"Seni seviyorum" diye fısıldadım Ege'ye.
"Bende seni kadın!" dediğinde kokusunu içine çektim.
Ege ile tam tamına bir yıl olmuştu. Onu seviyordum. Beraber bir çok anımız birikti bu bir yıl içerisinde. Haftada bir yemeğe çıkıyorduk. Beraber uyuyorduk. Ben ne kadar utansamda o rahat durmuyor beni öpüyordu.
Bugün doğum günümdü. Acaba hatırlar mı diye düşünürken Ege odaya girdi.
"Günaydın kadın!" dediğinde güldüm. Ege bana 'kadın' , 'lan' vb. şeyler söylerdi.
"Günaydın adam!" dedim gülüşlerimin arasından.
"Bugün çok güzel olmanın istiyorum." diye emir verdi.
Kafamı sallayarak onayladm. Dolabımdan güzel olduğunu düşündüğüm beyaz dantel mini elbisemi çıkardım. Siyah topuklularımı elime aldım ve banyoya ilerledim.
Elbisemi üstüme geçirdikten sonra ayakkabılarımı giydim. Hafif bir makyaj yaptım.
Saçlarımı hafif dalgalandırdım.Sonra at kuyrukğu yaptım. Ve sonunda hazırdım.
Aşağı indiğimde Ege beni bekliyordu. Elimden tuttu. Kendine çekti. Dudaklarımızın arasında bir kaç santim mesafe kalmışken "Çok güzelsin." deyip dudaklarıma yapıştı.
Nefesim kesilmişti bir an. Öpüşünü sertleştirdiğinde karşılık vermeye başladım. Benden ayrıldığında ikimide nefes nefeseydik."Sana bir süprizim var." dedi ve kolumdan tutup evin kapısına sürükledi. Evden çıktık. Arabasına ilerledik , kapımı açıp o da sürücü koltuğuna geçti. Gazı köklediğinde çok hızlı gittiğimizi söylemek istermişcesine yerimde kıpırdandım. Ege ise hin bir sırıtışla sordu. ''Korktun mu?"
"Hayır korkmadım tabii ki(!)"
"Belli belli" diye kıkırdadığında koluna yumruğumu geçirdim. Neyse ki kızmadı. Uzun bir yolculuğun ardından büyük bir resteuranta varmıştık. Bu büsbüyük yer deniz kenarındaydı. İçeriye girdiğimizde garson bizi denizi gören bir masaya yönlendirdi. İkimizde oturduk. Ve kahvatı için siparişlerimizi verdik. Oturduğumuz yer denize bakıyordu.Burası mükemmel bir yerdi.
"Bugün ne istersek onu yapıcaz!" dediğinde sevinçle ellerimi çırpıp masanın üstünden ona sarılmaya çalıştım. Başarılı olmuştum da. Tam Ege'den ayrılacağım sırada siyah saçlı kahverengi gözlü çocuğun bakışlariı gözüme ilişmesiyle aklımda anlam veremediğim birşey canlandı..
Biz o çocukla sarılıyorduk.
Yutkunup Ege'ye döndüğümde Ege bana anlam verememiş gibi bakıyordu. Ve ardından şu sözcükleri sıraladı.
"Sara iyi misin? Yüzün bembeyaz!""İyiyim. Sanki bir şey hatırladım gibi"
"Ne? Neyi? Nasıl? Kiminle ilgili?" diye sordu telaşla. Bunları söylerken kekeliyordu.
"Bilmiyorum. Siyah saçlı bir çocukla. Sanki ne bileyim çok değişikti. Yani çok değisik hissettirdi." diye sıraladım kelimeleri.
"Hafızanı kaybetmiştin kadın hatırlayabilirsin. Bu normal!" dedi ve gülümsedi. Bende gülümsedim ve yemeklerimiz geldi. O çocuğu aklımdan çıkarmak ostermişcesine yemeğe gomuldum. Sanki Egeye olan duygularimi ona karsi hissetmisim gibi bir duygu olustu icimde am bu duyguyu hemen defettim.
Yemeklerimizi bitirdikten sonra Ege lavoboya gitti. Bende yanliz basima masada oturuyordum. Bi anda gozlerim kapatilinca ciglik atip tepindim. Ege beni yine korkutmustu Eseksin diye bagirdim Egeye. Senin eseginim dedi ve opucuk atti. Guluslerimizi deminki cocuk kesti. "Sara Bayer!!" O degil de bu cocuk benim ismimi nerden biliyordu. Kalbim hızlı atmaya başlamıştı onu görünce. Ege bana şaşkın gözlerle bakıyordu. Karşımızdaki çocuk Ege"ye döndü ve "Ege Sağdıç." dedi yüksek bir tonda. Çocuğun yüzünde dalga geçermiş gibi bir hal aldı. "Sara bunu benim yerime mi koyuyorsun?" dedi.
Kaşlarım çatıldı. Ne diyor bu aptal herif.
"Sen kim oluyorsun?" diye bağırdım. "Bu dediğin adamın yanından geçemezsin.." daha bağırıcaktım ama Ege sözümü kesti.
"Sara!" dedi uyarıcı bir ses tonuyla. Çocuğa baktığımda suratında hin bir sırıtış yerleştirmişti. Ege cümlesine devam etti. "Sara sakin ol."Şaşkınlıktan ne yapacağımı şaşırdım. Doğum günü ha! Gerçekten çok güzel geçiyordu(!)
"Olamam" dediğimde çocuk Ege'nin yanına oturdu.
Ege başladı konuşmaya.
"Sara sen hafızanı yitirmiştin." Onu başımla onayladıktan sonra çocuk devam etti."Sara ben senin eski sevgilinim. Can'ım ben. Bize oyun oynadılar sevgilim. Seni çok özledim. Ve Egeyle yaşadığını duyunca bi yandan sevindim bi yandan üzüldüm. Ege benim ortaokuldan arkadaşım. O başka biryere taşınınca arkadaşlığımızı bitirmiştik. Ve sana dokunamayacağına adım kadar eminim. Seni seviyor olabilir. Bişey demiyorum ama sen benimsin. Ben sensiz yapamıyorum." Elimi tutup öptükten sonra ben şaşkınlık içinde bir Ege ye bir de Can a bakıyordum. Can Ege'yi öldürecekmiş gibi bakıyordu. Birden geçen seneki komidinimin içindeki bulduğum fotoğraflar aklıma geldi.
Sonrası karanlık.CAN'DAN DEVAM
Sara'nın bayılmasıyla aniden kalkıp kucakladım. Lanet olsun ki elbisesi çok kısaydı. Onu kaç defa uyarmıştım kısa giyinmemesi için.
Arabamın arka koltuğuna yatırdıktan sonra gazı kökledim. Ege de arkamdan kendi arabasıyla geliyordu. En yakın hastaneye sürüyordum. Dikiz aynasından Sara ya gözüm ilişti. Kahretsin ki onsuz yapamadım. Önümdeki zorlu engelleri aşarak gelmiştim buraya kadar. Çok özlemiştim ve Sara yı burdan alıp götürmeden gitmeyecektim. Egeyle aynı evde yaşadıklarını duyduğum da çıldırmış deliye dönmüştüm.
Hastaneye varmıştık. Sara yı kucakladım. Acile koştum. Sarayı sedyeye nazikçe bıraktıktan sonra Alnına öpücük kondurup kulağına fısıldadım.
"Sen dünyanın en güzelisin sevgilim. Seni ne olursa olsun asla bırakmıcam. Beni hatırlaman için elimden geleni yapıcam." derken hemşire "İzin verirseniz işimi yapıcam" diye çıkıştı. Biraz geri çekildikten sonra Sara'yı izledim. Gözleri kapalı sanki derin bir uykuya dalmış gibi uyuyordu. Utanınca kızaran yanaklarına baktım. Hafif pembeydi. Sanki huzur veriyordu.
Hemşire işini hallettikten sonra bana dönüp "Ayılınca bana haber verin." Dedi. Başımla onaylayıp Sara ya döndüm. Hala uyuyordu. O masumiyetini hiçbir zaman kaybetmemişti.
Ege geldiğinde Sara "Can" diye inledi. Ege ile birbirimize bakıp aynı surat ifadesini (şaşırmış) sergiledik.
Ege konuştu sinirle. "Bilinçaltından kaynaklı bi durum olabilir. Seni hatırlamıyor ama bilinçaltı seni kaybetmemiş. Arada bazen sayıklıyordu uykusunda."
Dedikleri yüzümde bir hin sırıtış oluştururken kendimi toparladım.Artık ben vardım. Ege yoktu. Bize çok büyük bir oyun oynamışlardı. Ama bu oyun yanlarına kalmayacaktı.