Our Love Was Strong/9. Bölüm/ The best way that you love me

1.5K 48 5
                                    

-Bugün iyi günümdeyim sanırım. Sürekli yeni bölüm yayınlamak istiyorum. Ve bu bölüm çok uzun oldu. Ayrıca size bir sürprizim var ama bunu bölüm sonunda öğreniceksiniz. Ve unutmadan, yine sınırı beklemeden paylaştım hatta dakikalar sonra. O yüzden lütfen kıymetimi bilin iyi okumalar.

"Ee Haz buraya neden geldik" dedi ve benden ayrılıp gözlerini sildi. Elinden tuttum ve onu ileride bir ağacın altında duran bisikletlere doğru yönlendirdim.

"Sana sana bisiklete binmeyi öğretmek istiyorum" dedim ve utangaçca başımı öne eğdim. Utangaçça mı? Ben mi? Bu kız bana neler yaptırıyor böyle?!

"Ne?! Sen şaka mı yapıyorsun Haz"

Önce bana kızdığını ve istemediğini düşünmüştüm ama sonra..

Sonra boynuma atladı. Bana sıkı sıkı sarıldı.

"Bu bu harika. Çok teşekkür ederim Haz sen muhteşemsin"

Yavaşça geri çekildi ama hala çok yakındık. Bu sırada gözlerinin dolduğunu fark ettim.

"Biliyor musun Harry, babam bile, bunu bana babam bile..."

"Şşş sakin ol, tamam geçti. Sakin ol prenses" dedim ve onu kendime çekip sarıldım. Başını göğsüme gömdü. Hala ağlıyordu. Ama kendini sakinleştirmeye çalıştığını farkındaydım. O Emma'ydı. Her zaman bunu yapardı. Tekrar geri çekildi ve gözlerini sildi. Bana gülümsedi. O, o kadar güzel ki. Gözlerimi üstünden almam imkansız. Garip bir çekim var aramızda. O hiçkimseye benzemiyor. Bu çekimi o da farkında. Biliyorum. Ona bakarken kendimi kaybediyorum, kendimden geçiyorum, onunla ilgili hayaller kuruyorum. Ve daha önce söyledim mi bilmiyorum ama o çok güzel. Belirgin elmacık kemiklerine sahip güzel bir yüz, bu yüze sahip çıkam bal rengi gözler ve o güzel yüzü çevreleyen dalgalı kumral saçlar.

"Harry sen beni dinliyor musun?" Kahretsin dalmıştım işte. Of ne dicem ben şimdi?!

"Şey dalmışım. Aslında, aslında seni izliyordum" Şaşırmıştı.

"B-beni mi izliyordun?" Şaşırmıştı ama gülümsüyordu, hoşuna gitmişti.

"Şey ee gülünce çok güzel gözüküyorsun. Gözlerin, gözlerinin içi gülüyor. Çok güzelsin" son cümleyi söylerken elimle yüzünü okşamaya başlamıştım saçını geri attım ve onu ve onu öptüm. Hayır, hayır panik yapmayın. Yanağından, sadece yanağından öptüm. Hey çocuklar, doğru söylüyorum.

"T-teşekkür ederim Harry. Şey artık gidelim mi yani bisiklete binmeye"

"Tabi, tabi gidelim" elini tuttum ve onu bisikletlere yönlendirdim.

**

Bu kesinlikle hayatımda yaptığım en eğlenceli şeydi. Emma bisiklete binmeyi oldukça kolay ve kısa sürede öğrenmişti. Aslında bundan hoşlanmadım. Ama o çok akıllı bir kız. Bütün bunlarla beraber çok eğlenmiştik. Gerçek anlamda eğlenmiştik. Sürekli gülüyorduk, piknik alanını kahkahalarımız dolduuyordu. Bir dakika. Ağzımdan mı kaçırdım?! Evet, piknik alanındayız. İkinci sürprizimde bu. Emma piknik yapmaya bayılır.

"Hey Emma. İki saattir bisiklete biniyoruz. Ben düşündüm ki acıkmışsındır ve bu yüzden senin için bir sürpriz hazırladım." Bana doğru yürüdü ve yanağıma bir öpücük kondurdu. Sanırım büyülendim.

"Bu harika Haz. Ve biliyor musun gerçekten çok açım" dedi ve gülerek masaya doğru ilerlemeye başladık. Masamız tam tepedeydi. Harika bir manzarası vardı. Bütün Holmes Chapel ayaklarımızın altındaydı.

Yemeğimizi yedik. O hala masada otururken ben de gidip ağacın arkasına sakladığım gitarımı aldım ve onun için yazdığım şarkıyı söylemeye başladım. Beni şaşkınlıkla izliyordu. Yüzünde utangaç bir gülümseme vardı.

"The best way that you love me

You could be my best friend

But it really doesn't matter

I love you with my whole heart

It doesn't matter who we are

It doesn't matter what you feel

Because i'll continue to love you forever baby

You're my destiny

The best way that you love me

I can't describe my emotions

But this is the best moment

I know you can feel the magic between us

The magic between us

And it's the best way that you love me"

Ürkekçe başımı kaldırdım ve ona baktım. Ağlıyordu ama yüzünde hala bir tebessüm vardı. Ama görebiliyordum. Gözlerinde bir şey vardı. Çok anlamlı bakıyolardı. Bu, bu aşktı evet. Aşk. Yerinden yavaşça kalktı ve bana doğru gelmeye başladı. Ben de ayağa kalktım ve gitarımı kalktığım sandalyeye bıraktım. Artık çok yakındık, çok. Bir an için, sadece bir an için gözlerimin içine baktı. Ve beni öptü. Evet öptü. Ve bu sefer gerçekti. Kesinlikle gerçek.

-Harry'nin Emma'ya yazdığı şarkı bana ait. Yani normalde daha uzun belki başka bir gün hepsini yayınlarım. İngilizce için pek emin olamadım umarım bir hatam yoktur. Yorumlarınızı eksik etmeyin lütfen. Ne kadar yorum o kadar hızlı ve çok yeni bölüm ;)

Our Love Was StrongHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin