ARAZ

29 6 0
                                    

Sonbaharın ilk ayıydı bugün. İnsanlar gözlerini yeni bir güne açarken sonbahar da tüm güzelliğiyle karşılıyordu onları. Sanki geceye inat doğmuştu güneş ve tüm güzelliğiyle karşılarındaydı gene

İşte bu güneş ışığından nasibini alan biri de Araz’dı. Gözlerini ilk doğan güneş ışıklarına açmıştı . Hafifçe esneyerek yatağından kalktı ve pencereye doğru yürüdü. Gördüğü manzara yüzünü güldürmüştü ve içerden bazı kokuların geldiğini fark ederek odadan çıktı  

Salonda müthiş bir kahvaltı masası ve masanın hemen yanında annesini görerek gülümsedi.  Bugün pazardı ve annesi evin çalışanlarına fırsat vermeden gene kahvaltıyı kendisi hazırlamıştı. Annesinin gülen yüzene bakarken bunun onu mutlu ettiğini biliyordu.

Onu fark eden annesi:  

 Günaydın oğlum erkencisin bu sabah. Gerçi olsun baban da uyanmıştı zaten. Şimdi beraber güzel bir kahvaltı yaparız ama önce yüzünü yıka gel diyen annesine gülerek tamam anne yıkayıp geliyorum ve unutmadan seni çok seviyorum annem diyerek banyoya yöneldi Araz ve daha sonra banyo kapısından görünen salondaki  annesini hayranlıkla izlemeye başladı. Evet Araz annesine hayrandı. Babası da vazgeçilmeziydi ama annesi onun için sanki bambaşka bir dünyaydı

Güzel bir kahvaltı masasına geçen aile ferlerinin yüzü gülüyordu

 Fuat Bey karısına dönerek:

  -Masal Hanım ellerine sağlık yine döktürmüşsün ama keşke kendini bu kadar yormasan hem evin çalışanları yapar

Bu sözler üzerine Masal Hanım kırılgan bir tavırla anladım artık benim yaptığım şeyleri beğenmiyorsun

-Hadi ama anne babamın öyle bir şey söylemediğini sende biliyorsun diyerek
söze karıştı Araz

-Sen sus sıpa tabi hemen babana taraf ol belli sen de beğenmiyorsun artık yaptıklarımı

Bunun üzerine Araz ve babası Masal Hanıma sarılmak üzere ani hızla ayağa kalkarken kafaları birbirlerine çarpmıştı.

Bunu gören Masal Hanım kahkahalarla:

 -Hakkettiniz ama demek benim yaptıklarımı beğenmezsiniz alın bakın nasıl Allah tarafından cezalandırıldınız.

Bunun üzerine Araz ve babası da gülmeye başlamıştı.

-Baba bence susalım yoksa başımıza neler gelir Allah bilir

-Susalım oğlum susalım senin bu annen kerametli kadın valla

Bu sözler üzerine Masal Hanım gene kahkaha atmıştı ve bu kahkahaya Araz ve babası da dahil olmuştu

Gülücüklerin olduğu bu sofrada mutluydu aile fertleri ve Masal Hanım biliyordu kocasının demek istediklerini ama eşiyle bu şekilde münakaşa edişi hoşuna gidiyordu ve münakaşaya oğlunun da katılacağını bilmek daha da mutlu ediyordu evin hanımını.

Gülücüklerinde eşlik ettiği bir pazar kahvaltısından sonra aile fertleri salona geçerek sabah kahvelerini yudumlamaya başlamışlardı bile. Tam keyif üzerine kapı çalınmıştı

Hızlı adımlarla kapıya yönelen Araz  bizimkilerdir diyerek kapıyı açmıştı. Kapının eşiğinde duran Mustafa ve Savaş günaydın Araz  diyerek içeri girip Masal Hanım ve Fuat Beyi de selamlayarak

-Kusura bakmayın aile keyfinizi bölmek istemezdik ama Araz bize bugün lazım

Masal hanım konuşan savaşa dönerek :

-Tamam oğlum siz keyfinize bakın zaten bugünlük iki erkeği kaldıracak gücüm yok Fuat Bey yeter bana

Anneeeeeeeeeee

-Hiç öyle anne mane deme yaşlandım artık diye gülerek Araz a baktı.

-Hadi çocuklar biz odaya çıkalım burada fazlayız belli bizim çiftler yalnız kalmak istiyor

Bunun üzerine annesinin eline aldığı terliği gören Araz çocuklara hızlıca dönerek

-O terlik hedef şaşmaz valla kaçın diyerek odaya koşmuştu bile

Arkadan arkadaşları da odaya gelmişlerdi

Savaş Araz a dönerek sayende pazar pazar anne terliğinden nasibimizi alıyorduk

Bu sözler üçüsünü de güldürmeyi başarmıştı

Araz arkadaşlarına bakarken onlara sahip olduğu için kendini çok şanslı hissediyordu  

 Bu iki arkadaş

Araz’a kardeş olmuştu

Araz’ın hiç kardeşi olmadığı için kardeşlik duygularını bu iki insanda bulmuştu. Onlar kan bağıyla değil gönül bağıyla kardeştiler birbirlerine.

Evet Araz ailenin tek çocuğuydu. Masal Hanım her ne kadar ben yaşlandım dese de aslında daha 30’lu yaşlarında bir kadındı. Her ne kadar çocuk istemiş olsalar dahi Araz’dan sonra çocukları olmamıştı ve bu yüzden Savaş ve Mustafa’yı çocukları gibi benimsemişlerdi

Savaş Fuat Beyin çocukluk arkadaşının oğluydu .Bu iki arkadaş aynı zamanda iş ortaklarıydı bu yüzden Savaş ve Araz beraber büyümüş ve birbirlerine kardeş olmuşlardı. Mustafa gruba sonradan dahil olan kişiydi. Mustafa’nın gruba katılması Araz’ın babasının Mustafa ya burs vermesiyle başlamıştı. Mustafa’nın babası onların şirketinde çalışan olmasına rağmen Fuat Bey de babasına arkadaş olmuştu zaten. Bu burs üzerine aynı okula gitmeye başlayan bu arkadaşlar okulda meydana gelen olay üzerine Mustafa’yla yakınlaşmışlardı. Daha sonra geçen zamanla Mustafa ya daha da güvenerek kardeşleri olarak benimsemişlerdi ve bu kardeşliği ailelerde benimsiyor ve bundan mutluluk duyuyorlardı.

İşte bu arkadaşlar günün çoğunu beraber geçirirlerdi ve bugünde Araz’ın evinde onun odasında oturmuş önemli bir olaydan bahsediyorlardı.

Araz Savaş a dönerek:

 -Eeee oğlum kim bu kız diye soruyordu. Sen kolay kolay hiçbir kıza bakmasın.

Hem sen değil miydin bakacağım kız ancak evleneceğim kız olacak diyen. Kızlar sana pervane oluyordu sen bakmıyordun bile

Savaş Araz a dönerek:

-Oğlum doğru kızlar peşimden koşuyor da ama senin ki kadar değil asıl sana pervane oluyorlar haberin yok.

Bu grubun en yakışıklısı muhakkak ki Araz’dı diğerleri de yakışıklıydı elbette ama Araz aralarında öne çıkan isimdi.

-Oğlum bırak beni hem sen daha 17 yaşındasın evlilik yaşında olmadığı için ne yapmayı düşünüyorsun acaba diye sordu Araz

Savaş Araz a dönerek :

-Oğlum tam evime hanım olacak kız valla öyle bir edebli ki edebine hayran oldum ama yapacak bir şey  yok sabırla onu bekliğeceğim.

Kız beni şuan bilmiyor ama Allah nasip ederse o gün de gelecek beni bilecek yaradan nasip etmişse evime hanım olacak ama değilse şimdiden konuşmak edebine  yaptığım saygısızlık olacak o yüzden bu konuyu burada kapatalım. Zamanı gelince açılacak olan zaten açılır diye söylenerek sustu Savaş ve daha sonra konuyu kapatıp farklı şeylerle uğraşmaya başladılar. Bu günüde böyle geçiren arkadaşlar mutlu bir şekilde birbirlerinden ayrılmışlardı.

Araz odasında tek kalmış pencereden dışarıyı seyre dalmıştı. Aklında bugün Savaş’ın dedikleri vardı. Ona göre hayatındaki tek kadındı annesiydi. Hiçbir kıza o da savaş gibi bakmamış bakma isteği de uyanmamıştı hatta kendine yaklaşan tüm kızları da kendinden uzaklaştırmıştı ama bu gece savaşın dedikleri aklından çıkmıyordu. Bin bir düşünceyle attı kendini yatağa ve kafasındaki tüm düşüncelerin bitmesi umuduyla kapadı gözlerini uykuya

AŞKIN SABIRLA İMTİHANIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin