Sara, sinirle her eline geçeni yere fırlatıyor ve kendi kendine bağırıyordu.
"Olamaz! Tüm plan suya düştü. Nasıl?! Nasıl haberi olabilir? "
Daniel, hızla yerinden kalkarak heyecanla bağırdı.
"Uyarı yaptığımız gün sizi hatırlamış olabilir efendim. "
Sara, biraz da olsa sakinleşerek koltuğuna geri oturdu. Aslında mantıklıydı ama bu kadar küçğk bir ayrıntı yüzünden planının yok olması onu sinirlendiriyor ve emeğinin karşılığını almasına engel oluyordu.
"Efendim. Bir şey söylemek istiyorum ama? "
Sara kafasıyla onaylayarak konuşmasını bekledi.
"İlk olarak kızın hafızasını silersek okula gittiğimiz de onunla yeni bir başlangıç yapabiliriz. "
Sara elindeki kalemi yavaşça döndürerek düşünmeye başladı. İlk okula gittiğinde kızla çok iyi bir başlangıç yapmamıştı ama zaten normal olan bu değil miydi ki? O kızı sadece piyon olarak kullanacaktı, şaha giden piyon.
"Pekâlâ, o zaman kızın hafızasını silmen için yarım saatin var. "
Daniel, sırıtarak karşılık verdi. Bu onun için çocuk oyuncağıydı.
***
Gelen tıkırtılarla gözlerini açtığında Daniel'in üzerine battaniye örttüğünü fark etti, Sara.
"Bitirdin mi? "
Sesi uyku mahruru olsa bile o kadar kuru çıkıyordu ki bir an ürperdi genç adam. Gittikçe daha da duygusuz biri oluyor ve gittikçe durdurulamaz dereceye geliyordu.
"Ah evet, kız tam bir sürtük. Çok kolay oldu efendim. "
Sara, dikkatlice Daniel'e baktı.
"Bana efendim demeyi kesebilirsin, Dani. "
Dani, şaşkınca güzeller güzeli tanrıçaya baktı ama cam göbeği gözlerinde gördüğü sadece 'intikam' diye dans eden küçük pırıltılardı.
"Birdenbire çok ani oldu ef-. "
Efendim diyecekken son anda kendini tutarak susmayı akıl edebilmişti, Dani. Sara gözlerini kitap raflarına çevirerek konuşmaya başladı.
"Seninle ilk kütüphane de karşılaşmıştık, Dani. O günler çok kötüydü benim için. Sen gidince bol bol düşünmek için vaktim oldu. Bu kadar resmiyete gerek yok. Sen artık benim yoldaşımsın. "
Daniel, kafasını sallarken aklında sadece tanıştıkları gün vardı. Gri uçuş uçuş elbisesinin içinde, cam göbeği gözleri neşeyle parlayan mükemmel bir kız çocuğu. Aklındaki soruyla bir kaç kez ağzını aralayıp kapattı Dani. Onun ne haddineydi, koskaca tanrıça Amanda Sara DARKNESS'e soru sormak?
Ama Sara çoktan onu farketmişti. Her ne kadar bugün kendinden oldukça taviz verdiğini düşünse de yine de merak kırıntıları vardı içinden hafifçe onu dürtükleyen.
"Söyleyebilirsin Dani. "
"İlk tanıştığımız gün.. Çok sevecen, mutlu ve gülümserdin. Hatta öyle bir gülümserdin ki içim sıcacık olurdu. Bu kadar içten ve sıcak gülümseyen ne gibi dertleri olur diye merak ettin sadece. Sakın yanlış anlamayın sizi sorgulamıyorum. "
Telaşla ağzından çıkan cümleyle, Sara bir kaç saniye ona bakıp yavaşça ayağı kalktı. Battaniye yavaşça yere doğru süzülse de umursamadan pencereye ulaştı. Anlatıp anlatmamakta ne kadar kararsız olsa da bugün bir karar almış ve buna göre davranması gerektiğinin bilincindeydi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ruhsuz Tanrıça (Dünya Serisi 1)
Fantasyİdama mahküm edilmiş bir tanrıça, Amanda Sara DARKNESS. Herkesin korktuğu acımasız bir çocuk, Christen PARKER. 'O sadece insanların acı çekmesinden zevk alan acımasız bir çocuk... Ne olmuş bir düzine insan öldürdüyse, benim elimde binlercesinin kan...