Merhaba. Çabuk oldu baya. Yazmaya başlayayım dedim gerisi geldi. Bir buçuk saat önce yazdım ama photoshoptan resim yapmaya çalışıyordum. Tabi ki başaramadım. Eğer biriniz arka planda mesaj gibi bir şey koyup kapak yapabilirse bana gönderin lütfen. Bakalım beğenecek misiniz. İyi okumalar :)
Shawn Mendes - Stitches.
"Bade! Daha kaç kere bağıracağım? Kalk artık!" sabah sabah niye ciyaklayıp duruyor bu?
"Ne var ya? Uyuyorum ne güzel." Kafama yastığıyla vurdu.
"Kankacım. Canım. Okulumuz var hatırladın mı?" okul kelimesini duyar duymaz kalktım.
"Hass.. saat kaç? Derse geç kalırsak öldürür öğretmen bizi!" banyoya koşarken geç kalmamak için dua ediyordum.
Merhaba. Ben Bade. Uykuya bağımlı, esprileri harika, saçma sapan 17 yaşında bir gencim ve okula geç kalıyorum! Otobüsten inerken Arzu'nun bileğiden tuttum. Yere bastığımız an koşmaya başladım. Okula zaten bir milyon defa geç kalmıştık. Eğer bu tekrarlanırsa müdürümüzün kafamızı koparacağına eminim. Okulun bahçesinden girerken bekçiye selam verip koşmaya devam ettik. Merdivenleri öyle hızlı çıkıyorduk ki neredeyse düşecektik. 11'lerin katına geldiğimizde bizim sınıfın kapısının açık olduğunu görüp nefes aldık. Hızlıca sınıfa girip sıramıza oturduk.
"Baya ekşınlı oldu Bade. Koşmasak bile yetişebilirdik." Gözlerimi devirdim.
"Yetişemeseydik olacakları çok iyi biliyorsun." Biliyorum gibi bir şeyler mırıldanıp iç çekti.
"Kanka yaağğ." Elimin tersiyle alnına geçirdim bir tane.
"Niye o kokoşlar gibi konuşuyorsun sen?" okulumuzun 'kokoşları' hep yağğlı yuğğlu konuşurlar. Elime bir tüfek alıp beyinlerini patlatacağım bir gün ama hayırlısı.
"Bade ben aşık oldum." Bir anda kahkaha attım. Ayran gönüllü.
"Tabi tabi."
"Valla ama. O bizim 'Bad Boy' var ya. Aboovv! Mavi gözlerinde yüzebilirim ben onun."
"Ateş'i mi diyorsun?" dudaklarını büzüp kafasını salladı.
"Adı nasıl Ateş anlamıyorum. Kızlar çocuğu görünce kavruluyor tamam ama deniz gibi gözleri var. Birde kumral. Birde uzun boylu. Eridim burada eridim."
"Bak Ateş ya adı eritiyor seni. Ehehehe." Kafama kitapla vurdu.
"Heey!" tam küfür edecektim ki hoca sınıfa girdi. Gayet de güzel bir espriydi o.
Bize kafa yedirten birkaç sayısal dersten sonra öğle arasına girdik. Yanlış anlamayın sayısal dersleri severim. Ama yapabiliyorsam. Yapamayınca sevmiyorum. Son giren öğretmen erken bırakmadığı için ne kadar hızlıca aşağı inmiş olsak da yine de hayvan gibi sıra vardı. Bizim sınıftaki çocuklardan birine para verip aldırttık. O sıraya hiiç giremem valla. Yemekleri alıp dışarıdaki banklardan birine oturduk. İlkbahara yaklaştığımız için havalar aşırı soğuk değildi. Yemekleri yerken bir yandan Arzu'yla bahçedeki erkekleri kesiyorduk. Daha doğrusu ben erkekleri kesiyordum Arzu Ateş'i kesiyordu. Ateş ve arkadaşları tişörtlerini çıkarmış futbol oynuyorlardı. Tam önümüzde. Cennete düştük galiba çünkü tek birinin göbeği yok. Yani altı çocuğun da mükemmel vücutları olabilir mi ya? Ateş, Barkın, Taha, Arden, Enis ve Toprak. Altı mükemmel insan varlıkları. Bir ara onların kaslarını izlemekten yemek yemeyi bile unuttum. Dürüm bitince ayranı kafama diktim. Tam elimdekileri çöpe atmak için ayağa kalkmıştım ki kafama bir şey geldi. Bir an öbür dünyaya gidip geri geldim. Birkaç kişi etrafıma toplanmış iyi misin diye sorup duruyorlardı. Bunlara mükemmel insan varlıklarından ikisi de dahildi. Toprak ve Arden.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÇAKMA YAKIŞIKLI
RomanceBu hikayenin böyle bitmesini ben istemedim. Bunu isteyen kaderdi. Karmaydı. Belli ki daha önce çok büyük bir hata yapmıştım ve şimdi bunun bedelini ödüyordum. Aşık olarak. Romantik ve mizah içeren bir hikaye. İyi okumalar :) Küfür içerir*