Merhabalar (:
Videodan afişten görüldüğü üzre hikaye bir AlSel kurgusudur. Esas olaylar şu an yaşanılanlardan 3 yıl sonra gerçekleşiyor fakat hikaye bol flashbackli olacak.
Benim bölümü izledikten sonra , şöyle olsaydı , böyle olsaydı diye içimden geçirip kenara biriktirdiğim çok şey oldu. Onları yazmak istedim.
Umarım keyifle okursunuz :)
Yorumlarınızı benimle paylaşırsanız çok sevinirim..
NOT: Kafa karışıklıklarının olmaması için belirteyim , hikayenin geçmiş kısmında Selin 20-21 yaşlarında Ali de 22-23 , hikayenin 3 yıl sonrası için bu şekilde almam gerekiyordu.
Dış hatlardan havaalanına girdiğinde heyecandan neredeyse olduğu yere düşecekti. Yıllar olmuştu. Herkesi, her şeyi arkasında bırakıp gideli 3 yıl olmuştu. Ağlaya ağlaya , kimsesi olmadan çıkıp gittiği bu kapıdan şimdi ayakları yere basan bir kadın olarak geri dönüyordu. İstemiyordu aslında hiç. Tekrar bırakıp gidememekten korkuyordu. Ama zaten geri dönmesi için sağlam nedenleri vardı. Yeni sezon için birileri ile görüşecekti en geç hafta başına kadar görüşme ile ilgili rapor hazırlayıp toplantıda sunması gerekiyordu. Bir yandan okulda vardı. Nazlı'nın ilk sergisiydi. Yalnız bırakamazdı onu . Arayıp bir ton duygu sömürüsü yapmıştı. Hepsini geçiştirebilirdi aslında ama söylediği bir cümle şimdi elinde valizle burada dikilmesine sebepti işte.
'Kimsem yok Selin. Sende olmazsan yanımda ne anlamı var ikiz olmanın' demişti. Zaten bırakıp gitti diye neredeyse 2 ay doğru düzgün konuşmamıştı Selin'le. Aslında fark etmiyordu. Şu an asıl kimsesiz olanın Selin olduğunu anlamıyordu. Nazlı ve Peri bir ev tutmuş birlikte yaşıyorlardı. Savaşla harika giden bir ilişkisi vardı. Tüm arkadaş grubu yanındaydı. Tuğçe , Emre , Mert.... Ali.. Ali.
Yutkundu. Sevdiği adam. Hala deliler gibi sevdiği adam. Belki unutmuştu artık Selin'i. Bunu düşünmek kalbinde tanıdık bir sızıya sebep oldu. Evet çokça düşünmüştü. Şimdi ne yapıyor ? Hayatında birileri var mı? Beni unuttu mu? Yatağın içinde kıvrılıp yorganına sarılarak bu ihtimal uğruna ağladığı sayısız geceler vardı.
'Hanımefendi?'
'Hanımefendi?'
Kendisini seslenildiğini fark ettiğinde belki de dakikalardır yolun ortasında elinde valizi ile öylece dikildiğini de fark etmişti.
'Buyrun?' dedi hafif şaşkınlıkla kendisine biraz merak ve şüpheci gözlerle bakan güvenlik görevlisine.
'Bir sorun mu var? Yardımcı olalım ister misiniz?'
'Aa. Hayır teşekkürler. Ben dalmışım bir an. Kusura bakmayın' dedi gülümseyerek . Adam hala şüpheci gözlerle onu bakıyordu ama anladığını belli edercesine başını salladı.
Henüz sabahın erken saatleriydi. Güneş bile neredeyse doğmamıştı. Bulduğu ilk taksiye atladı. Eve gitmeden önce görmesi gereken biri vardı. Taksiye doğruca oranın adresini verdi..
3 YIL ÖNCE
'Benim ki uymuyormuş. Bir de sen gitsen ne var Selin. O hem.. bizim de..'
'Nazlı yeter. Sus!'
'Yalan mı? Kardeşimiz değil mi o çocukta bizim?'
'Nazlı dedim!'
'Selin!'