Hayatımın hem en güzel, hem en kötü günleriydi.
Hem hayata küsmüş, hem de daha önce hiç olmadığı kadar sıkı sarılmıştım.
Çok düşmüştüm. Ama hep kalkmıştım.
Keşkelerim 'iyi ki'lerle taçlanmıştı.
Hem kabusu andıran günler görmüş, hem rüyalarımı yaşamıştım.
Çok şey kazanmış, bir o kadarını da kaybetmiştim.
Her hayatın biraz komedi, biraz dram ve bolca karman çorman olduğunu öğrenmiştim.
Hiç kimsenin garanti olmadığına, her dalın kırılabildiğine şahit olmuştum.
Kısaca yaşamıştım.
Her şeyi.
Her şeyiyle.
Çünkü hayat bu demekti.
Yaşamak.
*
Hikaye burada başlıyor!
İyi okumalar! ❤️
Multimedia: Gamze & Aylin
1
"Bir maskaraya 50 lira bayıldıktan sonra sırf sevgilin seni terketti diye nasıl ağlarsın?" dedi Emre gözlerine inanamayarak, ben musluktan akar gibi akan sümüklerimden kurtulmaya çalışırken.
Evet, dakikalar önce Emir'den ayrılmıştım. Ya da o benden ayrılmıştı pek emin değildim. Şimdi de sümüklerin efendisi gibi oturuyordum sıramda çilekli sodamı içerek. Beline çimdik atıp, "Kapatma düğmesi yok mu bunun ya?" diye söylendim diğerlerine. "Ayrıca ben onun kıçına tekmeyi bastım, tersi değil!" Sesim kısıldı gitgide. "Yani sanırım..."
Aylin lafa daldı bana bir peçete uzatarak. Gözlerini kışmış Emre'ye bakıyordu. "Kes sesini. Yedek oyuncu olmak için bir çift krampona 400 lira veren birinin maskaramıza lafı olamaz."
Tam Aylin'in lafına gülecekken, "Ya Cenk'in kuzeni kızlarla buluşmuş!" diye cırlayan Sude'yi duyunca parmaklarımla kulaklarımı tıkadım. Pamuğa ihtiyacım vardı... Kanıyorlardı büyük ihtimalle.
"Ne var kızım bunda? Sen Cenk'in kuzeniyle değil, Cenk'le çıkıyorsun," dedim homurdanarak.
"Anormal bu," deyip araya girdi Semih. "Yalnızca Cenk'i stalklamıyor ki. Cenk'in bff'lerini, eski sevgililerini, yedi sülalesini, köpeğini-"
"Tamam sus," dedim kafamı sıraya gömüp. "Beynim sümüğüme karışıp akmaya başladı galiba..."
*
Okuldan geldikten sonra apartmanın merdivenlerini şarkı söyleye söyleye çıkmaya başladım komşuları umursamadan. "Yok yere gittin canımın içiydin, sevdaaaaaam, gözbebeğim..."
Karşımdaki kapı açıldı aniden. Yerimde kanguru gibi zıplayıp merdiven demirlerine yapıştım korkudan, Gülizar teyzenin cırtlaklaştırdığı sesi boşlukta yankılanırken. "Hazana uydun beni niye vurdun aşkıııım, aşk çiçeğim..."
"Kız kalbime iniyordu," dedim elimi abartılı bir hareketle kalbimin üzerine koyarak. Bu kadın 60 yaşında olmasına rağmen benden daha canlıydı. Galiba ruhlarımız yer değiştirmişlerdi.
"Sana koca buldum yer elması!" Kolumdan çekip beni kendi dairesine soktu bir anda. "Evleneceksen Gel'e Ahmet Şükrü diye bir adam geldi, bıyıkları bile bir başka... Azıcık yaşlı ama olsun, parası var. Biraz da küstah ama zenginlikten olsa gerek. Az da kulakları duymuyor galiba, zenginlik kulaklarına vurmuş... Gözlük takmadan çıkmıyor programa, kesin fakir insanlar retinasını yakar diye korkuyor. Politika-"
"Şiştim kız Gülizar, yeter!" Kolumu elinden kurtarıp koşarak kapıya ulaştım ve o bana yetişemeden dışarı attım kendimi. Evde kaldığım düşüncesiyle kafayı yemiş, annemin de aklına girmeye başlamıştı. Beni evlendirmezse gözleri açık giderdi yüksek ihtimalle.
"Kız nereye kaçıyorsun? Kapacaklar adamı. Vay başıma gelenler... Koca da beğendiremiyoruz. Seni alan iki gün sonra kapıya geri getirmezse bana da Gülizar demesinler..."
Söylemelerine kulak asıp gülümseyerek elimi salladım son basamağı aşıp görüş alanından çıkmadan. "Tamam aşkım, çaya da gelirim." Anahtarımı deliğe sokarken arkamdan bağırdı. "Annene selam söyle, Star'ı açsın. Adı Ahmet Şük-" Cümlesi kapıyı kapatışımla son buldu.
Allah aşkına henüz 18 yaşındaydım, ne kocası, ne Ahmet'i, ne Şükrü'sü...
Annemin evde olmadığını görünce Gülizar teyzenin selamını da diğerlerinin yanına ekledim. Ne zaman birisi annene selam söyle dese, unuturdum. Sanırım beklemede olan 36.000 selam falan vardı.
"Neyse," dedim kendi kendime, treni kaçırmış teyze gibi umursamamaya çalışarak elimi havada sallarken. "Kısmetse söylerim artık."
Şimdi çekmem gereken bir aşk acısı vardı.
İhtiyaç listesi:
1) Nutella
2) Peçete
3) Müslüm Baba playlisti
4) Yatak
Önce mutfağa gidip Nutella kavonozunu aldım, sonra banyoya gidip bir paket peçete, en sonunda da odama varınca bilgiyardan Müslüm Baba açarak yatağa attım kendimi.
Her şey hazır olduğuna göre işleve geçebilirdim!
Bekle beni depresyon!