PASSION // Kaisoo

- PASSION - 2.BÖLÜM

Medya ile birlikte okumayı unutmayın..

Odayı aydınlatan güneş ışınları ikilinin yatağına yansıyordu. Gözlerine çarpan ışık yüzünden uyanan Sehun, kolları arasında uyuyakaldığı sevgilisinin yüzüne gülümseyerek baktı. Gecenin bir saatinde gelen Chanyeol, sevgilisi onun için hazırladığı yemekleri getirmeye gittiğinde uyuyakalmıştı. Bu aralar yapacakları önemli bir anlaşma yüzünden çok fazla çalışıyordu ve eve geldiğinde kendini olduğu gibi yatağa bırakıyordu. Sehun her ne kadar onun bu haline endişelense de Chanyeol'un çalışmayı ne kadar sevdiğini biliyor ve bu yüzden ses çıkarmıyordu.

Sehun, sevgilisine içtenlikle bakıp onu uyandırmamaya dikkat ederek yanağı üzerine küçük bir öpücük kondurup yataktan yavaşça kalktı. Sevgilisi için özel bir kahvaltı hazırlamak için sessiz adımlarla mutfağa yöneldi. Eline aldığı tabakları masaya yerleştireceği sırada çalan zil yüzünden olduğu yerde zıplamıştı. Ardından Chanyeol'un uyanma ihtimaline karşın hızlı adımlarla salondan geçip kapıyı açtı. Yüzüne tutulan poşetler yüzünden kimin geldiğini görememişti ama kulaklarına dolan ses ona hiç de yabancı değildi. Duyduğu sesle dudakları yukarı kıvrılırken geriye çekilip kapıyı biraz daha araladı.

"Kim bu çöreklerin tadına bakmak ister?"

"Yah! Kim Jongin! Çok fazla gürültücüsün. Chanyeol gece çok geç geldi biliyorsun o yüzden şimdi hala uyuyor. Böyle yüksek sesle konuşmayı kes ve mutfağa bana yardıma gel."

Jongin elindeki poşetleri sıkıca kavrayıp gülümserken Sehun'u takip etti.

"Sevgilinin bu saate kadar uyuması sence de normal mi? Gidip onu uyandıracağım." Sehun, esmer beden merdivenlere yöneldiği sırada arkasından gidip zorlukla durdurmuştu. İkisi de oldukları yerde kahkahalar atarken tekrar mutfağa girdiler.Sehun'un yüzü kısa bir gülümsemenin ardından sıkıntıyla düştüğünde Jongin sebzeleri soyup kendisine uzatan adama bakarken, gözlerini kısarak konuştu.

"Neyin var? Kötü giden bir şey mi var?" Jongin sorduğunda Sehun önce başını salladı ama sonra durumu anlatmaya karar verdi.

"S-Sana anlatacağım a-ama Chanyeol'a bundan kesinlikle bahsetmeyeceksin. Onun böyle şeylerle uğraşıp üzülmesini istemiyorum." Sehun diğerinden onaylayan bakışlar kazandığında sessizce anlatmaya başladı.

"Uzun zaman önceydi.Üniversitede aşık olduğum biri vardı ama bunu ona hiç söyleyememiştim.Okulun en popüler çocuğuydu. Bir gün bana beni sevdiğini söyledi a-ama-.. Ama o bunu söylemekte çok geç kalmıştı çünkü ben çoktan Chanyeol'le tanışmıştım. Beni defalarca arayıp rahatsız etti ama karşılık vermemiştim. Geçen sene yurtdışına çıktığını duyduğumda biraz olsun rahatlamıştım.Ama yakın zamanda Kore'ye döneceğini ve beni tekrar kazanacağını söyledi.J-Jongin ondan kurtulmak istiyorum.Bunu tek başıma yapamam." Jongin elindekileri tezgaha bırakıp arkadaşının omzuna dokunduğunda diğeri çoktan dolmaya başlamış gözlerini saklama gereği duymamıştı.

"Merak etme her zaman senin yanında olacağım. Bana onun kim olduğunu anlat.Chanyeol bu konuyu bilmeden biz ondan kurtulmuş olacağız."

"O.. o Kris. Asıl adı Wu Yifan. Onu tam olarak tanımıyorsun Jongin. Sana da bir zarar vermesini istemiyorum." Sehun onu onaylamazken başını sallıyordu. Adını anmak bile vücudunda istemsiz bir titremeye sebep oluyordu. Onun yapabileceklerini düşündükçe korkusu gözle görülür bir hal almıştı.

"O piçin sana daha fazla zarar vermesine izin veremem. Onu bulup cezasını kendi ellerimle vereceğim.Lanet olası pislik seni ne zamandan beri rahatsız ediyorsa bunun cezasını çekecek!"