Sadece Bir Rüya

38 1 0
                                    


Merhaba merhabaa!!! Evet aslında bu benim ilk kitabım değil ancak yine de heyecanlıyım, bundan önceki kitabımda kullandığım gibi yine yüzsüz adam figürünü ve rüya olaylarını kullandım neden diye sorarsanız rüya olayı gerçekten de başıma gelmiş ve hayatımın çok büyük bir bölümünü kötü bir yönde etkilemişti. Her neysee sizleri fazla tutmadan 💕💕 umarım beğenirsiniz 🦄☄
resim: Alice Pitchworth rolunde Nina Dobrev

5:48 am 6 Ekim 2010

Küçük, küçücük bir oda görüyorum. Bu odayı tanıyorum.. Evimizin girişindeki holün başlangıcındaki 'küçük oda' bu. Ona bu ismi ben takmıştım. Peki neden düzinelerce insan benim küçük odamdaydı ki? Üstelik hepsi siyah giyinmişti. Odaya biraz daha yaklaşıyorum ancak şimdi sadece 3 kişiyi görebiliyorum. Düzinelerce insanın varlığını hissedebiliyorum ancak görünmezler.. 3 kişiden biri annem biri anneannem. Diğerini tam seçemiyorum siyah bir takım elbise giymiş sanırım erkek öyle çok uzun da değil tam ideal boylarda. Kafamı sola doğru çevirdiğimde duvara dayalı bir tabut görüyorum. Benim tabutum? Benim cenazem? Ardından küçücük odada annem ve anneannem kilometrelerce arkamda kalıyor. Sadece ben ve.. o adam. Yüzünü göremiyorum sanırım sis bilmiyorum sanki yüzü yok gibi. Sanırım değil gerçekten de yüzü yok! Hiçbir şey hissedemiyorum. Sadece soğuk. Soğuk mu? Hayır, hayır ben bilmiyorum bu yokluk,  hiçlik. Benimle konuşuyor ancak dudakları, ağzı yok. Zihnimin içinde sesini duyuyorum. Anlayamıyorum.. Bana bir şey mi yapmaya çalışıyor? Uyarıyor mu yoksa? Seni anlayamıyorum yüzsüz adam..

7:02 am 6 Ekim 2010

"Seni her sabah uyandırmak zorunda mıyım ben? Zerre sorumluluk sahibi değilsin Alice. Hala uyuyor musun?! Uyan gerizekalı 8 dakika sonra servisin gelecek UYAN!"

ardından yüzümde hissettiğim şiddetli bir tokat. Oysaki uyanmıştım ve yatakta oturmuş annemin bağırmasını bitirmesini bekliyordum. Kalkıp okul kıyafetlerimi giydim servis ilk beni alıyordu. Hızlıca hazırlanıp evden çıktım ve servisi beklemeye başladım. Sonra birden durdum. Yani zaten duruyordum ama anlarsınız ya durdum işte. Rüyam.. Bir an çok ilginç gelmişti. Gördüğüm rüya. Yüzü olmayan adam. Cenazem. Sahi ne anlatmaya çalışıyordu o adam bana. Gereğinden fazla durmuştum ki önümde kapısı açılmış servis kapısını dahi fark edememiştim. Servise bindim cam kenarı bir yere geçtim ve rüyamı istemsizce düşünmeye devam ettim.

11:30 öğle yemeğinden önceki son matematik dersi

Durmaya devam ediyordum.. Tahtada anlatılan dersten tamamıyla kopmuştum defterimin köşelerine saçma şeyler çiziyordum. Çiziyor muydum Karalıyor mu?  O sırada adımın söylenmesiyle irkildim. Kafamı kaldırıp tahtaya projeksiyondan yansıyan problemlere baktım. Olasılık konusu. Önceki ders işlenmişti ve benim bu konuyla ilgili en ufak bir fikrim yok. Herkes bana bakıyor. Yüzümün gözlerimin altından başlayarak kızardığını hissediyordum, sonra birden etraf siyahlaşmaya başladı. Sınıf siyahtı, öğretmen siyah, çevremdekiler siyahtı. Hepsi birden bire birbirleri içlerine girerek kaybolmuştu. Siyahlığın önünden sanki bir projeksiyon gibi bir görüntü yansıyordu. Benim görüntümdü bu. Hatta az önceki anın görüntüsü. Sanki az önceyi daha önce yaşamıştım ve az önceyi şimdi önüme sermişlerdi. Daha sonra az önce gerçekleşenlerin sonrası geldi. "Cevap: olasılık sıfır çünkü soruda oyuncak bebeklerden bahsetmemiş." Candace cevaplamıştı soruyu. Sonrasında sınfın ve öğretmenin aşağılayıcı bakışları bana çevrilmişti. O sırada siyahlık kayboldu. Yavaş yavaş griye sonra da olması gerektiği renklere dönüyordu. Yine sınıftaydım. Aynı an. Tekrar tahtaya baktım ve soruyu cevapladım ama nasıl yaptığıma dair en ufak fikrim yoktu. Bir anda biri zihnime fısıldayıvermişti sanki. Bir kaç saniye sonrada zil çaldı. Sınıf boşaldıktan sonra sadece iyi geçindiğim 2-3 kız kalmıştı. Yanlarına gitmedim. Öylece sıramda oturmaya devam ediyordum. Sonra.. Korkunç bir his zihnimi kapladı. Gözlerim kararıyordu o karaltının önünden görüntüler geçiyordu. Başımda korkunç bir acı vardı. Öylesine bir ağrı değil KORKUNÇ LANET BİR ACI BAŞIMDA ZİHNİMDE GÖZLERİMDE. Kendime engel olamadım çığlık atmamla kitaplığın altına yumulup korkuyorum diye ağlamam bir oldu. Evelyn koşarak yanıma gelmiş olacak ki kendime geldiğimde yüzüm avuçları içindeydi.

"Alice noldu? Cevap versene!"

kendime gelmiştim ancak cevap veremiyordum öylesine kelimelerin ağzımdan boşalmasına izin verdim.

"Gördüm Evelyn yemin ederim gördüm bu- ben bilmiyorum korkuyorum.. acıyor başım.. ama gördüm garipti ama ben.." Saçma sapan hareketlerle kitaplığa saldırıyordum. Evelyn tekrar benden düzgünce bi açıklama yapmamı istediğinde arkasında bana yarı gülmekli yarı endişeli bakan Ginger ve Tessa'yı fark ettim. Umursamadan kelimeleri toparladım.

"Matematik dersinde bir şey gördüm aslında bu sabah başladı yüzsüz bir adam ve benim cenazem. Şimdi de bu.. Sorunun cevabını gördüm aslında öyle değil yani gördüm sanki o anı daha önce yaşamışım gibi-"

"Ee? Buna dejavu deniyor dünyada herkesin başına gelir sakin olur musun artık?" dedi Evelyn boş boş bakarak. Bir an durdum. Herkes kelimesinin bir anda bir parçası haline gelmiş benliğime kusmak istedim o an.

"Sadece bu kadar değil. Sonrasını gördüm. Hayat bilgisi öğretmeni gelecek derse geç kalan 3 kişiyi tahtanın sol tarafında durarak azarlayacak. İçlerinden en uzun olan en solda en kısa olan ortada durucak. Zack duruş şekilleriyle dalga geçtikten sonra öğretmen tüm sınıfı azarlayacak." Tek nefeste söylemiştim bunların hepsini.

"Pekala bir şey demiyorum Alice. Sadece abartıyorsun. Gerçekten tek derdin ilgi çekmeye çalışmak." bunları Tessa'nın söyleyebildiğine tabikide inanabiliyordum, inanamadığım diğerlerinin de ona hak verip gitmesiydi.

13:05 öğle yemeğinden sonraki ilk ders: hayat bilgisi

Söylediğim her şey bir bir gerçekleşti. Gerçekleşen her olayda Ginger Tessa ve Evelyn'nin bana bakış şekli daha da değişti. Bir an gözüm kapının üzerindeki cama kaydı ve o an yemin ederim ki yüzsüz adamı gördüm.

23:30 27 Ocak 2016

Odamdayım. Tek başıma. Aslında tek başıma değil dolabın önünde duran pufta oturan ve beni 7/24 gözetleyen gölge, yerde yatan devasa siyah kurt, karşımda duran sarı saçlı mavi gözlü Ocean adını taktığım ve 6 yıl önce yüzsüz adamı gördükten 3 ay sonra görmeye başladığım çocukla birlikteydim. Tek eksik Yüzsüz Adam. 7 aya yakındır  konuşmuyordu benimle. Ve yedinci ayın sonunda da sanırım beni terk etti. Böyle söylemesi garip değil mi.. Tüm bunlar 6 yıl önce gördüğüm rüyayla başladı. Yüzsüz adam rüyalarımdan çıkıp gerçekliğimin, hayatımın çok önemli bir parçası olmuştu. O rüyayı gördükten sonra hayatım tamamıyla değişmişti. Her zaman yanımdaydı. Bundan 5 yıl önce anne ve babamın evlatlık oluşumla ve beni tekrar yetimhaneye yollamakla ilgili konuşmasını duymuştum. Hayatımın en uzun gecesiydi evet şüphelenmiştim ama gerçekleşmesini istemediğim bir şüpheydi. Hayatımın en zor gecesi olan o zamanda titreyen dizlerime yenik düşüp yerde kıvranarak ağlamaya başladığım anda Yüzsüz Adamı görmüştüm. Bana elini uzatmıştı yine zihnime umut dolu şeyler fısıldamıştı. O zamandan beri hatta rüyayı gördüğüm andan beri O ne yapmamı isterse onu yapıyordum. Yanlış yaptığım zamanlardaysa aylarca zihnimin içinde bir ses sürekli bana bağırıyordu. Tamam tuhaftı ama anlarsınız ya 7. Sınıfta okul değiştirdiğimde yanımdaydı, en yakın mahalle arkadaşımın cenazesinde yanımdaydı, babamın annemi aldatışına şahit olduğumda yine yanımdaydı sadece bunlarda değil hayatımın her türlü inişinde ve çıkışında bana destek olmuştu. Şimdi öylesine onu göremiyor olmak sadece zihnimdeki bağırışını duymak daha da çok terkedilmiş hissetmeme sebep oluyordu. Bir psikolağa, biriyle yani gerçek biriyle bu konuları konuşmaya ihtiyacım vardı ancak ailem buna ihtiyacım olduğunu görebilecek kadar anlayışlı değil maalesef. Şimdi başımı yastığıma koyucam, saatlerce benimle birlikte yanıma yatan Ocean'la ne hakkında konuştuğumu dahi bilmeden bir şeyler zırvalayacağım.

Gerçekten içinizi hiç o büyük korkunç hissin kapladığı oldu mu? Sanki kalbinizin olması gerektiği yerde koca bir kara delik var ve ruhunuzu, yaşam enerjinizi tam anlamıyla emiyor. Kanserimsaçlarım dökülüyor kemoterapi ciğerlerimi iflas ettirmiş durumda ancak hala fazla fondoten sürüp göz altı morluklarımı kapatıyorum, peruk takıp sigara ve alkol içmeye devam ediyorum. Tam olarak böyle hissediyorum işte. Başkalarına yaşadığımı göstermek için kendimi öldürüyorum.
"Fazla felsefik sözler.. Yine bir dizi karakteri gibi davranıp onun sözlerini mi çalıyorsun Alice?" Az önce kendi hayal gücümün ürünü olan Ocean bana laf soktu, evet..

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jan 30, 2016 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Alice Killed the Mad HatterHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin