8 / numb

5.7K 391 132
                                    

Elimdeki kadehi gevşek bir şekilde tutmaya devam ederken, bir yandan da derin derin nefesler alıp veriyordum. Ne halt yemeye buraya gelmiştim ki? Kendime en az Bay Malik'e kızdığım kadar kızgındım. Çünkü buraya gelmemin sebebi onun yüzündendi. Eğer bana herkes içinde emrivaki yapmamış olsaydı, ben de yatağımda günün yorgunluğunu atmak adına uyuyor olacaktım.

Ondan hoşlanmıyordum.

Son derece tuhaf bir adamdı. Bir bulmaca gibiydi. Değişken tavırlarını, olaylara ters tepki veren cümlelerini, mimiklerini... anlayamıyordum. Anlayamadığım her şeyde de sinirim iki katına çıkıyordu. Bir psikologtum, değil mi? Ah, unutun şunu. Kendi özel hayatında sadece hormonlarının etkisinde olan bir kadın gibiydim.

Şampanyamdan büyük bir yudum aldım ve kadehi hırsla geri indirerek karşımdaki manzaraya baktım. Bradford'da şu ana kadar gördüğüm en iyi şeydi diyebilirim. Gecenin büyüleyici karanlığı, caddelere yerleşmiş sokak lambalarıyla bütünleşiyor, seyrek yağan yağmur damlaları cama vuruyordu.

"Güzel, değil mi?"

Yanımda hissettiğim beden hızla toparlanmamı sağlamıştı. Dudaklarımdan bir çığlık (belki de sesli bir küfür) kaçmasını son anda engelleyebilmiştim. "Ö-Öyle," diyebildim sadece. Bu adam arkamdan sessizce yaklaşıp her defasında beni korkutmaktan zevk mi alıyordu?

Yüzümü ona doğru çevirdim. Ellerini ceplerine yerleştirmiş, benim de az önce yaptığım gibi pencereden soluk manzarayı seyrediyordu. Beklemeden yüzünü bana doğru çevirdiğinde, yakalanmışım gibi tekrar önüme döndüm. Saniyeler sonra kadifemsi sesini duymuştum.

"Sizi sinirlendirdim mi?"

Bu soruyu her ne kadar beklememiş olsam da, "Hayır," diye yanıtladım keskin bir sesle. Elbette doğruyu söylemiyordum. İki saat öncesinden bahsettiğini anlamıştım. O da bunun farkındaydı.

"Bana doğruyu söyleyebilirsiniz."Yüzünde şüpheli, bir o kadar da ilgili bir ifade oluşmuştu.

"Sadece emrivakilerden hoşlanmıyorum," diye mırıldandım. İşte bu doğruydu.

Ne söyleyeceğini merakla beklerken, aynı zamanda da kollarımı birbirine dolamıştım. Oldukça rahatsızdım. Sözlerimin, onda ne gibi düşünceler yarattığını bilememek beni huylandırıyordu. Bir çalışanı olarak ona iğneleyici laflar söylemek sinirlenmesini sağlayabilirdi. Ama o Bay Malik'ti ve ne gibi bir tepki yarattığımı bilemiyordum. Çünkü en olmadık yerde alaycı bir gülüş verdiği zamanlar bile olabiliyordu. Sadece kendimi riske atmak istemiyordum.Bu yüzden kendimi her gün yaptığım gibi tekrar uyardım; ona bulaşma, Rachel.

Yere doğru uzanan pencereyle benim arama geçtiğinde, düşüncelerimi doğrulayan şey tekrar ortaya çıkmıştı. O kadar beklenmedik hareketleri vardı ki, ne yapacağım konusunda tıkanıyordum.

"Sadece buradan hoşlanmayacağınızı düşünmüştüm," dedi.

"Ama hoşlandım." Bir adım geri çekildim. Yüzündeki ifadeyi çözemiyordum. Söylediği şey saçma falan değildi. Fakat neden alaycı bir tavırla söylediğini bilmiyordum.

Numb Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin