Bölüm 9=Luhan= Bilmem kaç... Kris= 1=

439 34 70
                                    

Koltuğunda oturan adam,karşısında garip bir şekilde kendisine yalan söyleyen çocuğu dinliyordu. Senelerdir bu çocuk yanındaydı tamam pek sevmez ve ilgilenmezdi ama karakterini de her şeyden daha iyi bilirdi bu çocuğun. Şuan da kendisine cevap verirken yumruk yaptığı elleri bile aslında yalan söylediğinin bir kanıtıydı ona göre. Evet Bay Park insan sarrafı bir insan ve zeki biriydi.

İlgili bir şekilde bedenini iyice koltuğa yasladı ve tekrar etti sorularını;

'Tao demek Kris o çocuğa Dünya' yı zehir ediyor öyle mi?'              Aslında işin gerçeği Luhan, Kris'e dünya yı zehir ediyordu ama bunu Bay Park' ın bilmesine gerek yoktu değil mi? 

'E-evet efendim.'             işte tekrar yalan söylediğini belli etmişti. Neden kekeliyordu ki Tao. Belki de o çocuğu bir an önce Kris'in yanından uzaklaştırmak istiyordu. İlk defa Kris' i o halde görmüştü ve Tao deli gibi korkuyordu bazı şeylerden.

'Tamam gidebilirsin.'                         Bay Park söylediği anda Tao rahatlamayla beraber hafifçe eğilerek terk etti patronunun odasını. Tao kapıdan çıktığı anda Bay Park ın yüzüne donuk bir ifade geldi anında. O Kris' e güvenirdi,hemde fazlasıyla ama içinde bir yerlerde bu defa öyle olmadığını haykıran bir taraf vardı. 

Belki de Kris e    ' o çocuğun kanını akıt' dediğinde, Kris in ilk defa emirlerini sorgulamasının büyük bir etkisi vardı. Kris ilk defa onun emrini sorgulamış ve tereddüt içinde bir cevap vermişti. Bay Park gerçekten zeki bir adamdı.

'Belki de ben kendim bu olaya el atmalıyım ha Xiu'     dedi yavaşça koltuğundan kalkarken. 

......................................................................................................

Kris karşısındaki görüntü karşısında ne yapacağını bilmiyordu doğal olarak. Daha biraz önce o kadar sinirliyken şuan o sinirinden eser dahi kalmamıştı. Aksine şuan vücuduna başka bir duygu hakim oluyordu,,, istek...

Luhan karşısında üzerinde beyaz bir gömlek ile saçları dağınık bir şekilde,dudakları ıslak, o ince  zarif parmakları ile gömleğinin düğmelerini çözüyordu. Bu görüntü karşısında yutkunmasına engel olamadı Kris. İçinden bir tarafı yap gitsin diyordu, bir tarafı ise onun bir tutsak olduğunu,şeytan olduğunu haykırıyordu. 

Tabi ki Kris te bir erkekti, hemde fazlası ile ateşli ve hormonları had safhada olan bir erkek (tabi ki Kris'e yürümüyorum,nereden çıkardınız). Öyle ki vücudu hafiften titremeye bile başlamıştı. Bu çocuk resmen Kris'i baştan çıkarıyordu. Yer altı alemlerinin o meşhur ejderhasını, küçücük şımarık bir veled, resmen baştan çıkarıyordu. O böyle bir çocuğa yenilemezdi. 

Derin bir nefes aldı ve bakışlarını Luhan ın vücudundan gözlerine çıkardı. Gerçekten çok güzel gözleri vardı Luhan' ın. Bir erkek rahatlıkla onun bakışlarına tutsak olabilirdi. 

Sağ tarafına doğru uzandı ve beyaz yatak örtüsünü avuçlarıyla kavradığı gibi asıldı. İki ucundan tutarak Luhan ın yarı çıplak vücuduna doladı örtüyü. Luhan ise kendisine şaşkın gözlerle bakıyordu.

Kris yine bir nefes aldı ve gözlerini karşısındaki şaşkın gözlere tekrar kenetledi. Donuk sesi ile konuştu;

'Ortalıkta bu şekilde dolanma, hasta olup başıma bela olacaksın, zaten fazlası ile belasın'  cümlelerinde bile bir ispatlanmışlık hissi vardı. Sanki kendisine bir şeyleri hatırlatıyor ve söylüyordu.

Bedenini orada döndürüp ilerlemeye çalışıyordu ki Luhan ın ani tutuşuyla olduğu yerde kaldı. Luhan üzerindeki örtünün yere düşmesine izin vererek Kris in sağ kolunu iki eliyle birden kavramıştı ve ona bakıyordu. Yine yüzünde büyük bir gülümseme vardı. Kris bu gülümsemenin altından birşey çıkacağını tahmin ediyordu ki,

SENİ KENDİME KAÇIRDIMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin