini geri çekmeye çalıştı. Yapamadı. Adam çok güçlüydü. İkisinde susuyordu. Sessizliği seri katil bozdu.
-Hazır mısın?
Amanda adamın ellerinden ağzını kıpırdatabildiğince 'Yapma!' dedi. Cebinden birşey çıkarıyordu. Artık katlanamıyordu. Adam, tek eliyle boğazına doğru bir şey yaklaştırdı. Soğuk bir şeydi. Amanda hissediyordu. Tenine elinde ki şeyi yavaşca sürtüyordu. Amanda ise sadece ağlıyordu. Artık bitmeliydi. Adam da boyle düşünüyordu. Ve aniden elindeki keskin küçük bıçağı Amanda'nın boynuna hızlı ve sert bi şekilde sürttü. Kadın bi anda yere yığıldı. Tek bir bıçak darbesiyle ölmüştü. Petrol ofisi kan içindeydi.Artık oda New York'un meşhur katilinin kurbanıydı..
Katil hemen ordan uzaklaştı. Her zaman ki gibi polislere bir not daha bıraktı.
Notun üstünde sinir bozucu bi yazı vardı."Meggie'nin birinci arkadaşı AMANDA."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TELEFON KATİLİ
HorrorAnsızın tanımadığınız birinden telefon gelse ne yapardınız? Bir tarafta kurbanlarıyla oyun oynayıp öldürmekten zevk alan bi seri katil , diğer yanda katilden kaçmaya çalışan insanlar. Bir solukta okuyacaksınız..