Resim Cesur ¿animasyon¿ filminden izlemenizi tavsiye ederim...
Nefes almak nasıldı sahi. Onsuz da olabilirmiydi her şey güzel. Eve gelmiştim artık beyaz yoktu etrafta. Adamla kadının benim üvey ailem olduğunu öğrendiğimde biraz üzülsemde sevinmiştim. Benim bir ailem vardı sonuçta beni seven ve benim için endişelenen. Bazı şeylere anlam veremiyordum artık. Aşk terk etmek demek miydi. Mutlu olunamaz mıydı sadece masallarda mı olurdu? Zaten artık bir şey de hissetmiyordum. Hafıza kaybım olmasına rağmen onu neden hatırladığımı anlamıyordum. Sanki bir lanetti bana verilen. Odamı gösterdikleri gibi çıktım. Her taraf düşündüğüm gibi simsiyahtı. Ben bu kadar ne yaşamıştım ki? Aynanın karşısına geçip kendimi süzdüm. Gözlerimi inceliyordum yüzümün hatlarını. Ben kimdim? Aynayı tuttuğum gibi yere savurmam bir olmuştu. Ayna büyük bir gürültü ile yere devrilirken ben sadece yatağıma oturmuş izliyordum. Ne ağlamak ne de gülmek geliyordu içimden sadece boşluğa bakıp gülümsemekti yaptığım. Odama sarışın bir çocuk girmişti aniden. Biraz daha hızlı girse boylu boyuna uzanabilirdi. Birden onu yerde düşününce gülmeye başladım. Resmen yatağa uzanmış gülmekten ölüyordum. Yanıma gelip oturdu sarışın çocuk. Beni anlamayan gözlerle izliyordu. Kendime gelip yatağa oturdum. Sarışın çocuğa doğru dönüp onu incelemeye başlamıştım. Hatırlamaya çalışıyordum ama olmuyordu. Gözleri dolmuş gibi bana bakıyordu. İçimden yanaklarını ellerimin arasına alıp ağlama demek geliyordu ama olmuyordu. Bana yabancı geliyordu. Gözlerini benden çekip yerdeki cam kırıklarına bakıyordu şimdi. Bende onun gibi cam kırıklarına bakmaya başladım. Sanki bir şeyler hatırlıyordum. Yerler kırmızıydı birden görüntü yok oldu. Sarışın çocuğa baktığımda ağlamaya başlamıştı. Birden ona sarılıp kafasını çenemin altına yerleştirmiştim. O ağlarken ben saçlarını okşayabiliyordum sadece. Ne bir kelime söyleyebiliyordum ne de hatırlayabiliyordum. Bir süre sonra ağlaması kesilmişti. Yatakta biraz geriye doğru kayıp kafasını kucağıma yatırmıştım. Bir yandan saçlarını okşayıp bir yandan da hatırladığım kadar şebnem ferahın en sevdiğim parçasını mırıldanıyordum. Gücün var mı sevgilim
Derin sularda inci tanesi aramaya
Cesaretin kaldıysa
Hala benimle aşktan konuşmaya
Söyle canım sevgilim
Hayat bize oyun oynuyor olabilir mi
Yorgun gibi bir halin var
Duyguların karışık olabilir mi?
#¿#?#¿#?#¿#Sil baştan başlamak gerek bazen
Hayatı sıfırlamak
Sil baştan sevmek gerek bazen
herşeyi unutmak
Sanki bugün son günmüş gibi dolu dolu yaşamak istiyorum ben
Her ne çıkarsa yoluma
Selam verip yürümek istiyorum ben...
Radyoyu kapatıp gaza köklenmiştim. Insan sevdiğinden vazgeçer miydi? Bu Aşka ihanet olmaz mıydı? Nasılda güzel söylemişti Şebnem Ferah
..Cesaretin kaldıysa hala benle aşktan konuşmaya..
Sahi var mıydı cesaretim. Bir korkak gibi sevdiğimden vazgeçmem Aşka saygısızlık değil miydi? Sahi diyordum kendime hâlâ yaşamaya bir hakkım var mıydı benim? Sürati biraz daha arttırıp bir an önce varmak istiyordum. Her umutsuzluğuma çareydi uçurum. Bir uçurum boşluğuna atabilirdiniz dertlerinizi, söyleyemediğiniz aşklarınızı, gizli olan sırlarınızı, sizi anlamayanlara yaptığınız açıklamaları, mutlu günlerinizi, hatırlamak istemediğiniz günleri ve daha saymakla bitiremeyeceğimizi herşeyi alabilir sonsuzluğu. Arabayı durdurup aniden inmiştim. Havasızlık ve dün gece aldığım alkolün etkisi beni boğuyordu. Dizlerimin üzerine çöküp tüm gücümle nefes almaya gayret ediyordum. Nereden çıkmıştı şimdi bu nefes darlığı. Yerde resmen kendimle mücadele ediyordum. Kumun sıcaklığını sırtımda hissedebiliyordum ve güneşin batarken boyadığı kızıl gökyüzünü görebiliyordum. Birden yüzüme bir gölge inmişti. Gözlerimi zorlukla açtığımda karşımda Gece duruyordu. Siyah tül bir elbiseyle bana bakıyordu. Gözlerindeki makyajlar akmış yüzü simsiyah olmuştu. Elbiseye daha dikkatli baktığımda tüllerinin uçuşmasının sebebinin yırtıldığından olduğunu anlamıştım. Ağlıyordu ama hiç sesi çıkmıyordu. Sessiz hıçkırıklarıyla yanıma çöküp cevabını bildiğim halde kendime söyleyemediğim soruyu sordu.-Neden ellerimi bıraktın, neden beni uçurumun sonsuz karanlığına mahkum ettin?
Ellerimi tutup kalbine götürdü. Kalbi atmıyordu. Gözlerinin içine baktım en derinine. Var olan gücümle cevap verdim.
-Ben ona acı veriyordum.
Birden ellerimi bıraktı. Oysa atmayan bir kalbe göre ne kadarda sıcak elleri vardı. Ayağa kalkmıştı. Hatamın affı varmıydı bilmiyorum. Ama ömrüm boyunca unutamayacağım tek bir cümlesiyle kalan son gücümü de tüketmiştim.
-Esas sen şimdi bana acıyı tattırdın hem de en acı haliyle.
#########
Sarışın çocuk kucağımda uyumuştu. Kardeşim olmalıydı sanırım. Üvey annemin anlattığı kadarıyla bir kardeşim vardı onların çocuklarıydı. Şebnem Ferah'ın şarkısını nasıl hatırladığımı ben de bilmiyordum. Bir kardeşim vardı ve ben onun saçlarıyla oynamayı seviyordum, onu uykusunda seyretmeyi seviyordum, ona şarkı söylemeyi seviyordum. Artık söz vermemin tam vaktiydi. Artık yeni bir hayatım olucaktı ve ben iyi bir abla olacaktım. Önce odamla başlayacaktım büyük değişimime sonrada hayatım değişicekti. Artık ben mutluydum ve artık eski ben yoktum çünkü ben eski Gece'yi gömmüştüm. Yorgunluktan göz kapaklarım acıyor ve uyku beni esir almaya geliyordu. Kardeşimi uyandırmadan hemen yatağa uzanmıştım. Onu esir alan uyku şimdi beni esir almaya geliyordu ki ben çoktan renkli rüyalara dalmıştım ;yarının getireceği güneşin aydınlığı kadar aydınlık geleceğimin ilk günü için...
°♡° Meleğin kanatlarıyla geldik biz dünyaya meleğin kanatlarıyla saflaştık bu dünyada bizi biz bozduk bu dünyada ondan öldük yaşarken hayatta ve gidemedik meleğin kanatlarıyla bu kadar kalp kırıklarıyla taşıyamadı yüklerimizi bu yüzden toprağa gömdü bizi°♥°OKUMADAN GEÇME PİŞMAN OLMAYACAKSIN :D :♡♡♡
Yazardan not:
Aşka kelimesini neden böyle yazdı diye soracağınızi umuyorum ve eğer merak edersiniz diye cevap veriyorum; Aşka kelimesini böyle yazdım nedeni onun farklılığını göstermek istedim çünkü Aşk dünyada çoook mutlu eden ve bir o kadar da acı veren bir duygu..
Eğer aşıksan dünyadaki en şanslı ve en şansız insanısındır...Lafı uzatmadan son olarak bu bölüm biraz kısa oldu ama merak etmeyin diğer bölüm daha uzun olacak beni okuyan, okumaya yeni başlayan, bana vote veren ve yorum atan ve beni okumaktan vazgeçmeyen herkese çok teşekkür ederim bilirsiniz ki ben pek not yazmam bu notu okuduysanız ve beğendiyseniz de ne mutlu bana...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SON MU?
AdventureKaderin yazıldığı yerdi burası, ne olacağı ne yaşayacağından emin olduğun yer. Karanlıktı burası, son anda sevinçlerinle boğan yer. Huzurluydu burası bir anda herşeyin bittiği yer. Kaderindi burası tam aydınlık derken karanlığın ortaya çıktığı yer...