Hafif dalga sesleriyle gözümü açtım.Yüzüme çarpan güneşe karşı elimi siper edip gülümsedim.Yine sahilde uyuya kalmıştım.Çevreye baktım iyiki kimse yoktu ve gelmeden hızlıca toparlandım.Hızlı adımlarla evime doğru yürümeye başladım.Bu arada kendimi tanıtayım.Ben Deniz Soykır.İzmirde oturuyorum ve sahile beş dakikalık bir evim olduğu için çoğu vaktim burada geçer.Yine dün gece arkadaşlarımdan ayrıldıktan sonra buraya gelmiştim.Kitap okurken uyuya kalmışım.Evimin önüne geldiğimde ceplerimde anahtarı aradım.Kahretsin çantamda kalmıştı. Neyse dedim odamın camı her zaman açıktır ve merdiveni koyup bu işi halledebilirdim.Sessizce merdiveni cama dayadım ve yavaşça tırmandım.İçeriye girerken dikkatli davranıyordum.Abimin uyanıp azarlamasını istemiyordum.
İçeriye kendimi atıp çevreye bakındım.Kapım kapalıydı ve yavaşça perdeyi çekerek banyoya ilerledim.Soğuk bir duş iyi gelebilirdi.Kendimi suyun akışına bıraktım ve yeterli kaldığımı farkedince çilek kokulu duş jelimi üzerime bocaladım.Yaklaşık 10 dakika sonra bornozumu giyip çıktım.
Aklıma saate bakmak gelince baktım 11.59.Abim yarım saate uyanırdı üzerime mavi kot şortumu ve beyaz askılımı giydim beyaz sandaletlerimide ayağıma geçirdim ve aşağıya indim.Abime kahvaltı hazırlayacaktım.İlk önce ne yapacağımı belirledim.Krep patates kızartması köfte ve diğer kahvaltılıklar yeterli olucaktı.15 dakikaya herşeyi hallettim.Abimi uyandırmaya çıkacağım sırada abimin şen şakrak sesini duydum ''benim prensesim büyümüşte neler yaparmış''dedi yanaklarımı sıkarak.Gülümsedim ve abimin yanaklarını suluu sulu öperek ''sanada günaydın abicim'' dedim.Sırıttı ve oda beni öptü.Abim diye demiyorum çok yakışıklıdır kendisi.Aynı benim ikizim gibidir sarı saçları ve yeşil gözleriyle birbirimizi andırırdık.
''Hadi soğutmayıp yiyelim sonra bizimkileri arıyacağım'' dedim.Harbi ben nasıl aramadım.Abim beni kolunun altına aldı ve masaya ilerledik.Kahvaltımı bitirip masadan kalktım ''Toplaması senden mertcim''ve sonra koşarak bişey demesini beklemeden odama çıktım.Telefonumu elime aldım.Herzamanki gibi kumsal abartıp 13 kere ve doruk 6 kere aramış hemen kumsalı aradım.Üçüncü çalışta açtı.
''Niye telefonu açmıyosun?O telefon süs diyemi alındı hayır yani 1 kere açmasan neyse 13 kere nedir deniz ya neden açılmıyor bu telefon?Yine sahildeydin dimi?'' ofladım.Hep böyle annem gibi davranırdı ama bu huyuna alıştım.Zaten annemin yokluğunu hissettirmemeye çalışıyordu neyse.
''Kumsal ne konuştun ya sakin ol arada nefes al''dedim ve yatağımın ucuna oturdum.
''Çok konuşmada söyle nerdeydin ve napıyodun''
''Bak canım duş aldım merte kahvaltı hazırladım ve kahvaltı ettik tamammı''dedim gülerek ve saçımı taramaya başladım telefonla konuşurken biraz zor oluyordu.
''Neyse hazırlan seni almaya gelicem ve alışverişe gidicez''dedi heycanla.Kahkaha attım ve ''peki peki uzun zaman olmuştu neyse bay''dedim ve bisey demesini beklemeden kapattım.Yoksa susmazdı.Sarı ve hafif dalgalı saçlarımı usulca taradım.Beyaz askılı çantamı elime alarak içine bir miktar para kulaklık ve telefonumu attım.Kumsal süslenirdi kesin ve o gelene kadar aşağıda televizyon izlemeye karar verdim.Merdivenden zıplayarak indim ve televizyonda izliyecek bişeyler aradım.Abim kesinlikle arkadaşlarını bekliyodu.Ben televizona daldım ve televizonda bana daldı zuahahh.İç sesim bana bildiği küfürleri sayarken bende kapı zilinde eşlik ettim.Yanlız şuan hem kapıyı açmadım hemde şuan iç sesimle kendime küfür ediyorum.Kafayı yiyorum beğğ :Dd hemen iç dünyamdan çıkıp kapıyı açtım.
''İki saattir dikiliyorum kızım napıyosun sen ya hadi yürü''dedi siyah porschesine binerek. Dediklerine gülerek ön koltuğa yerleştim.Alışveriş merkezine doğru sürmeye başladı.Bende şarki açtım son ses eşlik etmeye başladık.''Yanlız kumsal dünki çocuklar neydi bee''
