Güç

114 18 12
                                    

Medyadaki Rüzgar

" Rüzgar iğrençsin. Gerçekten iğrençsin. Çek lan şunu önümden!!"

Rüzgar bir yandan kanla dolu bardağını kafasına giderken bir yandan da kanlı dişleriyle sırıtıyordu . Her ne kadar içmek için can atsam da kendimi zorladığımdan kıpkırmızı kesilmiştim.

Sırf onu göz ardı etmek için etrafı incelemeye başladım. Okuldan kaçıp Rüzgar' a ait olan dağ evine gelmiştik. Rüzgar buzdolabından çıkardığı taze kanı içerken ben elimdeki kahveyle yetiniyordum.Sessizce söylenerek mutfağa ilerledim. Tam bardağımı makineye koyarken dışarıdan duyduğum seslerle irkildim. Koşarak içeriye gittiğimde kapı açıktı ve Rüzgar yoktu. Kalbimin deli gibi atmasına aldırmadan kendimi dışarı attım.

Rüzgar birinin boğazına yapışmış öldüresiye sıkıyordu. Biraz dikkat ettiğimde boğazladığı kişinin beni sıkıştıran kapşonlu çocuk olduğunu farkettim. Ağzından kan gelmeye başlamasıyla yenildiğini zannettim. Tam müdahale edecekken Rüzgar' ı fırlattı ve cebinden çıkardığı hançeri boğazına sapladı. Yerde hareketsiz yatan Rüzgar' ı gördüğümde hayat durmuştu sanki.

" Rüzgar!!!"

Hemen ona doğru koşmaya başladım. Ama bir güç beni tutuyordu. Ayaklarım yerden kesilirken vücuduma yayılan acıyla bağırırken havada asılı kaldığımı farkettim. Eliyle yönetiyordu beni, nasıl bu kadar güçlü olabiliyordu ki?!!

Engel olamadığım öfkem damarlarıma bir güç edasıyla yayılıyordu. Bir yandan acı çekerken bir yandan da acıyla besleniyordum sanki. Tonuna benim bile inanamadığım bir çığlık atıp gözlerimi ona diktim. Kıpkırmızı gözlerini gözlerime dikmiş, yüzüne zafer edasıyla yerleştirdiği gülümsemesiyle bekliyordu. Eli havadaydı ve her bir hareketi zehir gibi vücuduma akıyordu.

" Yapmalıyım." Diye düşündüm. Vücudumda kalan son dermanı da kullanarak elimi onun eliyle aynı konuma getirdim. Gözlerimi kapatıp acıyı hissettim. Damarlarıma yayılan gücü hissetmemle kendime olan güvenimi arttırdım ve gözlerimi açtım. Yüzündeki sinsi gülümseme yerini korku ve şaşkınlığa bırakmıştı. Gözümü gözüne dikip elimi kaldırdım ve son gücümü de kullanıp tüm çabamı ona odakladığım elime topladım . Vee... Gerisi karanlık.

Gözümü açmamla yerde hareketsiz yatan kişiye baktım. Bu oydu, vücudu ortadan parçalanmış ve simsiyah kanı etrafa yayılmıştı . Ardından buhar şeklinde yok olmaya başladı, şaşkındım ve daha da garibi ayaklarım hala yere değmiyordu. Yavaşça yere inmemle hemen Rüzgar' ın yanına koştum. Hançeri fırlatmış şaşkınlıkla beni izliyordu.

" Sen ?! Ama bu nasıl olur?! Sen nasıl yaptın bunu Alev ?! Sen.. Sen..."

" Kendini yorma Rüzgar, konuşmak için çok zamanımız var"

Rüzgar'ı kaldırıp eve götürdüm. Annemden öğrendiğim şeyi uygulamaya karar verdim ve aldığım bıçakla kolumda bir kesik açtım. Ardından da akan kanı Rüzgar' ın yarasına tuttum . Gerçekten çok derindi yarası. Akıttığım kanla inanılmaz bir şekilde kapanan yarasına baktım. Ardından derin bir iç çekip Rüzgar' a döndüm.

" O kimdi Rüzgar ?"
" Vampir avcısı."

Vampir Mi??Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin