Selim telefonu açtı: "Alo."
"Çanta hala sende mi?"
"Evet." dedi Selim. Kenan'ın bıraktığı notu görünce tedirgin olmuştu. Kelime oyunu yaparak bir şeyler öğrenmeyi umdu.
"Açmadın değil mi?"
"Söylesene o çantada ne var?"
"Bu seni ilgilendirmez." diye gürledi Rahmi. "Açtın mi yoksa?"
"O çanta yüzünden başıma gelmeyen kalmadı ne olduğunu bilmeye hakkım var."
"O çantayı saat dokuzda beni bıraktığın yere getir." diye emretti. "Eğer açtıysan yada bir şey olduysa buna pişman olursun."
"Dokuzda mi? Lanet çanta yüzünden arabam çalındı. O saate nasıl orada olacağım."
"Dediğimi duydun, geç kalma ve çantaya bir şey olmasın." dedi ve telefonu kapattı.
Selim, hemen kendisini toparladı. Çantayı açmanın büyük bir hata olduğunu anladı ama bir kere çantayı açmıştı. En azından eksik parayı tamamlarsa kimse çantanın açıldığını anlamaz diye düşündü. Kenan'in gelmesini bekleyecek kadar vakti yoktu. En iyi ihtimalle düğün için biriktirdiği paradan tamamlayabilirdi ama önce bir arabaya ihtiyacı vardı.
Ofisten çıktı. Bir örtü yığınını açtı ve bir kaç gün önce tamir için bırakılan Mustang bütün heybetiyle ortaya çıktı.
Bırakıldığı günden bu yana bu arabayı tamir ediyordu ve bir günlük işi kalmıştı. Sahibi uzun süre buralarda olmayacaktı o yüzden işini görene kadar kullanmasından sakınca yoktu. En azından idare edecek duruma getirmek için hemen işe koyuldu.Arabayı istediği duruma getirdiğinde saat dokuza geliyordu. On beş dakika içinde çantayı geri vermeliydi ve geç kalmak istemiyordu. Önce evine gidip düğün için biriktirdiği paraya baktı, tahmin ettiğinden daha az para vardı. Çantada ki parayı tamamladı ve kanlı ve berbat kıyafetleri bırakıp yenilerini giydi ve evden çıktı. Şimdi on dakikası kalmıştı.
Mustang'i mümkün olduğunca hızlı sürerken, Rahmi, çantanın açıldığını anlar mi diye merak ediyordu. Kafasını dağıtmak için bir şarkı olsa hiç fena olmazdı ama Mustang'in radyosu çalışmıyordu. Yan koltukta duran çantaya baktı. Umutsuzca başını iki yana salladı. Saati kontrol edip gaza daha fazla yüklendi.
Buluşma yerine vardığında, Rahmi, iki adamla beraber kapıda bekliyordu. Çantayı alıp arabadan indi. Takım elbiseli adamları göz ucuyla süzdükten sonra çantayı Rahmi'ye doğru uzattı. Rahmi çantayı alıp arabanın kaputuna koydu. Çantayı kontrol edecekti. Selim, tedirginliğini saklayamadı ama Rahmi, çantayı incelediğinde bir şey fark etmemiş gibi görünüyordu.
"Her şey yolunda değil mi?"
"Tam zamanında geldin evlat." dedi Rahmi, çantayı kapatırken. Selim, rahatlamış gibi görünüyordu. "Geç kalacağını tahmin ediyordum."
"Geç kalmamak için uğraştım."
Rahmi, çantayı adamlardan birine verip yukarı çıkarması için işaret etti. Sonra Selim'e döndü: "Arabanın çalındığını söyledin."
"Bu doğru." diye onayladı Selim.
"Buda hiç fena değilmiş." dedi Rahmi. Mustang'e göz attı ve kaputa hafifçe iki sefer vurdu. "Sana arabanı geri veremem, parasını da veremem ama araba almak için para kazanacağın bir iş fırsatı verebilirim."

ŞİMDİ OKUDUĞUN
DERİN ABİLER
AcciónSelim, her gün olduğu gibi evden çıktı. Ama bugünün diğerlerinden farklı olacağını bilemezdi. Karşılaştığı bütün olayların bir tesadüf olmadığını, en ince ayrıntısına kadar kurgulanmış bir planın parçası olduğunu öğrendiğinde artık çok geçti. Masum...