Yine aynı yerdeydim. Her gözümü kapattığımda buraya gelmek. Değişikti. Bu herhalde buraya 85. gelişimdi. Alışmaya başladım buraya. Sanki buraya aitmişim gibi. Uzun bir süre sadece yürüdüm. Sadece düşündüm. Düşüncelerimle boğuşurken bir bedene çarptım. Birbirimizi hissetmiştik. Hızlı çarpmadığımız için acımamıştı. Benim hissetmemde gariplik yok da kadının hissetmesi garip. Buraya ilk geldiğim zamanlar karşı tarafın beni görmediğini, hissetmedigini anlamıştım. Bu yoruma, insanların ben yokmuşum gibi yanımdan geçip gitmesinden dolayı kurmuştum
Karşımda duran kadın orta yaşlarda bakımlı bir kadındı. Benim gibi kahverengi kıvırcık saçlara, uzun kirpikleri sahipti. Gözleri ne büyüktü ne de küçük boyuttaydı. Kahverengiydi. Bana çok benziyordu. Daha doğrusu ben ona çok benziyordum. Kadında bana hayretle bakmıştı. Uzun bir süre sadece ben ona baktım o bana. Kadın hemen telaşla "Pardon. Dalgındım"dedi. Ve hızlı adımlarla uzaklaştı. Ben hala kadının arkasından bakarken. Kadın asker yeşili olan araçına binmişti. O arabasıyla uğraşırken. Ben hala şaşkın gözlerle arabayı çalıştıran kadına bakıyordum. Arabasıyla bir süre sorun yaşadı. Ağzının kıpırdadığını görünce sövdüğünü anlamıştım. O hala arabasıyla uğraşırken kendimi toparlandım. Ve yoluma devam ettim. Aslında belirli bi rotam yoktu. Uyanana kadar dolaşıcaktım. Evler tarif edemiceğim kadar güzeldi. Hem sokaklarda temiz gözüküyordu.
Buranın neresi olduğunu her uyandığımda araştırmakta yorulmuştum. Bu olanları sadece 5 kişiye anlatmıştım. Ve sadece 2 kişi bana inanmıştı. Zaten çoğu araştırmamı onlarla yapmıştım. Belki de başka bir samanyolundaydım. Burası gerçekti. Biliyordum. Ama elimde bir kanıt yoktu. Uzay bilimi daima ilgimi çekmişti. Belki de burası gerçek değildi. Belki de kendi dünyamdan sıkıldığım için bilinç altım bana bir oyun oynuyordu. Olabilirdi. Milyonlarca seçenek varken bir tanesine kendimi inandıramazdım. Bu hata olurdu.
Artık buna kafa yormucaktım. Buranın keyfini çıkarmalıydım. Nasıl olsa elinde sonunda kendi dünyama dönüyordum.
....
Uzun bir süre etrafı inceledim. İki sokak önce sitelere girmiştim galiba. Ve şimdi ikinci bloktaydım. Etrafımı incelerken ellerim uyuşmaya başlamıştı. Bu demek oluyor ki biri tenezzül edip beni uyandırmıştı sonunda. Yavaş yavaş bedenim uyuştu. "Hadi kalk " dedi başımdaki şahıs. Az çok kim olduğunu tahmin edebiliyordum. En son bedenim uyuşmuştu. Ve şimdi ruhen olarak burdaydım. Kendi dünyamda. Saat kaçtı acaba. Ve benim hala gözlerim kapalıydı. Kirpiklerime sanki ağırlık koyulmuştu. Ve ben boşa uğraşıyormuşum gibiydi. Zorlu bir mücadeleden sonra gözlerimi açtım. Ve mavinin hakim olduğu odama göz gezirdim. Ne zamandır uyuyorum ben. Çalar saate baktığımda saat daha sabahın 06:00'ydı. Yine iki dünya arasında savas olsa beni bakkala gönderecek olan mahlukat karşımdaydı.