DENİZİN MISRALARI

16 2 0
                                    


Gökyüzü kızıla çaldığı vakit deniz durgunlaşmış sanki sevgilisine veda edermişçesine olabildiğince güneşe sarılmıştı.Kumların üzerinde çıplak ayaklarımın bıraktığı izleri bile silmemişti üzüntüsünden. Denizin bu hüzünlü hali içime ne kadar dokunsa da birkaç saat sonra bu duygusallığı geçecek ve ayın büyüsüne kapılıp gidecekti.Dalgaları sahile haşince vuracak sanki kendini ispatlamak istercesine şarkısını seslendirecekti.Kumların üzerine tam uzanmıştım ki bir ocypode quadrata gözlerini dikmiş bana bakıyordu.Bu sevimli hayalet yengeç kumların sarı altın rengine bürünmüş kendini düşmanlarından adeta korurcasına gardını almıştı. Neyse ki canım tatlıydı ve onunla düşman olmak istemiyordum.Usulca yerimden kalktım ve ayaklarımı denize sokmak için ilerledim.Denizi seviyordum yüzmeyi de öyle kokusu adeta davetkardı.Ama bu akşam üzeri hiç canım istemiyordu.Ayaklarımı yavaş yavaş suyun üzerinde gezdirirken aklıma yıllardır ne kadar yalnız olduğum geldi.Ailemden uzakta önceleri kendime bir ceza olarak burayı tercih etmiştim.Zamanla cezam bir ödüle dönüştü ve buradaki çevreye ve insanlara alıştım. Adanın yerel halkı çok sevecen ve misafirperverdiler. Bana küçük bir bungalov tahsis ettiler ve orada yaşamaya başladım.Anılar kafamda ardı ardına sıralanırken ayağıma çarpan şişeyle düşüncelerimden sıyrıldım.Güzel!Şişe kaliteli bir şarabın şişesiydi.Aklıma gelen ilk düşünceye gülümsedim.İçinde bir kağıt parçası vardı.Şimdi merak etmiştim gerçekten.Çağlar geçti ve telefon,İnternet insanların hayatında yerini aldı.Hangi ahmak kağıda yazılı bir not gönderirdi ki? Aklıma belkide eskidendir demek geldi ama şişenin eski bir şişe olma ihtimali benim evli ve iki çocuklu bir kadın olma ihtimalim kadardı.Mantarı dişlerimle açmaya çalıştıysam da pek başarı olamadım.Uzaklardan arkadaşım verda'nın sesini duyduğumda ağzımda şişeyle öylece kaldım.Anlaşılan o ki gitme vakti gelmişti.Verda beni uzakta beklerken şişeyi de yanıma alıp yola koyuldum.Şimdi merakla bana ne olduğunu soracaktı. Ama işin en güzel yanı bende bilmiyordum.Yanına geldiğimde tam ağzını açacak oldu elimi yukarı kaldırdım ve ''Bana hiçbir şey sorma''dedim.Ağzı açık bana bakarken gülümsedim.Ne diyeceğini bilmez halde yanımda yürürken aklımda kağıtta ne yazıyor olabileceği vardı.Bunu öğrenmek için epey bir yol yürümeliydim.  

THE VERSES OF THE SEA  (DENİZİN MISRALARI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin